Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada Türkiye'nin hedeflerine ulaşma mücadelesinin hız kesmeden devam ettiğini belirtti. Toplantıda ele alınan konuları açıklarken, içeride toplu açılış törenleri ve il ziyaretleri, dışarıda uluslararası zirveler ve seyahatlerle millete hizmet yolculuğunun devam ettiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada Türkiye'nin hedeflerine ulaşma mücadelesinin hız kesmeden devam ettiğini belirtti.
Toplantıda ele alınan konuları açıklarken, içeride toplu açılış törenleri ve il ziyaretleri, dışarıda uluslararası zirveler ve seyahatlerle millete hizmet yolculuğunun devam ettiğini ifade etti.
Erdoğan, Türkiye'nin maruz kaldığı zorluklara, saldırılara ve felaketlere rağmen ülkenin dimdik ayakta durmasının temelinde izledikleri politikanın olduğunu vurguladı.
Ülke ekonomisini sonuçlarla uğraşmak yerine sebeplere inip onları ortadan kaldırarak büyüttüklerini, geliştirdiklerini ve diğer alanlardaki iddialarının dinamosunu oluşturduklarını belirtti.
İstihdamı artıracak, enflasyonu düşürecek ve finansal düzenlemeleri sağlayacak tedbirleri alarak ülkenin zenginliğini tüm vatandaşlara yayacak bir politika izlediklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin karşılaştığı bazı zorlukları da dile getirdi.
İktisadi teorilerin Türkiye'de tam olarak işlemediğini ve küresel ekonominin Türkiye'ye yönelik siyasi yaklaşımlarının ekonomik mantığın önüne geçtiğini belirtti.
Ülkenin güçlenmesi ve kendi politikalarını uygulaması bazı güç odakları tarafından hoş karşılanmadığını ve bu nedenle gizli ve açık engellemelere maruz kaldıklarını söyledi.
Erdoğan ayrıca insanların tasarruf alışkanlıklarının döviz ve altına yöneldiğini ve bunun ülke ekonomisine katkı sağlamadığını belirtti.
Verim ekonomisine, tasarruf ekonomisine odaklanılması gerektiğini ve israf ekonomisinden uzak durulması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
“Ülkemizin durumunu farklı kılan bir diğer sebep ise; kimi dönemlerde avantajımız olan esnek sosyal ve ekonomik politikalarımızın uzun vadeli politikaların ve kuralların kökleşmesini zorlaştırmasıdır.
İnsanımızın tasarruf alışkanlığında döviz ve altın ağırlıklı yer tutuyor. Önemli bir kısmı da yastık altında duran bu varlıkların iktisadi işleyişe, dolayısıyla istihdama ve üretime katkısı olmuyor.
Onun için gelin, milletime sesleniyorum; biz verim ekonomisinden yana olalım, tasarruf ekonomisinden yana olalım, israf ekonomisini bir kenara koyalım.
Bunun ne benim milletimin kendisine, ne de devletime hiçbir faydası yoktur.
Yükselen fiyatlar sebebiyle gayrimenkul ve otomobil piyasasının cazip hâle gelmesi de, üretim artışının hak ettiği yere ulaşmasını engelliyor.
Bu gerçekler çerçevesinde tamamen siyasi kaygılarla serdedilen sözde değerlendirmelerin ne ülkemize, ne milletimize, ne de yaşanan sorunların çözümüne zerre kadar faydası vardır” dedi.
Yorum Yazın