Abone ol
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi'nde Kutlu Doğum Haftası etkinliklerine başlandı.
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi'nde Kutlu Doğum Haftası etkinliklerine başlandı.
Bu kapsamda, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "Gelin Birlik Olalım" sloganı kapsamında "Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet" başlıklı Amfide düzenlenen programa, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Büyükalaca başta olmak üzere, OKÜ akademisyenleri, İl Müftüsü Ramazan Çortul ile öğrenciler katıldı.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla hazırlanan sinevizyon gösterisinin ardından kürsüye gelen, İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Çolak, insanların birbirini anlamada zorlandığını, farklı görüşlere tahammül edemediğini ve çeşitli sebeplerle çatıştığı bir dönemde, Hz. Peygamber’in önerdiği birlik ve beraberliğe herkesin ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Doç. Dr. Ali Çolak, "Yaradılış gereği insan başkalarıyla birlikte yaşamak zorundadır. Tüm canlılar da böyledir. Varlığın devamı bu birlikteliğe bağlıdır. İnsan dünya hayatında mutluluğu arar. Mutluluk huzurlu bir yaşamla mümkündür. Toplu yaşamaktan başka alternatifi olmayan insan, huzuru ve mutluluğu ancak toplumun huzur ve mutluluğunda bulabilir. Acılar paylaşıldıkça azalır, mutluluklar ise paylaştıkça artar. İnsan, karşılaştığı problemleri, kişisel imkân ve gayretleri ile her zaman çözemeyebilir. Toplum bir fabrikaysa fertler o fabrikanın dişlileridir. Toplumda her ferdin görevi önemlidir, küçümsenemez. Herkes bir birine muhtaçtır. Vücudu meydana getiren organlar, tam bir ahenk içinde çalıştığı sürece vücut sağlıklı olur. Tefrikaya düşmüş, birlik ve dayanışmadan uzak sadece kendi şahsi çıkarları peşinde koşmayı adet haline getiren fertlerin oluşturduğu toplumlar, bunun bedelini tarih sahnesinden çekilmek suretiyle ödemişlerdir" dedi.
Programda Hz. Peygamber’in konuya yaklaşımına da değinen Çolak, “Hz. Peygamber insanları adım adım birlik ve beraberliğe alıştırmıştır. Dinimiz öncelikle insanlar arasındaki kardeşliğe, fikir hürriyetine, dil ve kültür serbestliğine aile fertleri arasındaki sosyal ilişkilerle, komşular arasındaki sosyal ilişkilere,İslam ülkesinde yaşayan gayr-i Müslimlerin can, mal, ırz ve inançlarını korumaya önem vermiştir. Gerçek mümin ise içinde yaşadığı toplumun birlik ve beraberliğini bozacak, huzurunu bozacak, huzurunu kaçıracak, mutluluğunu sarsacak, dedikodudan, yalandan, gıybetten, iftiradan, hasetten, fesattan, dargınlıktan, içkiden, kumardan, rüşvetten, fuhuş ve zinadan, başkasına haksızlık etmekten şiddetle kaçınan kimse olmalıdır" dedi.
Bu kapsamda, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "Gelin Birlik Olalım" sloganı kapsamında "Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet" başlıklı Amfide düzenlenen programa, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Büyükalaca başta olmak üzere, OKÜ akademisyenleri, İl Müftüsü Ramazan Çortul ile öğrenciler katıldı.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla hazırlanan sinevizyon gösterisinin ardından kürsüye gelen, İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Çolak, insanların birbirini anlamada zorlandığını, farklı görüşlere tahammül edemediğini ve çeşitli sebeplerle çatıştığı bir dönemde, Hz. Peygamber’in önerdiği birlik ve beraberliğe herkesin ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Doç. Dr. Ali Çolak, "Yaradılış gereği insan başkalarıyla birlikte yaşamak zorundadır. Tüm canlılar da böyledir. Varlığın devamı bu birlikteliğe bağlıdır. İnsan dünya hayatında mutluluğu arar. Mutluluk huzurlu bir yaşamla mümkündür. Toplu yaşamaktan başka alternatifi olmayan insan, huzuru ve mutluluğu ancak toplumun huzur ve mutluluğunda bulabilir. Acılar paylaşıldıkça azalır, mutluluklar ise paylaştıkça artar. İnsan, karşılaştığı problemleri, kişisel imkân ve gayretleri ile her zaman çözemeyebilir. Toplum bir fabrikaysa fertler o fabrikanın dişlileridir. Toplumda her ferdin görevi önemlidir, küçümsenemez. Herkes bir birine muhtaçtır. Vücudu meydana getiren organlar, tam bir ahenk içinde çalıştığı sürece vücut sağlıklı olur. Tefrikaya düşmüş, birlik ve dayanışmadan uzak sadece kendi şahsi çıkarları peşinde koşmayı adet haline getiren fertlerin oluşturduğu toplumlar, bunun bedelini tarih sahnesinden çekilmek suretiyle ödemişlerdir" dedi.
Programda Hz. Peygamber’in konuya yaklaşımına da değinen Çolak, “Hz. Peygamber insanları adım adım birlik ve beraberliğe alıştırmıştır. Dinimiz öncelikle insanlar arasındaki kardeşliğe, fikir hürriyetine, dil ve kültür serbestliğine aile fertleri arasındaki sosyal ilişkilerle, komşular arasındaki sosyal ilişkilere,İslam ülkesinde yaşayan gayr-i Müslimlerin can, mal, ırz ve inançlarını korumaya önem vermiştir. Gerçek mümin ise içinde yaşadığı toplumun birlik ve beraberliğini bozacak, huzurunu bozacak, huzurunu kaçıracak, mutluluğunu sarsacak, dedikodudan, yalandan, gıybetten, iftiradan, hasetten, fesattan, dargınlıktan, içkiden, kumardan, rüşvetten, fuhuş ve zinadan, başkasına haksızlık etmekten şiddetle kaçınan kimse olmalıdır" dedi.
Yorum Yazın