Hey gidi günler, haftalar, aylar ve aradan geçen 100 yıl. 19 Mayıs 1919’da Sumsun’da yakılan meşalenin tarihi adına Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlere armağan ettiği “Gençlik ve Spor Bayramı” 100. yılına girdi.
Ülkemizde dış güçlerin bir takım oyunları ile yapılan işbirliği sayesinde oluşturulan iç güçlerin de değişik yöntemlerle başlattığı kampanya, karalama, inkarcılık ve yalan yaymacalara rağmen Atatürk sevgisi hala 100 yıl öncesindeki gibi halkın, özellikle de gençliğin belleğinden silinemiyor, silinemeyecek te!
Belediye hizmet binasına yakın bir yerde, Musa Şahin bulvarı üzerindeki ara sokakta oturuyorum. Saatler 10.30’u gösteriyor.
Halk otobüsü yolcu indirme-bindirme yaptığı sırada Trafik Polis aracından bir anons; “Halk otobüsü şoförü, ya hareket et, ya da bir süre beklemelisin!”diye anons yapıyordu.
Merak edip Bulvar yönüne doğru yöneldiğimde ise Trafik Polis aracının öncülüğünde bisikletli gençler grup halinde seyrediyorlardı.
Sanırım Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü organizesinde 19 Mayıs etkinlikleri kapsamında düzenlenen bisiklet turu olsa gerek diye düşündüm.
Kızlı-erkekli ve Ortaokul öğrencileri yaştaki gençleri izlerken hepbirlikte; “İzmir’in dağlarında çiçekler açar!” türküsünü söyleyerek pedal çevirmeleri beni oldukça duygulandırmıştı.
Gözlerimden kayboluncaya kadar o bisikletli gençleri izledim, sonrasında ise yüreğime bir rahatlık yerleşti. Kendi kendime dedim ki; “Sizler istediğiniz kadar Atatürk’ü ve eserlerini bu vatan topraklarından silmeye kalksanız da, geriden gelen gençler Atatürk’ün anılarını yaşatmaya kararlı olduğunu bu izlemlerimde görüyorum. Gözüm arkada kalmayacak kadar bu gençlere inanıyorum!”
Bu arada bu etkinlikte bisikletli gençlerin “İzmir marşı” okumaları karşısında bir yerlerden uyarı gelip gelmediğini de merak ediyorum!
TV haberlerinde bazı siyasilerin Atatürk ile ilgili sözler kullanmak zorunda kaldığı konuşmalarında; “Gazi Mustafa Kemal” dediklerini, “Atatürk” sözcüğünü kullanmadıklarına tanık olmuşsunuzdur!
İstanbul BŞBB seçimleri iptal edildi ya, YKS temsilcileri. Sandık görevlileri birden bire “F..cü” olarak adres gösterildi. AKP’nin YSK temsilcisi Recep Özel’in açıklaması dikkat çekiciydi.
AKP’li Özel, 2012 yılında Pensilvanya’da F.G.Yi ziyaret ettiklerini kabul ediyordu. Ancak bu ziyaretin Adalet Bakanlığı’nın resmi programı dahilinde ABD ziyareti sırasında gerçekleştiğini de vurguluyordu.
AKP’li Recep Özel’in böyle bir açıklama yapmasına neden olan gerekçeye bakıyorum. AKP eski Milletvekili ve Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, bir yazısında, “Halis mulis Fetö’cü” olarak sözler kullanmasıydı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, “Bu ülke; şeyhler, dervişler ve tarikatlar ülkesi olamaz!” dememiş miydi!?
Bu güzelim Anadolu topraklarını, Türkiye’yi; “Şeyhler, Dervişler ve tarikatlar” ülkesine haline getiren 12 Eylül 1980 askeri darbesinin başındaki Kenan Evren ve onun devamında, Evren’in talimatları doğrultusunda iktidara gelen siyasilerle aramamız gerekmez mi!?
İktidar koltuğuna oturabilmek veya koltuğu koruma adına verilen ödünler sayesinde halk perme perişan olurken, kendi güzel yaşamlarını yoksul halkın yaşadığı gibi göstermek, basına sansür uygulamak, kendi bildiklerinin yazılmasını isteyen yöneticilerin de, o sözleri aynen yazan medyanın da günün birinde “cılkı çıkar!”
Son sözüm; maddi ve mevkileriniz için eğilmelerinize rağmen, kendi evlatlarınızın bile ATATÜRK’ü sevmelerine engel olamayacaksınız! Çünkü O bir yurtseverdi, sizin gibi günü kurtarmaya çalışan değil, yüz yılların geleceğini gören çağdaş bir İNSANDI! Saygı ile..
