Türkiye’nin önemli illeri arasında bulunan Van ilimiz, bir zamanlar Van gölündeki “Canavar” ile gündeme gelmişti.
Van ilimizin İngilizce okunmasına baktığımızda “Bir” demek olduğunu anlayabiliyoruz. Bizim Van ilimiz tektir ve değişik özelliklere sahip illerimiz arasında yeralır.
İran sınırında bulunan Van ilimizden ülkemize giriş yapan mültecilerin, sınırımıza girdikten sonra kilometrelerce yol katederek İstanbul’a kadar ulaşmalarındaki “İçişleri kontrollerinde” bir zafiyet olup olmadığı düşündürüyor insanları.
Van üzerinden 1000 dolar veya daha fazla para vererek Van sınırından Türkiye’ye geçen Afganlı göçmenlerle ilgili çok kez haber yaptım.
Afganlı düzensiz göçmenlerin Van üzerinden Türkiye’ye para karşılığı yasadışı yollarla giriş yaptıkları yakalandıkları sıradaki Emniyet veya Jandarma’daki kayıtlarında bulunmaktadır.
Van’dan değişik yollarla Türkiye’ye giriş yapan Afganlılar’ın Osmaniye iline gelinceye kadar en az 5 il sınırından geçmesi gerekiyor. İstanbul’a ulaşabilmeleri için ise kaç il sınırından geçebileceklerini sizler hesaplayın!
Van’dan girdiler diyelim, buradaki güvenlik kontrol noktalarını aştılar, bundan sonrakileri nasıl aşarak İstanbul’a kadar gelebildikleri akıllara durgunluk veriyor!
Geçtiğimiz günlerde TV haber bültenlerinde yayınlandı. Ankara’ya il dışından yüklü miktarda uyuşturucu madde getirileceği üzerine, Narkotik Polisi harekete geçiyor.
Diyarbakır üzerinden ve 34 plakalı bir araçla uyuşturucu sevkiyatı istihbaratı üzerine Ankara Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri gereken çalışmalara başlıyor.
Elde bilgileri bulunan plakalı araç Ankara’nın Mamak ilçesi yakınlarındaki kontrol noktasında durduruluyor ve yapılan aramada 62 kilo esrar yakalanırken, 3 kişi gözaltına alınıyor.
Diyarbakır’dan yola çıktığı bilgisi alınan uyuşturucu maddeyi taşıyan araç, Ankara iline varıncaya kadar benim hesaplarıma göre ön az 8 il sınırından geçmesi gerekiyor.
Bu illerin güvenlik görevlileri ve uygulama noktalarından uyuşturucu yüklü aracın nasıl geçtiği sorusu doğal olarak akılları karıştıracaktır!..
Bu ve benzeri olaylarla ilgili İçişleri Bakanlığı yetkililerinin, kendi personeli arasında toplantılar yaparak, “il sınırlarımızdan bunca uyuşturucu veya kaçak göçmen” nasıl geçebiliyor? diye inceleme ve araştırmaların yapılıp yapılmadığı önemi ortaya çıkıyor.
Bu olayları anlatırken, özellikle uyuşturucu ticareti olayları ile ilgili yazılarımı yazarken, Gazeteci Uğur Mumcu’nun yazdıklarını, katledilişini ve yüreğinden kalemine damlayanlarını anımsarım.
22 Ağustos 1942 günü dünyaya gelen Gazeteci Uğur Mumcu’yu 24 Ocak 1993’teki bir suikast sonunda 51 yaşında kaybettik.
Katilleri hala bulunamadı ama iki gün önceki tarih Uğur Mumcu’nun 79. Yaş günüydü, yaşasaydı bugünler için görüşlerini TV ekranlarında konuşacaktı.
Buraya nereden geldiğimi sorabilirsiniz, çünkü Uğur Mumcu Türkiye’deki uyuşturucu ve silah mafyası üzerine, ayrıca terör örgütleri ile ilgili son günlerde yazılar yazıyordu.
Tarihi okumayanlar, tarihsel filmlerle oyalandığı sürece geleceğimizin nereye varacağını merak ediyorum, biraz da sizler merak etseniz iyi olacak!...
Yorum Yazın