İsrail ordusu, Gazze’ye insani yardım taşıyan Madleen gemisine uluslararası sularda müdahale etti. 12 aktivist gözaltına alındı, gemi Aşdod Limanı’na çekildi. Müdahaleye uluslararası tepki büyüyor.
İsrail, Gazze Şeridi’ne uyguladığı ablukayı protesto etmek ve bölgeye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Madleen adlı yelkenliye uluslararası sularda müdahale etti.
Özgürlük Filosu Koalisyonu (Freedom Flotilla Coalition) tarafından organize edilen 18 metrelik yelkenli, adını Gazze’nin ilk ve tek kadın balıkçısı olan Madleen Kullab’dan alıyor.
1 Haziran 2025’te İtalya’nın Sicilya Adası’ndaki Katanya Limanı’ndan yola çıkan gemide, 7 farklı ülkeden 12 gönüllü aktivist ve gazeteci bulunuyordu.
Bu isimler arasında İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg, Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan, Türkiye’den Şuayb Ordu ve Yasemin Acar da yer aldı.
Madleen gemisi, un, pirinç, bebek maması, tıbbi malzemeler, kadın hijyen ürünleri, su arıtma kitleri, koltuk değnekleri ve çocuklar için protezler gibi temel insani yardım malzemelerini taşıyordu.
Görevin amacı, Gazze’deki insani krize dikkat çekmek, ablukayı kırmak ve sembolik de olsa yardım ulaştırmak olarak belirtilmişti.
9 Haziran 2025’te, gemi Gazze’ye yaklaşık 185 kilometre mesafede, uluslararası sularda İsrail ordusu tarafından durduruldu.
Müdahale sırasında gemideki 12 aktivist gözaltına alındı ve Madleen gemisi İsrail’in Aşdod Limanı’na çekildi.
İsrail yetkilileri, gözaltına alınan aktivistlerin ülkelerine sınır dışı edileceğini duyurdu. Aktivistlerin aktardığına göre, müdahale sırasında internet bağlantısı kesildi ve gemiye kimyasal içerikli beyaz bir sıvı püskürtüldü.
Olay sonrası Türkiye’den de sert tepkiler geldi. AK Parti Osmaniye Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Derya Yanık, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"İsrail’in, uluslararası sularda Gazze’ye insani yardım ulaştırmak üzere yola çıkan Madleen gemisine yönelik saldırısını şiddetle kınıyoruz.
Bu alçak müdahale; insanlık vicdanına, hukuka ve adalete yapılmış bir saldırıdır.
Uluslararası hukukun hiçe sayıldığı, insani yardımların bir kez daha hedef alındığı bu vahim tablo kabul edilemez.
İsrail’in, insani yardımları engellemeyi bir savaş biçimi olarak kullandığı artık tüm açıklığıyla ortadadır.
55 bin cana kıyan bu katillerin hesap vermesi için tüm dünya kamuoyunu, hukuki ve diplomatik mekanizmaları harekete geçmeye bir kez daha davet ediyoruz."
Yorum Yazın