Abone ol
MHP MYK Üyesi Doç.Dr.Ruhi Ersoy, TBMM Genel Kurulunda Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname üzerine konuştu.
MHP MYK Üyesi Doç.Dr.Ruhi Ersoy, TBMM Genel Kurulunda Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname üzerine konuştu.
Öğretmenler Günü olması sebebiyle TBMM Genel kurulunda söz alan milletvekillerinin, öğretmenler için güzel sözler, temenniler sarf ettiğini belirten Ersoy, “bizleri izleyen öğretmenlerin iyi dilekleri, güzel sözleri bir kenara bırakıp sözlerinizi eyleme dökün, icraat yapın dediklerini bilmemiz gerekiyor” dedi.
Öğretmenlerin en temel meselesinin özlük hakları alanında olduğunu söyleyen Ersoy, 3600 ek gösterge sorununun bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi.
Ersoy, bunun bir lütuf değil, hak olduğunu belirterek 3600 ek göstergenin verilmesi, ek ders ücretlerinin iyileştirilmesi, öğretmenlik gibi kutsal bir mesleği adeta taşeron işçiliğe çeviren sözleşmeli ve ücretli öğretmenliğin kaldırılması, atama bekleyen öğretmenlerin atanması için çalışılması gerekmektedir dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı, politikalarını sadece yöneten ve yönetilen ilişkisi içerisinde değil maarif davası şuuruyla ele alırsa daha sağlıklı olacaktır diyen Ersoy, bu konuda yönetenler ve yönetilenler birlikte milli devlet politikası oluşturabilecek ve böylece geleceğe daha sağlıklı yol alınabilecektir dedi. Nurettin Topçu’nun “maarif davamız” sözünü hatırlatan Ersoy, ibadet aşkıyla sınıfa girmek, eğitimciyi, öğrenciyi yücelten maarif davamız muhakkak olmalı, oluşturulmalıdır dedi.
MEB’de 2002’den bu yana 6 bakanın değiştiğini her yeni bakanın beraberinde yeni bir eğitim sistemi ve sınav tekniği getirdiğini dile getiren Ersoy, çocuklarımızın maruz kaldığı böyle bir yapıda başarı nasıl elde edilir, öğretmenler nasıl verimli olabilir diye sordu. Eğitim sisteminin değişen bakanlar veya hükümetlere göre değil, milli hedeflere, milli politikalara göre planlanması gerekiyor diyen Ersoy, bu planlamanın da uzun zaman dilimlerini kapsaması gerekmektedir dedi.
Yılda yaklaşık 20 milyon kişinin sınavlara girdiğini, sadece bu yıl 14,5 milyon kişinin sınavlara gireceğini, bunun da yaklaşık 10 milyar dolarlık bir kaynağa karşılık geldiğini belirten Ersoy, sınava dayalı eğitimin bir an önce son bulması, çocukların omuzlarındaki yükün hafifletilmesi gerektiğini söyledi.
Kapatılan dershanelerin işlevinin okullara yüklendiğini söyleyen Ersoy, artık okullarda kurslar açıldı, deneme sınavları yapılıyor hatta internet üzerinden paylaşılıyor, o zaman dershaneleri kapatmanın ne anlamı kalıyor diye sordu.
Öğretmenin itibarı toplumun itibarıdır diyen Ersoy, bugün doğmamış çocuklarımızın sistemini de belirliyoruz, veballeri üzerimizde, bu nedenle eğitime her şeyden fazla önem vermeliyiz dedi.Nihal Atsız’ın "Siz kabak yetiştirecek olan bir ziraat mühendisi ile insan yetiştirecek bir öğretmeni aynı kategoride değerlendirir, hatta onun puanlarını ondan daha yüksek tutarsanız vay halinize." Sözlerini hatırlatan Ersoy, milli maarif davasına uygun öğretmen yetiştirmenin elzem olduğunu, bu konuda MHP’nin çalışmalarına bakılabileceğini belirtti.
Öğretmenler Günü olması sebebiyle TBMM Genel kurulunda söz alan milletvekillerinin, öğretmenler için güzel sözler, temenniler sarf ettiğini belirten Ersoy, “bizleri izleyen öğretmenlerin iyi dilekleri, güzel sözleri bir kenara bırakıp sözlerinizi eyleme dökün, icraat yapın dediklerini bilmemiz gerekiyor” dedi.
Öğretmenlerin en temel meselesinin özlük hakları alanında olduğunu söyleyen Ersoy, 3600 ek gösterge sorununun bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi.
Ersoy, bunun bir lütuf değil, hak olduğunu belirterek 3600 ek göstergenin verilmesi, ek ders ücretlerinin iyileştirilmesi, öğretmenlik gibi kutsal bir mesleği adeta taşeron işçiliğe çeviren sözleşmeli ve ücretli öğretmenliğin kaldırılması, atama bekleyen öğretmenlerin atanması için çalışılması gerekmektedir dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı, politikalarını sadece yöneten ve yönetilen ilişkisi içerisinde değil maarif davası şuuruyla ele alırsa daha sağlıklı olacaktır diyen Ersoy, bu konuda yönetenler ve yönetilenler birlikte milli devlet politikası oluşturabilecek ve böylece geleceğe daha sağlıklı yol alınabilecektir dedi. Nurettin Topçu’nun “maarif davamız” sözünü hatırlatan Ersoy, ibadet aşkıyla sınıfa girmek, eğitimciyi, öğrenciyi yücelten maarif davamız muhakkak olmalı, oluşturulmalıdır dedi.
MEB’de 2002’den bu yana 6 bakanın değiştiğini her yeni bakanın beraberinde yeni bir eğitim sistemi ve sınav tekniği getirdiğini dile getiren Ersoy, çocuklarımızın maruz kaldığı böyle bir yapıda başarı nasıl elde edilir, öğretmenler nasıl verimli olabilir diye sordu. Eğitim sisteminin değişen bakanlar veya hükümetlere göre değil, milli hedeflere, milli politikalara göre planlanması gerekiyor diyen Ersoy, bu planlamanın da uzun zaman dilimlerini kapsaması gerekmektedir dedi.
Yılda yaklaşık 20 milyon kişinin sınavlara girdiğini, sadece bu yıl 14,5 milyon kişinin sınavlara gireceğini, bunun da yaklaşık 10 milyar dolarlık bir kaynağa karşılık geldiğini belirten Ersoy, sınava dayalı eğitimin bir an önce son bulması, çocukların omuzlarındaki yükün hafifletilmesi gerektiğini söyledi.
Kapatılan dershanelerin işlevinin okullara yüklendiğini söyleyen Ersoy, artık okullarda kurslar açıldı, deneme sınavları yapılıyor hatta internet üzerinden paylaşılıyor, o zaman dershaneleri kapatmanın ne anlamı kalıyor diye sordu.
Öğretmenin itibarı toplumun itibarıdır diyen Ersoy, bugün doğmamış çocuklarımızın sistemini de belirliyoruz, veballeri üzerimizde, bu nedenle eğitime her şeyden fazla önem vermeliyiz dedi.Nihal Atsız’ın "Siz kabak yetiştirecek olan bir ziraat mühendisi ile insan yetiştirecek bir öğretmeni aynı kategoride değerlendirir, hatta onun puanlarını ondan daha yüksek tutarsanız vay halinize." Sözlerini hatırlatan Ersoy, milli maarif davasına uygun öğretmen yetiştirmenin elzem olduğunu, bu konuda MHP’nin çalışmalarına bakılabileceğini belirtti.
Yorum Yazın