Dün geceden başlayan ve gündüz saatlerinde de devam eden yağmur canlıların yüreklerini rahattı diyebilirim.
Dünyada tedirginlik oluşturan Korona virüsüne karşı önlemler üst düzeylerde devam ederken, kirlenen doğamızı ve topraklarımızı bölgemizdeki yağmurun yıkamış olması elbette sevinçli oldu.
Türkiye’deki virüs bulaşmış insan sayısı her geçen gün artıyor, ama endişelenmeden ve paniğe kapılmadan olaylar karşısında önce önlemimizi ciddi anlamda almak zorundayız.
Uzmanlara kulak vermek ve uyarıları özenle dikkate almamız gerekiyor.
Önceki günkü yapılan açıklamalar ve uyarılar karşısında bazı insanlar kendilerince yorumlar yapmaya başladı.
Cuma namazlarının iptal edilmesi olayı ile ilgili bazı vatandaşların; “İstenilen de buydu zaten, insanların namazlarına ve ibadetlerine de karışıyorlar!” gibi mantıksız yorumları yapanları anlamakta zorlanıyorum.
İslamiyet; Mantık dini olduğunu unutanlar ve alınan önlemlerin mantık kapsamında alındığını bilmeyenler kendilerine göre yeri tepki oluşturmaya çalışıyorlar.
Tüm eğlence yerlerinde hizmetlerin durdurulması ile birlikte Adliyelerdeki hizmetlerin de iki hafta süre ile ertelenmesi olayı, toplu alanlarda yapılacak olan gösteri, panel ve benzeri etkinliklerin iptal edilmesi insanların sağlığı açısından önemlidir.
İtalya’da hükümetin ciddiyetsizliğini eleştiriyor, tepkimizi gösteriyoruz. Bizim ülkemizde yetkililerin önlem almaları bir yana kendimizin geleceğimizi koruma adına gerekli önlemleri birileri zorlamadan almak zorunda olduğumuzu neden düşünemiyoruz!?
Televizyon ekranlarında yayınlanan dizi filmlerinden; “Savaşçı”, Bir annenin Gülhanı” ve “Hekimoğlu”nun çekimlerini de korona virüse önlem amaçlı olarak ara verildi.
Bu önlemlerin artırılması ile birlikte, yerel yönetimlere önemli işler düştüğünü belirtmek isterim.
Kenttin çevre düzeni ile birlikte temizliğindeki hijyen konusunda duyarlılık gösterilmelidir.
Bu önlemlerin elbette sıkıntıları olacaktır. Ekonomik ve sosyal alanda yaşanacak sorunlar gelecekte kendisini gösterecektir. Esnafın borç ödemelerindeki sıkıntılar, bankaların alacakları karşısında vatandaşı sıkıştırmaları, alacak-verecek olaylarında yaşanacak icraların artış göstermeleri gündeme gelecektir.
Dünyanın değişik ülkelerinde alınan önlemler, can kayıpları ile ilgili tepkilerimizi gösterirken, alınan ve alınacak olan önlemlerin bizler neresinde olduğumuzu aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor!
Kentlerde hayatın durduğu yönündeki tepkileri dinliyorum, canların sağlık yaşayabilmeleri için elbette alınan önlemlerin bir bedeli olabileceğini de düşünmeliyiz.
“Genç veya orta yaşlılarda sorun olmaz!” diye konuşmalara da katılmıyorum. Öldürücü virüsün genç veya yaşlı dinlemeyeceğini düşünmek zorundayız.
Unutmayınız ki; 9 yaşındaki bir çocuğun bile “Kalp krizi” geçirip öldüğü olaylarına tanık olmaktayız. Olayları panik yapmadan ciddiye almak zorundayız, kendiniz, sevdikleriniz ve insanlık adına bu çok önemlidir. Saygılarımla…
