Yaz mevsimi süresinde ülkemizin değişik yörelerinde orman yangınlarında, ciğerlerimizin parçalarını yitirdik.
Orman yangınlarını söndürme uğraşında mücadele veren görevlilerin yaralanma ve hastaneye kaldırılma olayları da yaşandı.
Ormanlık alanlarımız yanarken, yakanların kimlerin ve ne amaçla yaktıkları üzerine Tv ekranlarında yetkilerin katıldığı bir canlı yayın programına tanık olamadım.
Bir gazeteci olarak orman yangınlarını sadece bugünlerde tanık olmuyorum. Yıllardır böylesi olayları takip ediyor ve haberlerini yazarken, yangınların çıktığı yerler ve çıkarılma nedenlerini söndürülme sırasında görevlilerle birlikte sohbet edercesine konuşuyoruz.
Yıllardır gördüğüm veya tanık olduğum orman yangınlarında ( Piknik sırasında unutulan ateş, yanan sigara izmariti veya cam şişenin mercek görevi görmesi ile oluşan yangınlar) bir kenara, farklı düşünceleri aklıma getirmiştir.
Ormanlık alanın bir tarafında zeytin bahçesi veya diğer ağaçları bulunan bahçe sahibinin, araziyi genişletme adına ormanlık alanı ateşe verdiğinin kanıtları sanırım yapılan araştırmalar sonunda yetkililerin dosyalarında bulunmaktadır.
Yangının çıkma veya çıkarılma nedenlerini araştırırken, en yakınındaki arazide kim veya kimlerin ne gibi ekili-dikili arsalarının bulunduğu incelenmelidir.
Herhangi bir orman yangı olayının ardından; “Dikkatsizlik- tedbirsizlik…” gibi sözler kullanılırken, bu olayın bir de arka yüzüne bakılması gerekiyor.
Hatay’ın İskenderun ve Belen ilçelerindeki orman yangınlarını iyi inceleyip araştırmamız gerekiyor!.. Bu yöredeki; Sarımazı Mahallesi, Arsuz ilçesi Nergiz mahallesi ve diğer bölgelerin coğrafi konumları ile ormanlık alanların en yakınındaki yerleşim yerlerinin konumlarını hesap etmek gerekiyor.
Osmaniye’nin Kadirli ilçesi Yukarı çihanlı Köyünde meydana gelen orman yangını ile de ayrıntılı inceleme yapılması gerekiyor.
Son olarak Toprakkale ilçesi Tüysüz Beldesi sınırları içerisindeki Kısık yöresindeki “leçelik” alanda meydana gelen yangınla ilgili yorumlarınızı bekliyorum.
Türkiye’nin değişik bölgelerinde, hem de kilometrelerce uzaklıklarında aynı günde orman yangınlarının çıkması veya çıkarılmasındaki “tesadüf olayı” bana göre inandırıcı gelmiyor!
Birileri ve bir çokları bu olaylarla ilintili olarak suçludur ve eylemlerin içerisinde şu veya bu şekilde yer almış olabilirler. Amaçlarının ne olduğu ve sonuçta yanan ormanlık alanlara yeniden yeni fidanların dikilip dikilmediğine bakarım. Yanan ormanlık alanlara 3-5 yıl sonrasında yeni fidanlar dikilmesi yerine, çok katlı binalar dikiliyorsa eğer; bugün yakılan ormanlarımızı yakanların arkasında o binaları dikenler ve binaların dikilmesine izin verenlerden kuşkular duymakta haklıyımdır.
Ormanlık alanlarımızı yakarak veya farklı şekillerde yeşil alanlarımı kurutmak isteyenler kim veya kimler olursa olsun, tepkim TEKtir; “Bunlar Canlı düşmanıdır, bunlara göz yuman ve destekleyenler de insanlıktan nasibi almamış hainlerdir”diyerek sözlerimi sonlandırıyorum.
