
Hannah Ritchie’nin “Dünyanın Sonu Değil” kitabı, palmiye yağı hakkındaki yanlış algıları bilimsel verilerle çürütüyor. Türkiye, Malezya’dan en fazla palmiye yağı ithal eden ikinci ülke konumunda. Peki, sürdürülebilir palmiye yağı üretimi çevreyi nasıl koruyabilir? Detaylar haberimizde.

Oxford Üniversitesi’nde baş araştırmacı ve Our World in Data editör yardımcısı olan Dr. Hannah Ritchie, yeni kitabı “Dünyanın Sonu Değil” ile palmiye yağına yönelik yaygın yanlış inanışları bilimsel verilerle çürütüyor.
Yıllardır ormansızlaşmanın baş sorumlusu olarak görülen palmiye yağına dair haksız suçlamalara karşı çıkan Dr. Ritchie, palmiye yağının diğer bitkisel yağlara kıyasla çok daha verimli üretildiğini ve doğru politikalarla çevre dostu bir çözüm olabileceğini savunuyor.
Kitapta sunulan verilere göre, dünyada şu anda 322 milyon hektarlık bir alan bitkisel yağ üretimi için kullanılıyor.
Ancak, bu ihtiyacın tamamen palmiye yağından karşılanması durumunda yalnızca 77 milyon hektarlık bir alana ihtiyaç duyulacak.
Yani mevcut tarım alanlarının dörtte biri kadar bir alanda aynı üretim sağlanabilir. Buna karşılık, tüm ihtiyacın diğer bitkisel yağlardan karşılanması durumunda 660 milyon hektarlık bir alanın kullanılması gerekeceği belirtiliyor.
Palmiye yağının yerine alternatif yağların tercih edilmesi, tarım arazisi ihtiyacını 5 ila 10 kat artırabilir ve bu da daha fazla ormansızlaşmaya neden olabilir.
Dr. Ritchie’ye göre, palmiye yağının tamamen boykot edilmesi yerine sürdürülebilir palmiye yağı (CSPO) üretimine yönelinmesi, çevreye olan olumsuz etkileri minimuma indirebilir.
Türkiye, Malezya’dan en fazla palmiye yağı ithal eden ülkeler arasında ikinci sırada yer alıyor.
2024 yılında Türkiye’ye 905.020 ton palmiye yağı ithal edildi, bu rakam 2023 yılına göre %2, 2020 yılına göre ise %37 oranında bir artış gösterdi.
Palmiye yağı, Türkiye’de bisküvilerden keklere, makarnalardan çikolata ve şekerlemelere kadar geniş bir yelpazede kullanılıyor.
Ayrıca, Türkiye’de üretilen palmiye yağı içeren gıda ürünleri 182 ülkeye ihraç edilerek küresel pazarda da büyük bir yer ediniyor.
Bu durum, palmiye yağının Türk ekonomisi açısından önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor.
Dr. Ritchie’ye göre, palmiye yağını boykot etmek yerine sürdürülebilir tarım yöntemlerine odaklanmak en doğru çözüm.
Palmiye yağı, hektar başına en yüksek verimi sağlayan bitkisel yağlardan biri olduğu için doğru politikalarla çevresel etkileri en aza indirilebilir.
Kitap, palmiye yağı hakkındaki önyargıları yıkarken, veriye dayalı yaklaşımlarla gelecekte nasıl daha sürdürülebilir bir üretim modeli oluşturulabileceğine dair önemli bir perspektif sunuyor.

Yorum Yazın