Basınla ilgili bazı maddeler üzerinde bazı zamanlarda oynamalar yapılır. Maddeler konulur, maddeler çıkarılır. Bazı olaylarla ilgili “Yayın yasakları” getirilir. Uymayanlara ceza verilir.
Bazı anlar olur ki, “Basın özgürlüğü” üzerine konuşulmadık söz bırakılmaz. Merkezi yönetime aday olanlar, mitinglerdeki konuşmalarında “Basın özgürlüğü”nü savunan konuşmalar yaparlar.
Hükümeti kurduklarında verilen sözlerin tutulup tutulmayacağını ise medya çalışanları takip eder ve halkımız da bunu yakından izler.
Son günlerde iktidarın basın üzerinde “Basın İlan Kurulu” kanalı ile uygulamak istediği bazı kurallar gündeme geldi ve tartışma konusu haline geldi.
Gazetelerin “Terör örgütleri ile ilgili haberlerinde” yani “Terör örgütlerinin propagandaları”nı yapan medya kuruluşlarına bazı yaptırımlar uygulanması veya uygulamalara ters medya mensupları hakkında yaptırımlar ve benzeri olaylar tartışılıyor.
Olayları meslektaşlarım yakından izlediği için ayrıntılarına girmiyorum. Yapılması düşünülen uygulama için de şimdilik izlemekle yetiniyorum.
Benim asıl yazmak istediğim o ki; iktidar yanlısı yayın yaptıkları halkımız tarafından bilinen veya konuşulan gazete, radyo ve tv yayınlarında “Terör örgütleri” ile ilgili haberlerin yayınlanma biçimidir.
Yıllardır bu sütunlarda dile getirdiğim bir olay, “Yaşanan olayla ilgili terör örgütünün ismini yazarsanız, tanınması ve meşrulaşmasına yardımcı olursunuz”demişimdir.
Bir haber düşünelim. Özel bir işletmede yapılan toplantı veya bir lokantada yenilen yemekle ilgili haber yapılırken; o işletme veya lokantanın reklamı olmasın diye ismini yazmayan basın mensuplarının haberlerini rastlarsınız. Çünkü o yerin isminin yazılması, bir başka açıdan “reklam yapma” amacını taşımaktadır.
Haberde, “bir işyeri veya bir lokanta” diye yazılabilir. Terör örgütleri ile ilgili de aynı sözü kullanacağım. İktidar yanlısı diye bilinen medya organlarında, yaşanan bir olay anlatılırken; “….. terör örgütü” ismi kullanılıyor. Bence sadece “Terör örgütü” demek daha doğra olacaktır. Çünkü, siz örgütün ismini yazdığınızda tanınmasına ve meşru zeminlere oturmasında yardımcı oluyorsunuz anlamına gelmektedir.
Böyle bir uygulama olacaksa, önce iktidar yanlısı medya organlarının kendilerinde karalıyormuş gibi kullandıkları, ancak farkında olarak veya olmayarak kullandıkları, hatta defalarca örgütün ismini söyleyerek yaptıkları haberlerin incelenmesine vurgu yapmak isterim.
Haberde kullanılan dil, “yok saymak” ile “Varlığını göstermek” arasında seçenek önem taşımaktadır.
Siyasi söylevlere bakalım. “Zillet ittifatı!”, “Tek adam!”, “Bay Kemal!”, “Bir bilen!!”, “Bir bölen!”, “Altılı masanın yedince ayağı!” gibi geçmişten günümüze bir takım sözleri duymaktayız.
Bu sözler söylenirken “parti ismi veya lider ismi” kullanılmıyor ama söz yerini buluyor.
Terör örgütlerinin eylemlerinde de, aynı yöntem kullanıldığında en azından o örgütlerin kamuoyu gözünde meşrulaşıp, tanınması olayında bir etken olacaktır.
Oysa ülkeyi yönetenler mikrofonu ellerinde aldıklarında, ağız dolusu konuşarak terör örgütünün ismini verip, bence “Propagandasını” yapıyor düşüncesindeyim.
Yorum Yazın