Pandemi sürecinin getirdiği yoğunluk ve personel açığı, sağlık çalışanları üzerindeki baskıyı artırırken, sağlık hizmetlerinin kalitesini de olumsuz etkiledi. Bu kritik dönemde, sağlık çalışanları 19 Kasım’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülecek Sağlık Bakanlığı bütçesi için umutla bekliyor.
Sağlık çalışanlarının sesini duyuran Sahim-Sen Başkanı Özlem Akarken, mevcut sorunlara dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Akarken, “Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kuruluşlarının hizmet kalitesini artırabilmesi için, sektöre 100 bin yeni sağlık çalışanı alımı yapılması gerekiyor.
Bu adım, hem mevcut çalışanların iş yükünü hafifletecek hem de sağlık hizmetlerinin erişilebilirliğini ve kalitesini artıracaktır” ifadelerini kullandı.
Pandemi sonrası dönemde sağlık sektöründe biriken personel açığı, özellikle hastaneler ve birinci basamak sağlık merkezlerinde daha da belirgin hale geldi.
Bu durum, yalnızca çalışanların motivasyonunu değil, halkın sağlık hizmetlerine erişimini de zorlaştırıyor. Akarken, sektördeki istihdam sorununa çözüm bulunması gerektiğini vurgulayarak, “Bu görüşmeler, sağlık sistemindeki sorunlara çözüm bulmak için önemli bir fırsattır” dedi.
Sağlık çalışanlarının bir diğer önemli talebi ise liyakat ve fırsat eşitliği temelinde atamaların yapılması.
Sağlık Yönetimi programları mezunları başta olmak üzere sağlık alanında eğitim almış bireylerin meslek görev tanımlarının netleşmesini isteyen Akarken, liyakate dayalı bir sistemin hem çalışan moralini yükselteceğini hem de sağlık hizmetlerinin kalitesine katkı sağlayacağını belirtti.
Sağlık çalışanları, sadece istihdam artışı değil, aynı zamanda adil kadro dağılımı ve liyakat esaslı atamaların da hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Akarken, “Genç, dinamik ve eğitimli bireylerin sağlık sektörüne kazandırılması gerekiyor. Bu, halk sağlığını doğrudan olumlu etkileyecek kritik bir adımdır” dedi.
Sağlık Yönetimi programları mezunlarının yanı sıra diş hekimi, tekniker, teknisyen ve diğer sağlık çalışanlarının da görev tanımlarının güncellenmesi gerektiğini belirtti.
Sağlık çalışanları ayrıca ek ödeme yönetmeliğinin yeniden düzenlenmesi, her kuruma kreş tahsis edilmesi, 669 KHK ile devir edilen personelin unvanlarının iadesi gibi konularda da taleplerini dile getirdi.
Vergide adalet ve hizmet yılına saygının temel alınmasını isteyen çalışanlar, bu düzenlemelerin yalnızca sağlık sektörünü değil, toplumun tamamını olumlu etkileyeceğini savunuyor.
19 Kasım’da TBMM’de görüşülecek Sağlık Bakanlığı bütçesi, sağlık çalışanlarının beklentileri için bir dönüm noktası olarak görülüyor.
2025 yılı için belirlenecek bütçede, 100 bin yeni sağlık çalışanı alımına ayrılacak bir pay, sektördeki birçok sorunun çözümüne ışık tutabilir.
Akarken, açıklamalarını şu sözlerle tamamladı: “Sağlık sistemindeki mevcut durum, yalnızca çalışanları değil, tüm toplumu etkiliyor.
Genç sağlık mezunlarına fırsat tanınmalı, liyakat esaslı bir sistemle sektöre kazandırılmalıdır.
Bizler, daha adil bir sistem ve daha kaliteli bir sağlık hizmeti için mücadelemizi sürdüreceğiz. Umuyoruz ki bu çağrı karşılık bulur.”
Yorum Yazın