Abone ol
OSMANİYE Halk Sağlığı Müdürü Dr. Alper Latif Boz, hipertansiyon hastalığının küresel bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirterek, dünyada kalp ve damar hastalıklarından yılda 17 milyon kişinin ölmekte olduğunu söyledi.
OSMANİYE Halk Sağlığı Müdürü Dr. Alper Latif Boz, hipertansiyon hastalığının küresel bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirterek, dünyada kalp ve damar hastalıklarından yılda 17 milyon kişinin ölmekte olduğunu söyledi.
‘17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü’ dolayısıyla yazılı açıklama yapan Dr. Boz, “Dünyada her üç kişiden birinin ölümü hipertansiyon ile bağlantılı olarak meydana gelmektedir” dedi.
Hipertansiyonun, kan basıncı tansiyon yüksekliği olarak bilinen kronik bir hastalık olduğunu kaydeden Boz, ‘Dünya Hipertansiyon Günü’nün, hipertansiyonun yol açtığı inme, kalp hastalığı ve böbrek hastalığı gibi engellenebilir durumlara dikkat çekmek ve toplumu hipertansiyonun önlenmesi, saptanması ve tedavisi hakkında bilgilendirmek amacı ile geliştirildiğini bildirdi.
Hipertansiyon küresel bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurgulayan Dr. Boz, Sağlıklı beslenme, kilo verme, düzenli fizik aktivite, tuz kullanımını azaltma ve toplumun sağlıklı yaşam biçimini benimsemesinin hipertansiyon gelişimini büyük oranda önleyeceğini bildirdi.
HİPERTANSİYON SIK MIDIR?
Dr. Boz, “Bakanlığımızın 2011 yılında 15 yaşından büyük kişilerle yapmış olduğu Kronik Hastalıklar ve Risk Faktörleri Saha Çalışması verilerine göre ülkemizde her 5 kişiden biri %23 oranında hipertansiyon hastasıdır. Çalışmada tansiyon ölçümü ile ilk kez hipertansiyon teşhisi konan, daha önce hipertansif olduğunu bilmeyenlerin oranı %8,8’dir.
Hipertansif bireylerin koroner kalp hastalığı ve serebrovasküler hastalık için risk altında olduklarını vurgulayan Boz şöyle dedi:
“Tütün kullanımı, obezite, yüksek kan kolesterolü, diyabetes mellitus gibi risk faktörleri hipertansiyonla birleştiğinde kalp krizi ve inme riski artar. Tanı konulmamış ve kontrolsüz hipertansiyon tüm dünyada inmenin en önemli nedenidir. Hipertansiyonun erken tanı ve tedavisi kardiyovasküler riski azaltarak inme ve kalp krizinin önlenmesinde hayati önem taşır. Kan basıncı seviyesi inme ve koroner kalp hastalığı riskiyle ilişkilidir. Kontrolsüz kan basıncı ile bağlantılı olarak; kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, periferik damar hastalığı ve göz damarlarında hasar ve görme kaybı gelişebilmektedir.”
Hipertansiyonu olan bireylerde ilaç tedavisinin uygulanması kan basıncı kontrolü için tek başına yeterli olmadığını, başarılı bir sonuç için mutlaka sağlıklı yaşam davranışlarının geliştirmesi gerektiğini belirten Dr. Boz, “Hipertansif bireylerde hipertansiyonun farkındalığı, ilaç kullanımı ve kan basıncı kontrol oranları düşüktür. Hipertansif bireyler; sağlıklı beslenmeli, fazla kilolu - obez ise kilo vermeli, fizik aktiviteleri düzenli yapmalı, tuz kullanımını azaltmalı, düzenli muayene ve tetkiklerle hastalığın takibine önem vermeli, ilaçlarını önerilen dozda ve sürede, aksatmadan kullanmalı kan basıncı düzenli izlemeli/izlenmesini sağlamalıdır.”
‘17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü’ dolayısıyla yazılı açıklama yapan Dr. Boz, “Dünyada her üç kişiden birinin ölümü hipertansiyon ile bağlantılı olarak meydana gelmektedir” dedi.
Hipertansiyonun, kan basıncı tansiyon yüksekliği olarak bilinen kronik bir hastalık olduğunu kaydeden Boz, ‘Dünya Hipertansiyon Günü’nün, hipertansiyonun yol açtığı inme, kalp hastalığı ve böbrek hastalığı gibi engellenebilir durumlara dikkat çekmek ve toplumu hipertansiyonun önlenmesi, saptanması ve tedavisi hakkında bilgilendirmek amacı ile geliştirildiğini bildirdi.
Hipertansiyon küresel bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurgulayan Dr. Boz, Sağlıklı beslenme, kilo verme, düzenli fizik aktivite, tuz kullanımını azaltma ve toplumun sağlıklı yaşam biçimini benimsemesinin hipertansiyon gelişimini büyük oranda önleyeceğini bildirdi.
HİPERTANSİYON SIK MIDIR?
Dr. Boz, “Bakanlığımızın 2011 yılında 15 yaşından büyük kişilerle yapmış olduğu Kronik Hastalıklar ve Risk Faktörleri Saha Çalışması verilerine göre ülkemizde her 5 kişiden biri %23 oranında hipertansiyon hastasıdır. Çalışmada tansiyon ölçümü ile ilk kez hipertansiyon teşhisi konan, daha önce hipertansif olduğunu bilmeyenlerin oranı %8,8’dir.
Hipertansif bireylerin koroner kalp hastalığı ve serebrovasküler hastalık için risk altında olduklarını vurgulayan Boz şöyle dedi:
“Tütün kullanımı, obezite, yüksek kan kolesterolü, diyabetes mellitus gibi risk faktörleri hipertansiyonla birleştiğinde kalp krizi ve inme riski artar. Tanı konulmamış ve kontrolsüz hipertansiyon tüm dünyada inmenin en önemli nedenidir. Hipertansiyonun erken tanı ve tedavisi kardiyovasküler riski azaltarak inme ve kalp krizinin önlenmesinde hayati önem taşır. Kan basıncı seviyesi inme ve koroner kalp hastalığı riskiyle ilişkilidir. Kontrolsüz kan basıncı ile bağlantılı olarak; kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, periferik damar hastalığı ve göz damarlarında hasar ve görme kaybı gelişebilmektedir.”
Hipertansiyonu olan bireylerde ilaç tedavisinin uygulanması kan basıncı kontrolü için tek başına yeterli olmadığını, başarılı bir sonuç için mutlaka sağlıklı yaşam davranışlarının geliştirmesi gerektiğini belirten Dr. Boz, “Hipertansif bireylerde hipertansiyonun farkındalığı, ilaç kullanımı ve kan basıncı kontrol oranları düşüktür. Hipertansif bireyler; sağlıklı beslenmeli, fazla kilolu - obez ise kilo vermeli, fizik aktiviteleri düzenli yapmalı, tuz kullanımını azaltmalı, düzenli muayene ve tetkiklerle hastalığın takibine önem vermeli, ilaçlarını önerilen dozda ve sürede, aksatmadan kullanmalı kan basıncı düzenli izlemeli/izlenmesini sağlamalıdır.”
Yorum Yazın