Nasrettin Hoca’nın “Parayı veren düdüğü çalar” sözü ile başlamak istiyorum yazıma.
Üniversite’de okurken KYK’dan aldıkları kredileri, okul bitiminde geri ödemek zorunda kalan gençlerimizin sıkıntıları bir türlü dindirilemiyor.
Üniversiteyi bitirip işsiz kaldıkları için bu gençlerimizin kredi borçlarını aileleri ödemek zorunda kalıyor.
Ailenin ekonomik durumu iye değilse ve genç kredi borcunu ödeyemiyorsa, icra yolu ile alınmaya çalışılıyor.
Bazı zamanlarda ekonomik masraflara dolar bazında ödemeler yapılırken, hatta herkesin bildiği gibi “otoyol, köprü, kanal geçişleri gibi yerlere” geçiş garantisi verilip, garanti verilen rakamın üzeri dolar bazında tamamlanma ekonomik mantığı ile yönetiliyorsak…
Yerli üretime önem verilmesi, yerli otomobil üretilmesi gibi sözleri ısıtıp ısıtıp halkın gözlerinin içine baka baka söyleyenlerin, kendi gençlerine verdiği kredi borçlarına aynı özeni göstermemesi doğal olarak tepkiler oluşturuyor.
Son edindiğim bilgilere göre 5 milyon Üniversite mezunu gencimizin KYK borcu bulunuyor, bunlardan 300 bin gencimiz kredi borçlarını ödeyemedikleri için icralık duruma düşmüşler.
Bizim gençlerimiz okulu bitirip bir işe yerleşemediği için “diplomalı işsizler ordusuna” katılıyorsa, onca yıl okurken ailesine yük olmasının ardından, girdiği sınavlar sonunda yine bir işe yerleşemiyorsa, bu genç çarşıya gidebilmek için hala babasından dolmuş parası istemek zorunda ise…
İşe girebilmek için, iktidar partisinin il Başkanı veya yöneticilerinden “direktif” bekleniyorsa, işe giremeyen gençlerimizden vatan ve ülke için ne isteyebilme hakkını görebiliriz!?
Kütahya’da İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e derdini anlatan Ramazan Yılmaz’ın sözlerini yabana atmamak gerek!
Ak Parti’nin üyesi olmadığı veya iktidar partisinden “ olur” almadığı için özel bir firmada işe başlayan birinin, işine son verilmesi iddiası çok düşündürücüdür. Diyelim ki, olay doğru değildir!.. Bu konuda AKP İl Başkanı, o yapmıyorsa yetkililerin bir açıklama yapması gerekmez mi!?
verenin düdüğü çaldığını söyleyen Nasrettin Hoca’yı rahmetle anıyorum.
Bu arada, Katar Emiri’nin kardeşi, Bodrum’a tatile gelmiş. Ailenin özel Jetinden 2 kamyon eşya, yaklaşık 500 bavul, çok sayıda dalış tüpü indirilmesi iki saat kadar sürmüş.
Bodrum’da tatil yapacak olan Katar Emiri’nin ailesi; 180 kişilik hizmet görevlisini de beraberinde getirmiş.
Katar Emiri’nin kardeşi tatile gelirken bu kadar, üst düzey önlemler yol güzergahında alınırken, ya Katar Emiri gelseydi neler yaşanırdı merak ediyorum!?
Bugün 11 Eylül, ABD’deki İkiz kulelere yapılan uçaklı saldırının yıldönümü. ABD tarafından beslenen Usame Bin Ladin olayda suçlu bulunmuştu.
Bin Ladin’’in yeğeni Noor bin ladin önceki gün açıklamasında, ABD seçimlerinde Trump’u desteklediğini belirtmiş ve Eklemiş; Biden’in seçilmesi durumunda 11 Eylül benzeri saldırıların yaşanabileceğini söylüyor.
