Abone ol
MHP MYK Üyesi ve Osmaniye Milletvekili Doç.Dr.Ruhi Ersoy, TBMM Genel Kurulunda parti grubu adına yaptığı konuşmada 15 Temmuz’dan bugüne siyasetin ve ülkenin geldiği son durumu değerlendirdi.Milli Birlik ve Beraberlik Devam Etmeli
MHP MYK Üyesi ve Osmaniye Milletvekili Doç.Dr.Ruhi Ersoy, TBMM Genel Kurulunda parti grubu adına yaptığı konuşmada 15 Temmuz’dan bugüne siyasetin ve ülkenin geldiği son durumu değerlendirdi.
Milli Birlik ve Beraberlik Devam Etmeli
Ersoy konuşmasının başında 15 Temmuz’dan bugüne siyaset kurumunun geldiği noktayı değerlendirdi. Ersoy, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisinin kuruluş kutlamasında telekonferans ile katılıp yaptığı konuşmanın önemli olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanının konuşmasında öz eleştirinin olduğunu ve tüm siyasi referansların dikkate alınarak siyaset yapılacağının anlaşıldığını belirten Ersoy, bu olumlu görünen durumda “Önce Ülkem ve Milletim” diyerek siyaset yapan MHP ve onun sayın genel başkanının etkili olduğunu söyledi.
Ersoy, 15 Temmuz gecesinden sonra oluşan ve 7 Ağustos İstanbul Yenikapı Mitinginde zirve yapan milli birlik ve beraberlik ruhunun ve anlayışının, tüm terör örgütlerinin ülkemizden temizleninceye kadar devam etmesinin gerekli olduğunu belirtti. Günümüzde “vekâlet savaşları”nın yaşandığını söyleyen Ersoy, terör örgütlerinin taşeron olarak kullanılıp Türkiye’nin önüne konulduğunu tüm ülkenin gördüğünü belirtti.
Batı’nın Tutumu Samimiyetsiz ve İkiyüzlü
Ersoy, 15 Temmuz sonrası ülkede yürütülen FETO operasyonlarını ve OHAL uygulamalarını “insan hakları ihlali” olarak gösteren Batı zihniyetinin 15 Temmuz kara gecesinde yaşananları da görmelerini, cuntacılara karşı aynı tepkiyi vermelerini beklediklerini ama bunların görülmediği için Batı’nın samimiyetsiz ve ikiyüzlü davrandığını söyledi.
Ersoy, Batı’daki bugün var olduğu söylenen insan hakları ve demokrasi birikimin tüm dünyanın ortak birikimi olduğunu, bunun yanı sıra Batı’nın geçmişinde “cinnet geçirip” insanlık suçu işlediği dönemlerde mazlumların kadim Türk Kültürüne ve hoşgörüsüne sığındıklarının kaynaklarda yerini aldığını belirtti.
OHAL PKK’ya da Uygulanmalı
Ersoy, son dönemde artan terör olaylarına ve şehit haberlerine değindi. Ersoy, babası ile birlikte şehit olan polis çocuğunun trajik olayını hatırlatarak, OHAL kapsamında “bebek katili” PKK ile de aynı kararlılıkla mücadelede edilmesi gerektiğini belirterek; milli birlik ve beraberliğimizin korunması, geleceğe aktarımı konusunda FETÖ yapılanmasının üzerine gidildiği şekilde PKK’nın da üzerine gidilmesi gerektiğini vurguladı. Oluşan birlik ve beraberliğin sürdürülebilir olmasının bütün terör örgütleri ile aynı azim ve kararlılık ile mücadele edilmesine bağlı olduğunu söyleyen Ersoy, OHAL şartlarında olağanüstü bir şekilde devam eden mücadelenin Milliyetçi Hareket Partisi olarak yanında ve destekçisi olduğunu söyledi.
Kurumlar Arası Müzakere Önemlidir
Ülkenin içinden geçtiği süreçte müzakere kültürünün öneminin anlaşıldığını belirten Ersoy, Yüksek Öğretim Kurumu’nun OHAL kapsamında kapatılan yükseköğretim kurumlarının ve mağdur öğrencilerin durumu hakkında TBMM’yi muhatap kabul ederek siyasi parti grupları ile fikir alışverişi yapmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendirdiklerini söyledi. Ersoy, YÖK’ün TBMM’ye gelerek siyasi parti gruplarını ziyaretinin ve siyasi partilerin akademik kökenli vekillerinin YÖK’e davet edilmesinin; müzakere anlayışının ve toplumdaki beraberliğin bir yansıması olarak görüldüğünü söyledi.
Eğitim Sorunumuzu Çözmeden Hiçbir Sorunumuzu Çözemeyiz
Doç.Dr.Ruhi Ersoy, Türkiye’de eğitim problemlerinin çözülmeden ülke problemlerinin çözülemeyeceğini belirterek, ülkemizin içinden geçtiği zorlu süreçte eğitimin öneminin daha iyi anlaşıldığını umut ettiklerini söyledi. Anadolu’nun zeki ama imkânı olmayan çocuklarının çeşitli gruplar, yapılar tarafından istismar edildiğini, devşirildiğini görmemiz gerekir diyen Ersoy, bu çocukların sistemin içine nasıl yerleştirildiklerini iyi analiz ederek ortak akılla eğitim sorunumuza çözüm bulmamız gerekmektedir dedi.
