Gündemi değiştirme adına o kadar ilginç ve tartışma oluşturan olayları ortaya atıyorlar ki, insanlar bunlarla uğraşıp dururken, “atı alan Üsküdar’ı geçiyor!”
Dünyada “zeytin dalı ile Güvercin” barışın simgesi olarak değerlendirilir. Şimdi durup dururken Türkiye’de zeytin alanlarının imara açılması ile ilgili tasarının gündeme yerleştirilmesi neyin nesi oluyor dersiniz!?
Zeytin ağacının yaprağı barış simgesi ise, bu tasarıyı TBMM’ne getirenler ve oy verenler barışa karşı Milletvekilleri midir?
Yoksul insanların kahvaltılarında alabileceklerinin başında zeytin gelir. Gerçi en az kilosunun 15 lira olduğu zeytini bile gramla alan insanlar çoğaldı.
Yine de Türk sofralarının sabah kahvaltılarının yüzde 99’unda zeytin mutlaka bulunur.
Eeee, bundan sonrası, yani zeytin alanlarının imara açılıp, o güzelim asırlık ağaçların kesilmesinin ardından zeytin üretimindeki azalma başladığında halkımız sabah kahvaltılarında havyar mı yiyecekler!?
TBMM Komisyonunda kabul edilen, zeytinliklerin imara açılması ile ilgili tasarının yasallaşması halinde Türkiye’de zeytin üreticilerinin geleceğini düşünebiliyor musunuz!?
Öncelikle, zeytinin sofra yiyeceğini bir kenara bırakalım. Yeşilliğini gözlerimizin önüne getirelim. Doğal görünümü ile birlikte üreticilerinin gelirini aklımıza getirelim.
Bir de; zeytin ağaçlarının kesilmesi olayı ile ilgili mahkemelerin verdiği kararların ağırlığını aklımıza getirelim! Zeytin ağaçlarının dokunulmazlığı olayını öğretmişlerdi bizlere. Örneğin; çınar ve zeytin ağaçlarının kesilmesi olayı ile ilgili belli yaptırımların olduğunu biliyoruz.
Osmaniye’de son on yıldır zeytin ağaçlarının çoğaldığını ve özellikle zeytinyağı fabrikalarının da arttığını görmekteyiz. Ağaç sayı ile de Türkiye ortalamasına göre oldukça fazla sayımız olduğunu biliyoruz.
Bursa’nın Gemlik ilçesinde üretilen zeytinlerin bir adı, bir de tadı vardır. Marketten alırken Gemlik zeytini isteyenleriniz olmuştur. Gemlik ilçesinin yamaçlarındaki zeytinlikler denizin körfezine doğru uzanırken, Bursa’dan aracınızla gelip bir tepeye yaklaşıp tam sağ yöne döndüğünüz anda karşınızda bir tabela görürsünüz; “Gemlik’e girerken denizi göreceksin, sakın şaşırma! (Orhan Veli)” bu yazıyı okuyup aklınızı yormaya başladığınız saniyeler içerisinde karşınızda Gemlik körfezi ve denizin maviliklerini görürsünüz.
Zeytinlik alanların imara açılması neyi getirecek!? Toprakla, ağaçla haşır neşir olup, yılda ellerine geçen ürünlerinin değeri olan gelirlerinin yüzlerce üzerinde olan bir para teklifi yapılarak zeytinlik alanları alan sermaye lobileri, buralardaki ağaçları keserek açacakları fabrikalarda, satın aldıkları zeytinliklerin sahibi çocukları işçi olarak çalıştıracaklar.
Zeytinlikler ölecek, burada değişik işletmeler açılacak, ama o kesilen zeytin ağaçları bir daha oralarda yeşermeyecek! Kesilerek azalar zeytin ağaçlarının üretimleri de azalacağından, Türkiye, zeytini dışarıdan almak zorunda kalacak. En yakın zeytin üretimindeki ülke Yunanistan. Öyle bir gün gelecek ki zeytinlerimiz Yunanistan’dan gelecek.
Zeytinlik alanların imara açılması ile ilgili yasaya karşı çıkanların, tepkilerinin altında neler yattığını merak edenleriniz var mı? Örneğin; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, sanatçı Tarkan’ın zeytinlik tepkisine yönelik olarak yaptığı yorumunda; “Tarkan’ın zeytinlikleri mi varmış, ne yapacakmış zeytinlikleri? Tarkan’ın şarkılarını seviyoruz, Tarkan şarkılarını söylesin!” diyor.
Benim de zeytin bahçem yok, ama sabah kahvaltılarında Yunanistan’dan gelen değil, ülkemin topraklarında üretilen zeytini soframda görmek istiyorum!
Sanırım, bu zeytin alanları ile ilgili yasa tasarısına karşı çıkanlara da bir kulp takarak tepkilerinden dolayı gözaltılar başlatılabilirse şaşırmam!
Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede; “İlk Emrin (OKU) olmasına rağmen” okumadan yaşayanların yaşadıklarına üzülüyorum!.. esenlikle…
