Abone ol
MHP MYK Üyesi ve Osmaniye Milletvekili Doç. Dr. Ruhi Ersoy TBMM Genel kurulunda “Terör ve İnsan Hakları” konusunda MHP Grubu adına konuştu.
MHP MYK Üyesi ve Osmaniye Milletvekili Doç. Dr. Ruhi Ersoy TBMM Genel kurulunda “Terör ve İnsan Hakları” konusunda MHP Grubu adına konuştu.
Doç. Dr. Ruhi Ersoy, meclise verilen bir önerge üzerine MHP grubu adına yaptığı konuşmada geçtiğimiz günlerde Diyarbakır/Sur’da şehit olan Osmaniyeli Mahmut Ava’nın şahsında tüm şehitleri andı, güvenlik güçlerinin terörle mücadelesine değindi.
Ersoy, devletin güvenlik güçlerinin Türk Kültür ve Medeniyetindeki adalet duygusundan ve insan telakkisinden hareketle görevlerini nasıl ifa ettiklerini, sivil halkın en az zarar görmesini gözeterek nasıl operasyonlar yaptıklarını Osmaniye’nin son şehidi Toprakkaleli Mahmut Ava’nın şehadeti ile anlattı.
Mahmut Ava’nın şehadeti ile ilgili yetkililerden aldığı bilgiyi aktaran Ersoy, Diyarbakır/Sur’da terör örgütünün hücre evlerine yapılan operasyonlarda sivil halkın zarar görmemesi için titizlikle çalışmaların sürdürüldüğünü, boşaltılan bölgeden çıkarılan harfiyatın, kalıntıların döküldüğü yerlerde patlamayan mühimmat olabileceğinden hareketle polisin askerin sivil halkın zarar görmemesi için bu bölgeden uzak tutulmasına yönelik nöbet tuttuğunu, terör örgütünün nöbet değişimlerini hesaplayarak bombalı araçlarla, plastik patlayıcılarla saldırdığını belirtti.
Osmaniye’nin son şehidi Mahmut Ava’nın bu şekilde hain bir saldırı sonucu 4 arkadaşıyla birlikte şehit düştüğünü belirten Ersoy, tamamen sivil halkı korumak amaçlı tutulan nöbetteki güvenlik güçlerine haince saldıranlara bir kelam dahi edemeyenlerin “insan hakları” kavramını ağızlarına almamaları gereklidir dedi.
Şehitler Diyarı Osmaniye’nin Toprakkale ilçesinde şehit Mahmut Ava’nın babasının “Kürt Süleyman” olarak tanındığını, eşinin 6 aylık hamile olduğunu ve Mardin’den, İstanbul’dan, Bursa’dan şehit cenazesine gelenlerin olduğunu söyleyen Ersoy bu tablonun, kenetlenmenin aslında Türkiye’nin hikâyesi olduğunu söyledi.
Nice sayısız şehidin arkasında benzer hikâyeler bıraktığını söyleyen Ersoy, İstanbul/Beşiktaş’ta Çevik Kuvvet birimlerine yapılan canlı bomba saldırısında polisin tıpkı ABD ve diğer birçok ülkede olduğu gibi kendisine doğru gelen canlı bombaya ateş ederek öldürebilecekken masum bir vatandaş çıkma ihtimalinden dolayı kişinin etrafını saran polisin canlı bomba olduğunu anladıklarında kaçmadan üzerine yığıldıklarını ve bedenlerini, canlarını diğer arkadaşlarına siper ettiklerini, bunun sivillere verilen önem ile ilgili olduğunu belirtti.
Türk Milletinin ve Türk Askerinin her coğrafyada “beklenen” olduğunu söyleyen Ersoy, cepheden cepheye “Gaza” ruhuyla giden Türk Askeri kılıcıyla değil adaletiyle gittiği coğrafyalarda kalıcı olmuştur dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kendisine ve milletine yapılan saldırılara karşı her türlü güvenlik tedbirini almasının doğal olduğunu belirten Ersoy, terörün kökünü kazımadan, son terörist yok edilmeden demokrasi arayışının mümkün olmadığını söyledi.
Milliyetçi, Ülkücü Hareket insan telakkisine de, demokrasi anlayışına da, evrensel düşüncesine de yerlilik, millîlik, insanilik ve evrensellik boyutundan bakar diyen Ersoy, “bu milletin evlatları olarak, aziz Türk milletinin daha fazla şehit haberleri ile yanmaması için her türlü önlemi almak üzere devletin askerinin, polisinin, güvenlik güçlerinin sonuna kadar yanındayız, sonuna kadar devlet, sonuna kadar millet diyoruz” sözleri ile konuşmasını sonlandırdı.
Doç. Dr. Ruhi Ersoy, meclise verilen bir önerge üzerine MHP grubu adına yaptığı konuşmada geçtiğimiz günlerde Diyarbakır/Sur’da şehit olan Osmaniyeli Mahmut Ava’nın şahsında tüm şehitleri andı, güvenlik güçlerinin terörle mücadelesine değindi.
Ersoy, devletin güvenlik güçlerinin Türk Kültür ve Medeniyetindeki adalet duygusundan ve insan telakkisinden hareketle görevlerini nasıl ifa ettiklerini, sivil halkın en az zarar görmesini gözeterek nasıl operasyonlar yaptıklarını Osmaniye’nin son şehidi Toprakkaleli Mahmut Ava’nın şehadeti ile anlattı.
Mahmut Ava’nın şehadeti ile ilgili yetkililerden aldığı bilgiyi aktaran Ersoy, Diyarbakır/Sur’da terör örgütünün hücre evlerine yapılan operasyonlarda sivil halkın zarar görmemesi için titizlikle çalışmaların sürdürüldüğünü, boşaltılan bölgeden çıkarılan harfiyatın, kalıntıların döküldüğü yerlerde patlamayan mühimmat olabileceğinden hareketle polisin askerin sivil halkın zarar görmemesi için bu bölgeden uzak tutulmasına yönelik nöbet tuttuğunu, terör örgütünün nöbet değişimlerini hesaplayarak bombalı araçlarla, plastik patlayıcılarla saldırdığını belirtti.
Osmaniye’nin son şehidi Mahmut Ava’nın bu şekilde hain bir saldırı sonucu 4 arkadaşıyla birlikte şehit düştüğünü belirten Ersoy, tamamen sivil halkı korumak amaçlı tutulan nöbetteki güvenlik güçlerine haince saldıranlara bir kelam dahi edemeyenlerin “insan hakları” kavramını ağızlarına almamaları gereklidir dedi.
Şehitler Diyarı Osmaniye’nin Toprakkale ilçesinde şehit Mahmut Ava’nın babasının “Kürt Süleyman” olarak tanındığını, eşinin 6 aylık hamile olduğunu ve Mardin’den, İstanbul’dan, Bursa’dan şehit cenazesine gelenlerin olduğunu söyleyen Ersoy bu tablonun, kenetlenmenin aslında Türkiye’nin hikâyesi olduğunu söyledi.
Nice sayısız şehidin arkasında benzer hikâyeler bıraktığını söyleyen Ersoy, İstanbul/Beşiktaş’ta Çevik Kuvvet birimlerine yapılan canlı bomba saldırısında polisin tıpkı ABD ve diğer birçok ülkede olduğu gibi kendisine doğru gelen canlı bombaya ateş ederek öldürebilecekken masum bir vatandaş çıkma ihtimalinden dolayı kişinin etrafını saran polisin canlı bomba olduğunu anladıklarında kaçmadan üzerine yığıldıklarını ve bedenlerini, canlarını diğer arkadaşlarına siper ettiklerini, bunun sivillere verilen önem ile ilgili olduğunu belirtti.
Türk Milletinin ve Türk Askerinin her coğrafyada “beklenen” olduğunu söyleyen Ersoy, cepheden cepheye “Gaza” ruhuyla giden Türk Askeri kılıcıyla değil adaletiyle gittiği coğrafyalarda kalıcı olmuştur dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kendisine ve milletine yapılan saldırılara karşı her türlü güvenlik tedbirini almasının doğal olduğunu belirten Ersoy, terörün kökünü kazımadan, son terörist yok edilmeden demokrasi arayışının mümkün olmadığını söyledi.
Milliyetçi, Ülkücü Hareket insan telakkisine de, demokrasi anlayışına da, evrensel düşüncesine de yerlilik, millîlik, insanilik ve evrensellik boyutundan bakar diyen Ersoy, “bu milletin evlatları olarak, aziz Türk milletinin daha fazla şehit haberleri ile yanmaması için her türlü önlemi almak üzere devletin askerinin, polisinin, güvenlik güçlerinin sonuna kadar yanındayız, sonuna kadar devlet, sonuna kadar millet diyoruz” sözleri ile konuşmasını sonlandırdı.
Yorum Yazın