160x600
30 Haziran, 2025, Pazartesi
DOLAR38.7786
EURO43.8944
ALTIN4143.5
Murat Deniz Demirci

Murat Deniz Demirci

Mail: [email protected]

Brad Pitt’li Formula 1 Efsanesi Sahnede!

Formula 1 temalı filmler, sayıca az ama etkileyici örnekler sunan özel bir sinema alt türü. Bunlardan biri de hiç kuşkusuz Ron Howard imzalı Rush (2013).

Chris Hemsworth’un hayat verdiği James Hunt ile Daniel Brühl’ün unutulmaz Niki Lauda performansı, sadece bir spor rekabeti değil, bir karakter savaşını da izleyiciye aktarmıştı.

Rush, hem temposuyla hem de derinliğiyle Formula 1'in ruhunu beyazperdeye başarıyla taşımış, spor sinemasında kendine sağlam bir yer edinmişti.

Ve şimdi, on yılı aşkın bir sürenin ardından, Formula 1’in o benzersiz adrenalinini ve duygusal yoğunluğunu tekrar beyazperde de hissettiren yeni bir yapım geldi karşımıza: F1.

Bu filmin varlığından ilk kez 2022’de haberdar olmuştum. O günden bu yana, 2023 ve 2024 Formula 1 sezonları boyunca çekimlerinin sürdüğü haberleriyle sık sık karşılaştım.

Öyle ki, artık “çıksa da izlesek” diyeceğimiz projelerden birine dönüşmüştü. İki yılı aşkın sürede çekilmiş, arkasında Top Gun: Maverick ekibi olan bir filmden söz ediyoruz.

Beklentilerim yüksekti ama izlediğimde karşıma çıkan iş, beklentilerin ötesindeydi.

Filmden önce ufak bir not düşmem gerek: Osmaniye’de Park 328 içindeki Paribu Cineverse’de izledim filmi.

Bu arada sinema salonuna ufak bir eleştiri: Ses ve renk ayarlarına bir bakım şart! Bazı sahnelerde ses boğuktu, bu da keyfi biraz kaçırdı.

İmax bir yana, en azından 2D izlerken tam bir sinema deneyimi yaşayalım, değil mi?

Gelelim filme…

F1, sadece bir yarış filmi değil, adeta bir ilham kaynağı. 80’lerde Top Gun izleyen gençlerin savaş pilotu olmak istemesi gibi, bu filmi izleyen gençlerin de “Formula 1 pilotu olacağım!” diye hayaller kuracağından eminim.

İleride çaylak pilotların röportajlarında “Küçükken F1 filmini izledim ve pilot olmaya karar verdim” dediklerini sıkça duyabiliriz.

Filmin hikayesi, basit ama güçlü bir karakter ikilemine dayanıyor. Brad Pitt’in canlandırdığı Sonny Hayes, 90’larda geleceğin Schumacher’i olabilecekken bir kaza sonucu erken emekli olmuş, kazanma hırsıyla yanıp tutuşan bir eski pilot.

Damson Idris’in oynadığı Joshua Pearce ise çaylaklığın getirdiği kendini kanıtlama telaşında.

Senaryo, bu iki karakterin çatışması ve birbirini sabote etmesi üzerine kurulu.

Ancak Sonny, Joshua’da kendini görmeye başlayınca egosunu bir kenara bırakıp, “Bu çocuğa nasıl galibiyet kazandırırım?” diye düşünmeye başlıyor. Bu dönüşüm, filmin duygusal derinliğini artırıyor.

Sonny Hayes karakterine ayrı bir parantez açmak lazım. Yakışıklı, karizmatik, zeki, ama bir o kadar da başına buyruk, dediğim dedik bir “arıza”.

Yarış stratejileri ise tam bir çılgınlık! Mesela, yarış kontrol ona sert lastik takacağını söylediğinde, o yumuşak lastik diye tutturuyor.

Pit stop’ta sert lastik takıyorlar, ama Sonny arabayı hareket ettirmiyor, mecburen değiştiriyorlar.

Başka bir sahnede, sırf rakiplerini kandırmak için pit’e gireceğini söylüyor, ama son anda vazgeçip yola devam ediyor.

Rakipler pit’teyken o farkı açıyor. Bir diğerinde, kendi kanadını bilerek kırdırıp yarışı sarı bayrak altına sokuyor ve böylece çaylak Joshua’nın 10. olmasını sağlıyor.

Gerçek Formula 1’de böyle şeyler yapsa, herhalde cezadan geçilmezdi, ama bu bir film ve bu çılgın stratejiler hikayeye müthiş bir tat katmış.

Teknik açıdan film adeta bir görsel şölen. Kamera, ışık, ses, kurgu; her şey dört dörtlük.

Top Gun: Maverick’in o nakış gibi işlenmiş teknik mükemmeliyeti burada da hissediliyor.

Müzikler ise ayrı bir olay. Hans Zimmer’ın o adeta ses efekti gibi tınlayan besteleri, Formula 1’in hızına ve ruhuna cuk oturmuş.

Hele filmin Led Zeppelin "Whole Lotta Love" ile açılması, filmin ana teması “Lose My Mind” ve Silverstone’da Queen grubunun efsane “We Will Rock You” ritmi… Daha ne olsun!

Şarkı seçimleri de atmosferi tamamlıyor.

Peki, bu film Formula 1’e ilgiyi artırır mı? Kesinlikle! Yarışların rating’lerinde bariz bir yükseliş bekliyorum. F1, sadece bir film değil, bir nesle ilham verecek bir deneyim.

Son söz: Brad Pitt gibi çökmemeye, Sonny Hayes gibi zeki ve ne yaptığını bilenlere selam.

Vizyondaki bu başyapıtı kaçırmayın.

Not: Osmaniye Paribu Cineverse, lütfen ses sistemine bir el atın!

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar