Birkaç dakikalığına da olsa, ülkemizin geleceği ve halkımızın sağlıklı yaşamı için aklımızı yoralım.
Sadece birkaç dakikalığına iyilik, güzellik ve sağlık için düşünmek bu kadar zor olmasa gerek.
Öldükten sonra toprağa girerken, sadece birkaç metre kefen bezinin dışında götürebileceğimiz varlığımızın olmadığını insanların akıllarına iyice yerleştirelim.
Yerleştirelim de, insanlar; ev, araba, arazi, yat, kat ve aklınıza ne geliyorsa gereğinden fazlasını alabilme hırsı ile başka insanların ve canlıların perişan olmalarına neden olamasınlar.
Varsayalım ki zeytin ağaçları dikmek veya tarla açmak için veya turistik yerler açmak için güzelim ormanları yaktınız ya da yaktırdınız! Bir yolunu bulup burayı istediğiniz şekilde kullanıma açtınız.
Yaktığınız orman arazilerinin yerine diktiğiniz zeytinlerin ürün verebilmesi için en azından 4 yıl bekleyeceksiniz. Peki 4 yıllık ömrünüzün olup olmadığına garantiniz var mı?
Diyelim ki yaktığınız ormanlık arazinin denize bakan yönünde lüks villalar veya tesisler yaptırdınız.
İnşaatının yaklaşık bir yıl sürdüğünü düşünürsek bu inşaat bitene kadar ömrünüzün olup olmadığına garantiniz var mı?
Doyumsuz ve obur olmanın insanlık adına gerekçesi tartışılır. Ormanlık alanlarımızın eş zamanlı olarak değişik illerimizde yanmasının altında nelerin yatıp yapmadığı konusunda insanların elbette farklı yorumları olacaktır.
Yukarıdaki iki örnekte anlattıklarım, sadece insanların akıllarından geçen ve tartışılan olaylar.
Ülkemizin geleceği, canlıların sağlıklı yaşayabilmesi adına doğamızı korumak zorunda olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. Bu konuda da ülke yöneticilerinin çalışmaları ve uygulamaları ön plana çıkar.
Canı yanan her canlı tepkisini bir şekilde eyleme dönüştürür. Yangınlarda evleri yananlar, ağaçları ve hayvanları yanan insanlar tepkisel olarak yöneticilerinden ilgi, kurtarma ve destek bekler.
Türkiye’miz ormanlık alanlar ve yeşil doğa açısından dünyanın önemli ülkelerinden biridir.
Yaylada yaşayan bir insanla, Çukurova’nın kavurucu sıcağında yaşayan insanların sadece vücut görünümlerinde değil, yaşam tarzlarında bile farklılıklar görülür.
Adında “Orman” olan Bakanlığımızın ülkemiz için yapması gereken hizmet ve çalışmalar bellidir.
Orman İşletme Bölge Müdürlükleri, Şeflikleri’nin de yine belli görev ve sorumlulukları bulunmaktadır.
Yaz mevsiminde sıcaklarla birlikte yaylalık alanlara göçler, piknik alanlarına insanların dinlenmeye gitmeleri yaşanan bir gerçek.
Özellikle orman içi yollarda veya yaylaların güzergahlarındaki ormanlık alanlarda piknik yapan insanların ateş yaktıkları görülmektedir.
Kalktıklarında bıraktıkları atıkları yerinde bırakıp temizlemedikleri olayını bir kenara bırakıyorum.
Orman İşletme Müdürlük veya Şeflikleri tarafından görevlendirilecek, motorize ekiplerin yayla yolları boyunca piknik yapan insanlara, ateşlerini söndürmeleri için uyarı yapılan bir çalışma yapılmadır.
Orman Köylüleri bu konuda eğitilmeli, olası yangınlar karşısında burada yaşayan insanların görüşlerine başvurulmalıdır.
Kentlerin nüfus ve ormanlık arazilerine göre 81 ilimizde yangın söndürmede kullanılacak Helikopter ve yeri geldiğinde uçakları bulunmalıdır.
Yorum Yazın