Yaşıyoruz, yaşamaya çalışıyor ve yaşayabilmek için mücadele verirken bazıları alın terlerini avuçları ile silerken, bazıları da deyim yerinde ise;
“ hava da bulup, tavada yiyor!”
Pandemi sürecinde özellikle insanların ekonomik yaşantısı tartışıldı, esnafın yaşadığı siftahsız günleri konuşuldu. Başkaca olaylar da konuşuldu bu arada. Siyaset hiç durmadı, birbirlerine değişik sözler söyleyen siyasiler, bazı anlarda gelişen olayları gündeme taşırken, “fırsatçılık” diye de yorumlayanlar oldu.
İktidar tarafı muhalefeti eleştirirken “terör örgütü ile işbirliği” yapmakla ithamlarda bulundu. Gün geldi iktidar içerisinde bazı olumsuzluklar yaşandı. Örneğin Bakan Pekcan ile ilgili dejenfektan satışı ile ilgili yaşananlar, görevden alınması ve sonrasında Bakanlık görevinden alınan Pekcanh’ın “Yüce divan”a gönderilmesi olayında iktidar partisi ise MHP’nin oyları ile red edilmesi olayları yaşandı.
Nasıl olduysa birden ortaya farklı olaylar çıkmaya başladı. Son süreçte İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hiddetli ve oldukça sert dil kullanarak konuşmaları yaptığı günlerde Sedat Peker’in ortaya çıkıp videolar yayınlamaları ile günden farklılık oluşturuverdi.
İçişleri Bakanı Soylu suskunluğunu korumaya başladı, olayların içinde ismi geçen eski İçişleri Bakanlarından Mehmet Ağar, Peker’e yanıt vermek istedi ama, deyim yerindeyse yüzüne gözüne bulaştırdı. Ardından sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyleyiverdi.
Peker video kayıtlarını gün gün yenilerini ekleyerek yurt dışından paylaşımlarını sürdürürken, iktidar içerisinde, hatta siyasetçiler arasında karmaşalı günler yaşanmaya başlandı. Son olarak bir siyasi kişiye ayda 10 bin lira para verdiğini söyleyen Peker’in bu sözleri yeni gündem oluştururken, bu kişinin kim olduğu tartışma oluşturmaya başladı.
Bu arada iktidar partisi, muhalefetin eleştirileri karşısında “fırsatçılık” değerlendirmesi yapmaya başladı. Hatta daha da ileriye gidilerek muhalefetten gelen seslere karşı; “Peker ile işbirliği yapıyorlar!” gibi ithamlar yapılmaya başlandı. Bir zamanlar aynı iktidardaki siyasiler Pensilvanya’daki kişi ile ilgili de muhalefete yüklenmeye başlamışlardı.
Oysa yaşanan gerçeklere bakıldığında, yani birlikte fotoğraf çektirilmeleri, işyerleri açılmaları ve Peker’e korumalar verilmesi olaylarının incelendiğinde kim veya kimlerin bu kişilerde bir zamanlar birliktelikleri anlaşılabiliyor.
Peker’in açıklamalarına bakıldığında iktidar partisi epeyce yara alacağa benziyor. Böyle olmamalıydı, zamanında birlikte olduğunuz kişilerin ileriki süreçte sizin karşınıza nerede ve nasıl çıkabileceğini hesap etmediğiniz zaman, kendinize olduğu kadar yönettiğiniz kuruma ve makamına da zarar verebileceğini iyi hesaplamanız önem taşır.
Öncelikle siyasilerim, ülkeyi yönetenlerimiz, iktidar partisi, derken devlet mekanizması bu tür olumsuzluklarda zarar görecektir. Halkın yöneticilere karşı inançları azalacak, siyasilere bakış açıları değişecektir.
İşçinin, memurun, esnafın kısacağı bu ülkede ödenen vergilerle bütçede biriken paradan, koruma olarak çalışanlara ödenen maaşları insanlar doğal olarak sorgulayacaktır.
Eşinden koruma istediği halde korunamayıp cinayete kurban giden kadınları düşünüyorum, bir de Sedat Peker’e hangi sıfatla koruma verildiğini ve kimlerden korunduğunu düşünüyorum. Bu gidişatın sonundan endişe duyuyorum…
Yorum Yazın