Havalar soğumaya, yağmurlar yağmaya başlarken yeni asgari ücretle ilgili emekçilerin beklentilerindeki heyecan da artmaya başladı.
Bu yazımı okurken belki de yeni asgari ücret açıklanmış olacaktır. Üç oturumda sonuç alınamayan yeni asgari ücretin dördüncü oturumda belirleneceği yönündeki hesaplamalar ve öneriler günlerdir konuşuluyor.
Yeni asgari ücretle ilgili iktidar kanadından müjdeli haber sözcükleri dökülüyor. İlk kez gerçekleşecek olan bir olayla ilgili müjde sözcüğü kullanılır, ancak olması gereken ve belirlenmesi gereken yeni asgari ücretin rakamını “Müjde” olarak duyurma sözlerini hala anlayabilmiş değilim!
Döviz kurundaki yükseliş devam ediyor. Merkez Bankası’nın müdahalesinin de bir işe yaramadığını görmekteyiz. Dolar 14,5 Tl bandının üzerinde seyretmeye başladı. Geçtiğimiz hafta 13 Tl’nin üzerinde seyrederken doların yükselişine tepki gösterilirken, bu kez 15 Tl’nin üzerine yerleşti. Yeni yılla birlikte döviz kurunun nerelerde olacağını hesap bile edemez hale geldik.
Bu arada muhalefet partilerinden “OHAL ilanı” ile ilgili sözler duyulmaya başlandı. Ekonomik gidişin ve vatandaşların tepkilerini durdurabilmek adına ‘OHAL’ hayata geçirilir mi, geçirilmez mi bilinmez ama, iktidar “yok böyle bir durum”diyor. Hatta iktidarın destekçisi MHP Genel Başkanı Bahçeli ‘de OHAL konusunda sert sözler söylüyor. Bahçeli’nin bu sözleri elbette ki muhalefet partilerine karşı oluyor.
Ortada ekonomik anlamda sıkıntı yaşanırken, topu taça atmak gibi tavır içindeki iktidar kanadını anlamakta zorlanıyor insanlar. Son birkaç gündür sağlık emekçileri, doktorlar ve Aile Hekimlerinin iş bırakma eylemleri ile yaptıkları basın açıklamalarını görüp dinlemekteyiz.
Sağlıkçıların iş bırakmaları, bu pandemi döneminde özlük hakları ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi yönündeki isteklerine iktidar kanadında suskunluk görmekteyim.
İktidara bakılırsa hala “Dış güçler” sorumlu olarak gösteriliyor. Dış güçlerin Türkiye’deki ekonomik hayatı olumsuz etkilemesi ve döviz kurlarının yükselmesi karşısında iktidarın B planı olup olmadığı akla geliyor.
Yağmurlar başladı, bazı bölgelerimizde kar toprakla buluştu. Soğuklar başlarken geçtiğimiz yıl 36 Tl’den aldığımız yakacak kömürün torbasının 120 Tl’ye yükselmesi karşısındaki hesaplamaların yeni asgari ücrete yansıtılıp yansıtılmayacağı düşünülüyor.
Bu arada yumurtanın kolisi geçtiğimiz ay içerisinde 28 Tl’den satılırken henüz bir ay bile geçmeden 35 TL’den satılmaya başlandı. Yumurta fiyatlarının, ekmek fiyatlarının, un fiyatlarının artışında da eğer hala “Dış güçler” bahane ediliyorsa, bu ülkeyi yöneten yerli güçlerin ne iş yaptıkları akla geliyor.
Nerede ve ne gibi hatalar yapıldığının düşünülüp hesap edilmedikten sonra, başka yerlerde bahane aranarak ülkedeki bu olumsuz ekonomik gidişe çözüm bulunamaz.
Eleştirililere açık olmayan iktidar anlayışı ile ülke yönetilemez. Eleştirileri dinleyeceksiniz, tepkilerin neden ve niçin yapıldığını akıl süzgecinden geçirdikten sonra oturup çözüm yollarını araştıracaksınız.
Sağlıkçıların isteklerine kulak tıkayarak, döviz kuru ile yaptığınız sözleşmeleri unutarak, vatandaşın dolar kullanmasını suçlayarak bu işi çözemezsiniz. Sevginin özünde, canlıların gözlerinin içine bakıp gülümsemek yatar. Sert bakış ve sözler insanlar arasında mutsuzluğu doğurur.
Yorum Yazın