Yüce Allah biz insanlara sayısız nimetler vermiştir. Yüce Allah ilk olarak Hz. Adem'i yaratmıştır. Hz. Adem her şeyin bir eşi var benim bir eşim benzerim yok diye üzülüyormuş. Yüce Allah Hz. Adem'in bu düşüncesi üzerine Hz. Havva'yı yaratmıştır. Yüce Allah Hz. Adem ve Hz. Havva'ya cennette bulunan bir ağaçtaki meyveler haricinde ne isterlerse yiyip içebileceklerini söylemiştir.
Şeytan, Allah'a en çok ibadet eden bir yaratıkmış. Yüce Allah şeytana, meleklere, cinlere ve cennette bulunan tüm canlı cansız varlıklara Hz. Adem'e secde etmelerini söylemiştir. Şeytan bunun üzerine karşı çıkmıştır. Ben ondan önce yaratıldım, o topraktan ben ise ateşten yaratıldım ben ondan daha güçlüyüm vb. ifadelerde bulunmuştur ve secde etmemiştir. Bunun üzerine Yüce Allah şeytanı cennetten kovmuştur.
Şeytan Yüce Allah'tan izin istemiştir Hz. Adem ve Hz. Havva'yı ve sonradan gelecek tüm insanları yoldan çıkaracağını söylemiştir. Yüce Allah izin vermiştir ve cehennemi yaratmıştır. Şeytanın yoldan çıkardığı insanları burada cezalandıracaktır. Şeytan Hz. Adem ve Hz. Havva'yı rahat bırakmamıştır ve Allah'ın yasakladığı o ağaçtan meyve yedirtmiştir. Allah bunun üzerine Hz. Adem ve Hz. Havva'yı cennetten kovup dünyaya göndermiş ve yaşamlarını burada devam edeceklerini söylemiştir. Ve dünyada ihtiyaçları olan tüm şeyleri yaratmıştır.
Yüce Allah'ın biz insan oğullarına bahşettiği nimetlerden Akıl, Su, Yiyecek, Sağlık, Yaşayacak başımızı sokacağımız bir ev, Mutluluk, Düşünebilmek, Konuşabilmek, Görebilmek, Ömür, Aile, Vatan, Huzur ve Dünya... Derken gecen bir ömrün hesap edemediğimiz bakiyatının rıhtımında gönlümüzün dalgalarında bir bütün olmuş ufku izlerken yaşadığımız hayatın kaderince kedersiz yaşama sanatını icra ederken mutluluğumuzun daim olması temennilerimizle huzur ve sağlıcakla ömrümüzü yaşamanın şükrünü yapıyoruz.
Dünya huzurunu bulmak istiyorsan önce iç huzurunu sağlamalısın der atalarımız amenna. Tabiki Mekân her zaman bulunur da huzur veren insan her zaman bulunmaz. Huzuru ve mutluluğu yaşamak en azından iki kişiliktir adem bababızında Allah cc talab ettigi gibi tek olamaz tek yaşayamazdı. Bir hatunu havvası yari yoldaşı candaşı olmalıydı. Havva’sına kavuştuğunda artık beşeriyetin babası ve annesi olmuşlardı, şimdi bizlerde olduğu gibi. Canımızdan can çıkardıklarımızın evimizi mutluluğumuzu sarması gibi. Tüm bunları yaşamanın kaderimizde olması gibi.
Şunu bilmeliyizki senin kısmetin senden başkasına verilmez, başkasına geçmez. Şansta ortak olur yaşam şeklimize derken ömür geliip geçer. Huzurun olduğu yerde soğan bal olur; sevginin olduğu yerde diken gül olur.
Bir güzellik yapalımmı kendimize? Sadece sahip olduklarrımızı düşünelim. Mutlu olalım elimizdekilerle , bu dünyadan beklentimiz ne mal ne de mülk, sadece sevdiklerimle birlikte huzur içinde yaşamak olsun.
En önemlisi huzur istiyorsan dürüst olacaksın. Çünkü yalanlar seni daima diken üstünde yaşamaya mahkûm eder. İnsan, ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Huzur açık denizlerde, mavinin koyu renginde, ormanın derinliklerinde, sessizliğin koynunda yatar. Huzur denilen o şeyin her santimine ihtiyacımız var bu aralar. Sizleri bilemem ama bana biraz bahar gerekiyor.
Tek bir dileğim var; bizlere huzur veren insanlar hep yanımızda olsunlar inşaallah.
Allahım bizlere verdiğin tüm niğmetlere sonsuz şükürler olsun.
MEKKE’NİN KOMŞUSU
