Ülkeyi yönetenler ekonomik alanda iyi gittiğimizi, tarımsal alanda çiftçinin ürünlerinde yüzde 100 artış olurken, mazotta yüzde 25 oranında zam yapıldığından sözediyorlar.
Doların yükselişi karşısında ise başka ülkelerdeki dolar ile TL karşısındaki rakamlardan sözediyorlar.
Tarımla uğraşan çiftinin sızlanmaları karşısında; “Elinizi vicdanınıza koyun!”diye konuşan iktidar sözcülerine diyecek söz bulamıyorum.
Önceki gün TL karşısında bir dolar sabah saatlerinde 9.60 lirayı görüyordu, akşama doğru bir dolar 9.70’leri gördü. Bugünlerde dolar 9.60’larda seyrederken, “garantili geçişler için” ödenen paranın dolar bazında ödenmemesi ve TL olarak ödenmesi yönünde tartışmalar başladı.
Başka ülkelerdeki doların değeri ile Türkiye’deki doların değerlerini karşılaştıranlara sormak gerekiyor; o ülkelerdeki asgari ücret ile Türkiye’deki asgari ücreti de dolar bazında karşılaştırmayı düşünerek konuşsanız diyorum.
Bu günlerde emekli maaşları ile asgari ücrette artış olacağı yönünde haberler yoğunlaştı. Doğrudur, ne kaldı şunun şurasında, bu ayın ardından Kasım, sonrasında da Aralık gelecek.
Aralık ayında asgari ücret artışı için toplantılar yapılacak ve 2022 yılının yeni ücretleri belirlenecek. Yani iki ay sonrasında zam yapılacak ve 3 ayın sonunda da zamlı maaşlar verilecek. İktidar sözcüleri yalan söylemiyorlar, gelecek yılın ilk ayında emekli de asgari ücretli de zamlı maaş alacaklar.
Bu arada ücretlerin iyileştirilmesi yönündeki konuşmaların erken konuşulmasının altında farklı anlamlar da çıkarmak olası diye düşünüyorum.
Ekonomik anlamda iyi olduğumuz söylense de, sokaktaki vatandaşın yaşantısında iyi olmadığı görülüyor. Doların yükselmesini kaygı etmeyenler, hazineden ödenen garantili geçişlerin dolar bazında ödenmesindeki ramakların arttığını sanırım unutuyorlar!
Halkın ekonomik ve sosyal yaşantısında yaşanan mutsuzluklar arasında muhalefet erken seçimden sözetse de, vatandaşın kafası karışık! Bu iktidar giderse, yeni gelecek Hükümetin ülkedeki ekonomik sıkıntıları nasıl çözebileceği yönünde.
Bir başka görüş ise; bu iktidarın alternatifi olarak görebildikleri siyasi parti olup olmadığı üzerinde yorumlar yapılıyor.
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın ekonomi ile ilgili sözleri dikkat çekiyor. Babacan; “Nobelli 10 iktisatçı gelse bile Erdoğan gitmeden ekonomi asla düzelmez”diye konuşuyor.
Bu arada çiftçiden haksız yere alınan 5 milyar lira paranın iade edileceği gündemde. Maliye, çiftçiye verilen gübre ve mazot desteğini, doğrudan gelir desteği saymamış ve vergi alınmıştı. Danıştan “Dur” dedi. Şimdi kesintiler zaman aşımı süresi içinde faizi ile birlikte iade edilecek.
Yaşanan bu olayları araştırdığımızda, Tarımsal alanda çiftçiye destek verildiği yönündeki konuşmalar ile, yaşananların gerçekle çeliştiğini gösteriyor.
İnsanların akıllarını karıştırıcı sözcüklerle konuşarak gündem değiştirmek ya da insanları farklı gündem ile oyalama taktikleri tutmaz oldu. Doğrular görülüyor, biliniyor. Yanlış uygulamalarla ilgili çelişkili konuşmalara vatandaş inanmaz oldu.
Bu arada erken seçim diyenlerin ya da seçim zamanında yapılacak diyenlerin tek amaçları “halkın geçim derdine çözüm” olması gerektiğini vurgulamak isterim.
Yorum Yazın