Osmaniye’de yardımlaşma ve dayanışma örneği gösterilmesi, insanlık adına sevindiriyor bizleri.
Geçtiğimiz ay içerisinde CHP Osmaniye Kadın kolları ihtiyaç sahiplerine verilmek üzere, “Kıyafet kardeşliği” kampanyasını başlatmışlardı. Gazetelerde böylesi haberin yayınlanmasının ardından, evlerinde kullanmadığı eşyaları teslim etmek için bizlere telefon açıp, eşyalarını nereye bırakacaklarını soranlar olmuştu.
İhtiyaç sahiplerine katkıda bulunmak amacı ile yardımlaşmak ve dayanışmanın güzelliği geliyordu aklımıza.
Bu kez Ak parti Osmaniye Gençlik kolları yeni bir kampanya başlattılar. Ak Partili gençlerin başlattığı kampanyanın adı, “Sen üşürken ben uyuyamam”şeklindeydi.
Kış mevsiminde sıcak yuvası olmayan insanların üşümeleri, hasta olmaları ve sağlıksız yaşam koşullarını düşündüğümüzde, paylaşımı seven, dayanışmayı seven insanlar için en güzel tümce; “sen üşürken ben uyuyamam”şeklindeydi.
Bu güzel sözleri anımsadığımda, soğuk kış günlerindeki öksüz çocuklar aklıma geliyor. Sokakta çöp bidonlarını karıştıran çocuklar aklıma geliyor. Yağmurlu günlerde okula giderken elleri ve yüzleri soğuktan morarmış çocuklar aklıma geliyor.
Babasının servis parası bulamadığı için okuluna yaya olarak giden çocuklar aklıma geliyor. Arkadaşları okul kantininden simit-ayran alırken, onlara bakarak iç çeken çocuklar aklıma geliyor. Yağmurlu günlerde ayağındaki ayakkabısının içerisine giren suyun etkisiyle hasta olan çocuklar aklıma geliyor. Kendi çocuğunu okuldan alıp otomobiline bindirirken, komşusunun çocuğunu da otomobiline davet etmeyen insanlar aklıma geliyor.
Güzel ve yerinde bir tümce, “Sen üşürken ben uyuyamam” insanlık bunu gerektiriyor, dinimizin gerektirdiği ve uygulamamız gereken davranışlarımız arasında bulunan bu sözleri yüreğimizin ortasından çıkarıp hayata geçirdiğimiz zaman çevremizde aç, yoksul ve soğuk havalarda üşüyen insanları göremeyiz.
Elinde olanlar, çevresindeki diğer insanlarla paylaşmayı hayata geçirdiği zaman, fazla olanı çevresindekilerle bölüştüğü zaman, kendisi tok iken, yanındaki aç olanların da karınlarının doyurmasına yardımcı olunduğu zaman kavga, huzursuzluk ve terörün de önüne geçilmiş olunur.
Terör denildiğinde sadece toplumdaki çatışmaları ve bu eylemlerin içerisinde olanları suçluyoruz. Oysa tepkilerin nereden kaynaklandığını, neden böylesi ortama gelindiğini ve terörün ana kaynağının çözümüne yeterince bakmıyoruz.
Yağmurlu bir gün düşünün, yollardan sel suları akarken ıslanarak yürüyorsunuz. Yayınızdan bir otomobil geçiyor, müziğin sesini bile duyuyorsunuz. Siz ıslanırken, otomobil hızla yanınızdan geçerken bir de üzerinize su sıçratıyorsa ne yaparsınız?
Hiç kimse yalan söylemesin, böylesi bir olayın yaşanması halinde mutlaka o otomobil sürücüsüne küfür etmişsinizdir.
Osmaniye’de CHP kadın kollarının “kıyafet kardeşliği” kampanyası ile Ak parti Gençlik kollarının “Sen üşürken ben uyuyayam” kampanyalarındaki paylaşım ve dayanışmalarından dolayı kutluyorum.
