Giderek daha kolay sinirleniyor musunuz? Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız, öfkenin arkasındaki görünmeyen nedenleri ve etkili kontrol yöntemlerini açıkladı.
Günümüzde küçük sorunlara verilen büyük tepkiler, insanların tahammül sınırlarının giderek daraldığını gösteriyor.
Ancak bu durum yalnızca “zamanın ruhu” ile açıklanamaz. Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız’a göre, çabuk sinirlenmenin ardında hem zihinsel hem biyolojik derin nedenler yatıyor.
Üçyıldız, “Bu sadece bir kişilik sorunu değil. Bedenin, sinir sisteminin ve zihnin ortak tepkisidir,” diyerek, öfkenin aslında vücudun verdiği doğal bir uyarı olduğunu vurguluyor.
İnsan beyni binlerce yıl boyunca fiziksel tehlikelere karşı hızla tepki verecek şekilde evrimleşti.
Ancak modern yaşam, bu sistemi farklı biçimlerde zorluyor. Belirsizlikler, ekonomik kaygılar, sosyal baskılar ve sürekli yoğun tempo, sinir sisteminin dinlenmesine fırsat tanımıyor.
Ayrıca geçmişte yaşanan travmalar, duygusal ihmal ya da aşırı eleştirici ebeveyn tutumu, bireyin öfke eşiğini düşürebiliyor.
Üçyıldız, “Yetişkinlikte yaşanan ufak bir olumsuzluk, aslında kapanmamış eski bir hesabın yankısı gibi algılanabilir,” diyor.
Toplumda yaygın olan “öfke bastırılmalı” anlayışı ise çözüm yerine sorunu büyütebiliyor.
Bastırılan duygular zamanla birikir ve kontrolsüz biçimde ortaya çıkabilir. Önemli olan öfkeyi bastırmak değil, onun nedenlerini anlamaktır.
Üçyıldız, “Öfke, bir şeylerin yolunda gitmediğini haber veren doğal bir sinyaldir. Bu sinyalleri doğru okumak gerekir,” ifadelerini kullanıyor.
Çabuk sinirlenme durumu, bazı temel yaşam alışkanlıklarıyla kontrol altına alınabilir. Uzmanlar şu adımları öneriyor:
Uyku düzenine dikkat etmek, Kafein ve şeker tüketimini sınırlamak, Düzenli egzersiz yapmak, Dengeli beslenmek, Bu adımlar, sinir sisteminin dengelenmesine yardımcı olabilir.
Öfke anında nefes alışverişi otomatik olarak hızlanır ve yüzeysel hale gelir.
Bu durum beyne “tehlike var” sinyali göndererek öfkeyi tırmandırır.
Üçyıldız, “Bilinçli ve derin nefes almak, sinir sistemine ‘güvendesin’ mesajı verir.
Bu da öfkeyi kontrol altına almanın en etkili yollarından biridir,” diyerek nefes tekniklerinin önemine dikkat çekiyor.
Eğer öfke, günlük yaşamı olumsuz etkileyecek düzeydeyse, psikolojik kökenleri araştırmak ve gerekiyorsa profesyonel destek almak büyük önem taşıyor. Özellikle geçmişe dayalı duygusal yükler, uzman desteği olmadan çözülemeyebilir.
Öfke, bastırılması gereken değil, anlaşılması gereken bir duygudur. Onu tetikleyen iç ve dış etkenleri fark ederek, hem kendinize hem çevrenize karşı daha sağlıklı tepkiler vermeniz mümkün.
Yorum Yazın