Türk Eğitim sistemine ve politikalarına değinen Ersoy, temel bilimlerde, öğretmenlik eğitiminde, Fen Edebiyat fakültelerinde, politikalarımızın ne olduğunu sordu. Ersoy, “bütün bunlar konusunda ortak aklı iktidar kılarak Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim meselesini, maarif meselesini çok yönlü olarak ele almak durumundayız. İşte bu, bundan sonraki atılacak adımlarda, kapatılan üniversite ve okulların nasıl değerlendirileceği konusundaki eylemlerde de bu ortak aklı ve Yenikapı'da oluşan iklimin tesis etmiş olduğu hamleleriyle bu zeminin, bu müzakerenin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi çok önemlidir” dedi.
MHP’nin Ana Omurgası Ve Rotası; Sözde Değil, Özde "Önce Ülkem" Anlayışıdır
Doğu ve güneydoğuda terör faaliyetlerine değinen Ersoy, “sivil ölümlerine, asker ve polis ölümlerine, bebek ölümlerine neden oluyor olması hepimizi yürekten üzmekte. Siyasi parti temsilcisi olarak, Adalet ve Kalkınma Partisinin bir gençlik kolları başkanının da orada şehit edilmiş olduğu haberini aldık, ona da Allah'tan rahmet diliyoruz. Terörle olan kararlı mücadelenin -adı her ne olursa olsun ve nerede olursa olsun- sonuna kadar devam etmesinin ve bu sonuna kadar devam etmesi sürecinde de inanıyoruz ve gözlemliyoruz ki birlik, beraberlik ve millî ortak aklın sürdürülebilirliği konusunda Milliyetçi Hareket Partisi üzerine düşeni yapıyor çünkü Milliyetçi Hareket Partisinin ana omurgasını ve rotasını belirleyen ilkelerde -konuşmamın başında da söylediğim gibi- gerçekten sözde değil, özde "Önce ülkem." anlayışı vardır. Bu anlayışın sürdürülebilirliği noktasında da kararlı ve ne yaptığını bilen, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası ve Türk milleti için her türlü fedakârlığı göze alabilen lideri Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi vardır. Bu varlığı, birliği, Türkiye'nin yarınlara taşınabilme ülküsünü Meclisin mehabeti içerisinde de Meclis grubu olarak temsil etmeye çalışıyor ve her anlamda büyük Türk milletinin ari menfaatlerine olan kararlarda her türlü inisiyatifi almaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Milli Birlik ve Beraberlik Devam Etmeli
Ersoy konuşmasının başında 15 Temmuz’dan bugüne siyaset kurumunun geldiği noktayı değerlendirdi. Ersoy, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisinin kuruluş kutlamasında telekonferans ile katılıp yaptığı konuşmanın önemli olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanının konuşmasında öz eleştirinin olduğunu ve tüm siyasi referansların dikkate alınarak siyaset yapılacağının anlaşıldığını belirten Ersoy, bu olumlu görünen durumda “Önce Ülkem ve Milletim” diyerek siyaset yapan MHP ve onun sayın genel başkanının etkili olduğunu söyledi.
Ersoy, 15 Temmuz gecesinden sonra oluşan ve 7 Ağustos İstanbul Yenikapı Mitinginde zirve yapan milli birlik ve beraberlik ruhunun ve anlayışının, tüm terör örgütlerinin ülkemizden temizleninceye kadar devam etmesinin gerekli olduğunu belirtti. Günümüzde “vekâlet savaşları”nın yaşandığını söyleyen Ersoy, terör örgütlerinin taşeron olarak kullanılıp Türkiye’nin önüne konulduğunu tüm ülkenin gördüğünü belirtti.
Batı’nın Tutumu Samimiyetsiz ve İkiyüzlü
Ersoy, 15 Temmuz sonrası ülkede yürütülen FETO operasyonlarını ve OHAL uygulamalarını “insan hakları ihlali” olarak gösteren Batı zihniyetinin 15 Temmuz kara gecesinde yaşananları da görmelerini, cuntacılara karşı aynı tepkiyi vermelerini beklediklerini ama bunların görülmediği için Batı’nın samimiyetsiz ve ikiyüzlü davrandığını söyledi.
Ersoy, Batı’daki bugün var olduğu söylenen insan hakları ve demokrasi birikimin tüm dünyanın ortak birikimi olduğunu, bunun yanı sıra Batı’nın geçmişinde “cinnet geçirip” insanlık suçu işlediği dönemlerde mazlumların kadim Türk Kültürüne ve hoşgörüsüne sığındıklarının kaynaklarda yerini aldığını belirtti.