Yeryüzünün herkese yetebileceğini düşündüğümüzde, sağlıklı yaşayabilmek için kasalarınıza doldurduğunuz parayı toprağa girerken mezarınıza götürebilme şansınızın olmadığını da düşünerek, “Siz sıcaktan, olmayanlar da soğuktan ölmesin!”diyorum. saygılarımla…
Geçtiğimiz ay içerisinde CHP Osmaniye Kadın kolları ihtiyaç sahiplerine verilmek üzere, “Kıyafet kardeşliği” kampanyasını başlatmışlardı. Gazetelerde böylesi haberin yayınlanmasının ardından, evlerinde kullanmadığı eşyaları teslim etmek için bizlere telefon açıp, eşyalarını nereye bırakacaklarını soranlar olmuştu.
İhtiyaç sahiplerine katkıda bulunmak amacı ile yardımlaşmak ve dayanışmanın güzelliği geliyordu aklımıza.
Bu kez Ak parti Osmaniye Gençlik kolları yeni bir kampanya başlattılar. Ak Partili gençlerin başlattığı kampanyanın adı, “Sen üşürken ben uyuyamam”şeklindeydi.
Kış mevsiminde sıcak yuvası olmayan insanların üşümeleri, hasta olmaları ve sağlıksız yaşam koşullarını düşündüğümüzde, paylaşımı seven, dayanışmayı seven insanlar için en güzel tümce; “sen üşürken ben uyuyamam”şeklindeydi.
Bu güzel sözleri anımsadığımda, soğuk kış günlerindeki öksüz çocuklar aklıma geliyor. Sokakta çöp bidonlarını karıştıran çocuklar aklıma geliyor. Yağmurlu günlerde okula giderken elleri ve yüzleri soğuktan morarmış çocuklar aklıma geliyor.
Babasının servis parası bulamadığı için okuluna yaya olarak giden çocuklar aklıma geliyor. Arkadaşları okul kantininden simit-ayran alırken, onlara bakarak iç çeken çocuklar aklıma geliyor. Yağmurlu günlerde ayağındaki ayakkabısının içerisine giren suyun etkisiyle hasta olan çocuklar aklıma geliyor. Kendi çocuğunu okuldan alıp otomobiline bindirirken, komşusunun çocuğunu da otomobiline davet etmeyen insanlar aklıma geliyor.
Güzel ve yerinde bir tümce, “Sen üşürken ben uyuyamam” insanlık bunu gerektiriyor, dinimizin gerektirdiği ve uygulamamız gereken davranışlarımız arasında bulunan bu sözleri yüreğimizin ortasından çıkarıp hayata geçirdiğimiz zaman çevremizde aç, yoksul ve soğuk havalarda üşüyen insanları göremeyiz.
Elinde olanlar, çevresindeki diğer insanlarla paylaşmayı hayata geçirdiği zaman, fazla olanı çevresindekilerle bölüştüğü zaman, kendisi tok iken, yanındaki aç olanların da karınlarının doyurmasına yardımcı olunduğu zaman kavga, huzursuzluk ve terörün de önüne geçilmiş olunur.
Terör denildiğinde sadece toplumdaki çatışmaları ve bu eylemlerin içerisinde olanları suçluyoruz. Oysa tepkilerin nereden kaynaklandığını, neden böylesi ortama gelindiğini ve terörün ana kaynağının çözümüne yeterince bakmıyoruz.
Yağmurlu bir gün düşünün, yollardan sel suları akarken ıslanarak yürüyorsunuz. Yayınızdan bir otomobil geçiyor, müziğin sesini bile duyuyorsunuz. Siz ıslanırken, otomobil hızla yanınızdan geçerken bir de üzerinize su sıçratıyorsa ne yaparsınız?
Hiç kimse yalan söylemesin, böylesi bir olayın yaşanması halinde mutlaka o otomobil sürücüsüne küfür etmişsinizdir.
Osmaniye’de CHP kadın kollarının “kıyafet kardeşliği” kampanyası ile Ak parti Gençlik kollarının “Sen üşürken ben uyuyayam” kampanyalarındaki paylaşım ve dayanışmalarından dolayı kutluyorum.
Yeryüzünün herkese yetebileceğini düşündüğümüzde, sağlıklı yaşayabilmek için kasalarınıza doldurduğunuz parayı toprağa girerken mezarınıza götürebilme şansınızın olmadığını da düşünerek, “Siz sıcaktan, olmayanlar da soğuktan ölmesin!”diyorum. saygılarımla…
