Son yıllarda gençler arasında artan şiddet olayları ve kavgalar, toplumda büyük endişe yaratıyor.
Son yıllarda gençler arasında artan şiddet olayları ve kavgalar, toplumda büyük endişe yaratıyor.
Aile Evlilik Çift Danışmanı ve İlişki Uzmanı Prof. Dr. Ekrem Çulfa, bu önemli sosyal sorunla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Gençler arasındaki şiddetin nedenlerini ve çözüm yollarını ele alan Çulfa, hem ailelere hem de yetkililere büyük sorumluluk düştüğünü vurguladı.
Prof. Dr. Çulfa, gençler arasındaki şiddet olaylarının birçok farklı faktöre dayandığını belirtti. "Sosyal ve ekonomik eşitsizlikler, yoksulluk, işsizlik ve gelecek kaygısı gibi durumlar gençlerin hayata bakışını olumsuz etkiliyor" diyen Çulfa, "Bu gençler, kendilerini dışlanmış ya da değersiz hissettiklerinde şiddete yönelme eğiliminde oluyorlar.
Özellikle ekonomik sıkıntılar, hem gençler hem de aileleri için büyük bir stres kaynağı" diye ekledi.
Çulfa, şiddetin sadece ekonomik faktörlerden kaynaklanmadığını, aile içindeki dinamiklerin de bu sorunu besleyebileceğini ifade etti.
"Aile içi şiddet ya da olumsuz rol modeller gençleri etkileyen önemli faktörlerdir" dedi ve ekledi: "Ebeveynlerin çocuklarıyla sağlıklı bir iletişim kuramaması, duygusal ihmal ya da aşırı baskıcı tutumlar da gençlerin şiddet eğilimlerini artırabilir."
Medya ve teknoloji kullanımı konusunda da uyarılarda bulunan Prof. Dr. Çulfa, "Şiddet içerikli medya ve video oyunlarına aşırı maruz kalan gençlerde, empati duygusu zayıflıyor ve gerçek dünyayla bağlantıları kopabiliyor.
Ayrıca, sosyal medyada artan siber zorbalık vakaları da şiddet olaylarını körükleyen etkenlerden biri" şeklinde konuştu.
Eğitim sisteminin ve okul ortamının da gençler üzerindeki baskıyı artırdığına değinen Çulfa, "Akademik baskı ve stres, akran zorbalığı ve dışlanma gibi problemler, gençlerin kendilerini izole hissetmelerine neden olabilir.
Okullarda yeterli rehberlik ve destek hizmetlerinin bulunmaması da sorunu derinleştiriyor" ifadelerini kullandı.
Şiddet olaylarını önlemek adına birçok öneride bulunan Prof. Dr. Çulfa, "Bu sorunu çözmek için her kesimin katkıda bulunması gerekiyor.
Aileler, açık iletişim kurmalı, çocuklarına duygusal destek vermeli ve olumlu rol modeller olmalıdır.
Aynı zamanda medya ve teknoloji kullanımı konusunda da denetimci olmaları önemlidir" dedi.
Çulfa, toplumun da bu süreçte aktif rol alması gerektiğini vurguladı: "Toplum temelli gençlik programlarına katılmak, gönüllü mentörlük programlarıyla gençlere destek olmak ve şiddet olaylarına tanık olduğumuzda yetkililere bildirmek, herkesin üzerine düşen sorumluluklardır."
Yetkililere de çağrıda bulunan Prof. Dr. Çulfa, "Gençlere yönelik istihdam ve eğitim fırsatlarını artırmak, okullarda şiddet önleme programlarını hayata geçirmek ve ailelere yönelik danışmanlık hizmetlerini yaygınlaştırmak büyük önem taşıyor" dedi.
Gençler için geliştirilecek etkili şiddet önleme programlarının uzun vadeli olmasının ve toplumun tüm kesimlerinin işbirliğiyle yürütülmesinin önemine değinen Çulfa, "Okullarda sosyal-duygusal öğrenme dersleri, çatışma çözme eğitimleri, akran arabuluculuğu programları yaygınlaştırılmalı.
Ayrıca, gençlik merkezleri ve mentörlük programları gibi toplum temelli projelere yatırım yapılmalı" dedi.
Son olarak Prof. Dr. Çulfa, gençlere yönelik yapılacak her yatırımın aslında toplumun geleceğine yapılmış bir yatırım olduğunu vurguladı.
"Bugünün gençleri, yarının liderleri ve toplumun en önemli üyeleri olacaklar.
Onlara sevgi, anlayış ve destek sunarak, şiddetsiz bir gelecek inşa etmelerini sağlamak bizim elimizde" diyerek konuşmasını noktaladı.
Prof. Dr. Ekrem Çulfa'nın bu açıklamaları, toplumun tüm kesimlerine gençler arasındaki şiddet olaylarının azaltılması için işbirliği çağrısında bulunuyor.
Yorum Yazın