OHAL PKK’ya da Uygulanmalı
Ersoy, son dönemde artan terör olaylarına ve şehit haberlerine değindi. Ersoy, babası ile birlikte şehit olan polis çocuğunun trajik olayını hatırlatarak, OHAL kapsamında “bebek katili” PKK ile de aynı kararlılıkla mücadelede edilmesi gerektiğini belirterek; milli birlik ve beraberliğimizin korunması, geleceğe aktarımı konusunda FETÖ yapılanmasının üzerine gidildiği şekilde PKK’nın da üzerine gidilmesi gerektiğini vurguladı. Oluşan birlik ve beraberliğin sürdürülebilir olmasının bütün terör örgütleri ile aynı azim ve kararlılık ile mücadele edilmesine bağlı olduğunu söyleyen Ersoy, OHAL şartlarında olağanüstü bir şekilde devam eden mücadelenin Milliyetçi Hareket Partisi olarak yanında ve destekçisi olduğunu söyledi.
Kurumlar Arası Müzakere Önemlidir
Ülkenin içinden geçtiği süreçte müzakere kültürünün öneminin anlaşıldığını belirten Ersoy, Yüksek Öğretim Kurumu’nun OHAL kapsamında kapatılan yükseköğretim kurumlarının ve mağdur öğrencilerin durumu hakkında TBMM’yi muhatap kabul ederek siyasi parti grupları ile fikir alışverişi yapmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendirdiklerini söyledi. Ersoy, YÖK’ün TBMM’ye gelerek siyasi parti gruplarını ziyaretinin ve siyasi partilerin akademik kökenli vekillerinin YÖK’e davet edilmesinin; müzakere anlayışının ve toplumdaki beraberliğin bir yansıması olarak görüldüğünü söyledi.
Eğitim Sorunumuzu Çözmeden Hiçbir Sorunumuzu Çözemeyiz
Doç.Dr.Ruhi Ersoy, Türkiye’de eğitim problemlerinin çözülmeden ülke problemlerinin çözülemeyeceğini belirterek, ülkemizin içinden geçtiği zorlu süreçte eğitimin öneminin daha iyi anlaşıldığını umut ettiklerini söyledi. Anadolu’nun zeki ama imkânı olmayan çocuklarının çeşitli gruplar, yapılar tarafından istismar edildiğini, devşirildiğini görmemiz gerekir diyen Ersoy, bu çocukların sistemin içine nasıl yerleştirildiklerini iyi analiz ederek ortak akılla eğitim sorunumuza çözüm bulmamız gerekmektedir dedi.
Türk Eğitim sistemine ve politikalarına değinen Ersoy, temel bilimlerde, öğretmenlik eğitiminde, Fen Edebiyat fakültelerinde, politikalarımızın ne olduğunu sordu. Ersoy, “bütün bunlar konusunda ortak aklı iktidar kılarak Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim meselesini, maarif meselesini çok yönlü olarak ele almak durumundayız. İşte bu, bundan sonraki atılacak adımlarda, kapatılan üniversite ve okulların nasıl değerlendirileceği konusundaki eylemlerde de bu ortak aklı ve Yenikapı'da oluşan iklimin tesis etmiş olduğu hamleleriyle bu zeminin, bu müzakerenin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi çok önemlidir” dedi.
MHP’nin Ana Omurgası Ve Rotası; Sözde Değil, Özde "Önce Ülkem" Anlayışıdır
Doğu ve güneydoğuda terör faaliyetlerine değinen Ersoy, “sivil ölümlerine, asker ve polis ölümlerine, bebek ölümlerine neden oluyor olması hepimizi yürekten üzmekte. Siyasi parti temsilcisi olarak, Adalet ve Kalkınma Partisinin bir gençlik kolları başkanının da orada şehit edilmiş olduğu haberini aldık, ona da Allah'tan rahmet diliyoruz. Terörle olan kararlı mücadelenin -adı her ne olursa olsun ve nerede olursa olsun- sonuna kadar devam etmesinin ve bu sonuna kadar devam etmesi sürecinde de inanıyoruz ve gözlemliyoruz ki birlik, beraberlik ve millî ortak aklın sürdürülebilirliği konusunda Milliyetçi Hareket Partisi üzerine düşeni yapıyor çünkü Milliyetçi Hareket Partisinin ana omurgasını ve rotasını belirleyen ilkelerde -konuşmamın başında da söylediğim gibi- gerçekten sözde değil, özde "Önce ülkem." anlayışı vardır. Bu anlayışın sürdürülebilirliği noktasında da kararlı ve ne yaptığını bilen, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası ve Türk milleti için her türlü fedakârlığı göze alabilen lideri Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi vardır. Bu varlığı, birliği, Türkiye'nin yarınlara taşınabilme ülküsünü Meclisin mehabeti içerisinde de Meclis grubu olarak temsil etmeye çalışıyor ve her anlamda büyük Türk milletinin ari menfaatlerine olan kararlarda her türlü inisiyatifi almaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Yorum Yazın