Yapay Zekâ Sınav Hazırlığında Devrim Yaratıyor

Teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği günümüzde, yapay zekâ yalnızca yazılım geliştiricilerin ya da teknoloji meraklılarının değil; her yaştan öğrencinin de hayatına girmiş durumda.

Sınavlara hazırlık süreci artık sadece kitaplarla değil, yapay zekâ destekli platformlarla da yürütülüyor. Bu dönüşüm, öğrencilerin hem akademik başarılarına hem de psikolojik dayanıklılıklarına doğrudan katkı sağlıyor.

Eğitim Uzmanı ve Psikolojik Danışman Psk. Hatice Ada, özellikle lise ve üniversite sınavlarına hazırlanan gençler arasında yapay zekânın aktif biçimde kullanıldığını belirterek, bu sistemlerin eğitimi yeniden şekillendirdiğini ifade etti.

Ada’ya göre, yapay zekâ sadece ders çalışmayı kolaylaştırmıyor, aynı zamanda öğrencinin öğrenme stiline, hızına ve ihtiyaçlarına göre içerik sunarak eğitimde bireyselleşmeyi sağlıyor.

“Yapay zekâ araçları öğrencilerin zayıf yönlerini analiz edebiliyor, hataların nedenlerini açıklıyor ve benzer sorularla pekiştirme sunuyor.

Ayrıca kişiye özel çalışma takvimleri, tekrar sistemleri ve zaman yönetimi önerileri sunarak bir tür dijital asistan görevi görüyor,” diyen Ada, bu yönüyle yapay zekânın yalnızca bir bilgi kaynağı değil, stratejik bir eğitim ortağı olduğunu vurguluyor.

Sınav Kaygısına Karşı Sessiz Bir Rehber: Yapay Zekâ

Günümüz öğrencilerinin en büyük sorunlarından biri olan sınav kaygısı, yapay zekâ destekli sistemler sayesinde bir ölçüde hafifletilebiliyor. Psk. Ada bu konuda şunları söylüyor:

“Öğrenciler hata yapmaktan korktukları için soru sormaktan çekinebiliyor. Ancak yapay zekâ, yargılamayan ve sabırla tekrar tekrar anlatan bir öğretmen gibi davranıyor.

Bu da özellikle içine kapanık ya da kaygılı öğrenciler için büyük bir avantaj.”

Bazı yapay zekâ destekli platformlar, öğrencinin performans verilerini analiz ederek anlık gelişim grafikleri sunuyor, motivasyonu artıracak geri bildirimlerde bulunuyor.

Öğrenci hem kendi gelişimini takip edebiliyor hem de hangi konulara odaklanması gerektiğini net şekilde görebiliyor.

Yapay Zekâ Destekli Eğitim Türkiye’de de Yükseliyor

Dünyada Güney Kore gibi ülkelerde dijital ders kitapları yapay zekâ ile entegre edilirken, ABD’de öğrencilerin seviyelerine göre mikro dersler sunan uygulamalar yaygınlaşıyor. Türkiye'de de benzer bir dönüşüm yaşanıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı, “Eğitimde Yapay Zekâ Uygulamaları Strateji Belgesi” ile kapsamlı bir vizyon ortaya koydu.

YEĞİTEK bünyesinde kurulan “Yapay Zekâ ve Büyük Veri Uygulamaları Daire Başkanlığı”, bu süreçlerin koordinasyonunu sağlıyor.

Pilot okullarda test edilen yapay zekâ destekli ölçme-değerlendirme sistemleri, öğrenci performansını çok boyutlu izlemeyi hedefliyor.

Ayrıca, MEB’in sunduğu MEBİ adlı kişisel öğrenme platformu ile KANKA adlı sanal asistan, özellikle YKS hazırlığında olan öğrencilere 7/24 kişiselleştirilmiş destek veriyor.

Bu sistemler sayesinde öğrenci kendi eksiklerini kolayca tespit edip nokta atışı tekrar yapabiliyor.

Yapay Zekânın Sınırları da Var

Tüm bu gelişmelere rağmen, yapay zekâ sistemlerinin sınırsız bir çözüm sunduğu düşünülmemeli. Ada bu konuda önemli bir uyarıda bulunuyor:

“Yapay zekâ zaman zaman ‘halüsinasyon’ olarak adlandırılan, gerçek dışı içerikler üretebilir. Bu nedenle öğrencilerin bu sistemleri eleştirel bir süzgeçle değerlendirmesi gerekir.

Ayrıca hiçbir yapay sistem, öğretmenlerin yönlendirmesi, duygusal desteği ve insani rehberliği tam anlamıyla ikame edemez.”

Başarı, Akıllı Çalışmanın Ürünü

Sonuç olarak, “çok çalışan” değil, “akıllı çalışan” öğrencilerin öne çıktığı bir çağda yaşıyoruz.

Yapay zekâyı hayatına entegre edip onu verimli bir şekilde kullanan bireyler sadece sınav başarısında değil, gelecekteki meslek yaşamlarında da fark yaratacak.

Yapay zekâyı bilen değil, onunla birlikte çalışabilen öğrenciler geleceği şekillendirecek.