Kıskanmakta ne demek; kıskançlıklarından Ağustos böceği gibi bağıra bağıra çatlıyorlar!
Kıskanmak ta ne demek; heriflerin elinden gelse bizi bir kaşık su da boğacaklar ama, biz izin vermiyoruz!.
Elbette bizi kıskanamayacaklar, neden kıskansınlar ki; her ay memleketin özellikle ege kıyılarındaki en önemli topraklarımızdaki konutları satın alarak geleceklerine yatırımlar yapıyorlar.
Kimler mi, benim sözüme bakmayın siz; TÜİK verilerine bir bakın. Her ay satışı yapılan konutlar listesinde, hangi ilimizde ne kadar konut satışı yapıldığı ve bu satışlarda hangi ülke vatandaşlarının ne kadar konut satın aldıklarını Devletimizin yetkili kurumunun açıklamalarında görebilirsiniz!
Biliyoruz ki, dünyayı tehlike altına alan covid-19 salgını ile mücadele konusunda, devletimizin yöneticileri başarılı çalışmalar yaptıklarını, Avrupa ülkelerini bile bu uğraşıda gerilerde bıraktıklarını söyleyerek kendilerince haklılıklarını kamuoyu ile paylaşmaya çalışıyorlar.
Söylenilen ile yaşanılan gerçekleri karşılaştırdığımızda veya böyle bir araştırma yapıldığında sağlık alanında ne kadar başarılı olup olamadığımız veya sağlık çalışanlarımızın özverili çalışmalarını unutup unutmadığımız da önem taşımaktadır.
İktidar yanlısı sağlıkla ilgili bazı sendikaların yetkilileri neden susarlar? Eskiden; emek ve haklarının karşılığını almak için pankartlar açarak sokaklara dökülen o sendikalar bugün kapandı veya kapatıldı mı?
Merak ediyorum, bir dönemde her zaman iktidarın yanında ve aynı zamanda da o malüm cemaatin hizmetinde olan sendika yöneticilerinin yaklaşık 20 yıldır tepki göstermediklerini izliyorum.
En çok dikkatimi çeken ise, 15 temmuz sonrasında bazı sendika yöneticilerinin bir anda çark ederek iktidara yanaşarak, destek gördüklerini sandığım ve onların ağzı ile konuştuklarını sezinlediğim cemaat’i bir anda tanımamış olmalarıydı.
Hayda!... Bunları yazarken o cemaati savunduğumu sanarak hakkımda işlem yapmak isteyenler bile olabilir! Benim saçımın ön kısmı dökülmemiş olabilir, ama alnımın aklığı ile, bu ülkenin altına dinamit koyanları, inançlar üzerinden rant elde etmeye çalışanları, cemaatlerin desteği ile seçim kazanabilmek için kimlerin kimlerle birlikte fotoğraflarını halkımızın görüntülerine bırakıyorum.
Covid-19 salgını olayında, testi “pozitif” çıkan vatandaşın olayını yazmıştım. İlinin Valisi ve Sağlık Müdürü beni aramadı bile! Bu ne demek oluyor; “Gazeteci yalan yazıyor!” anlamına geliyor ki, kentin Valisi’nin cadde ve sokakları gezerek insanlara “kurallara uyulması ile ilgili akıl vermesi” yerine, Sağlık İl Müdürlüğü ve Filyasyon ekibinin çalışmalarını da öğrenmesi gerekiyor.
Bugün “karantina” bitti. Çocuk okuluna, kadın komşularına gidebilecek. Ama 14 gün boyunca bu ailenin gündelik ekmek ve diğer ihtiyaçları nasıl karşılandığını merak eden Sağlık Bakanlığı’ndan veya Covid-19 salgını filyasyon ekibinden bir görevli neden olmadı!?
Oldu, evet oldu… Telefon görüşmeleri ile evinde karantinaya alınan ailenin durumu soruldu. Telefonla tedavi etme olayında Avrupa bizi kıskanacaktır.
İyi ki telefonlar varmış, covid-19 salgını ile ilgili yapılacak olanlar, hasta ile görüşülmeden; “evinde yatacaksın, telefonla biz sizi tedavi ederiz!” dercesine 14 günlük karantiyi de yırttınız!...
Yorum Yazın