Bir olayla ilgili tepki verilirken, olumlu ve olumsuz olabileceğini noktasında saygı duymak gerekir.
Olumlu tepkiler karşısında insanlar sevinir ve mutlu olur. Ancak olumsuz tepkiler karşısında öyle anlar yaşanabilir ki, karşı tepkileri de görebilirsiniz.
Tepkilerin olumsuz yönlerine baktığımızda, dozunu kaçırmadan yapılması, öneriler ve çözüm yollarının da beraberinde gösterilmesi en iyi olan tepki olsa gerek.
Geçtiğimiz günlerde bir sivil toplum kuruluşunun başkanı ile konuşuyoruz. Anlattıkları arasında bir olay çok ciddi anlamda dikkat çekici geldi bana. Anlatılan olaydaki verilen tepki yerinde olabilir mi diye düşündüğümde ise, tepki gösterenin sözleri bence çok önemliydi.
Sivil toplum kuruluşunun başkanı da zaten aldığı tepki karşısında gereken yanıtı verdiğini söylüyordu.
Olayın ne olduğunu sizlerle paylaşmam gerekirse, yaşanan olayın hangi kurumda ve kiminle geçtiğini belirtmeden, isimleri bende kalması koşulu ile yaşanan olaydan sözedeyim.
Bana anlatan sivil toplum kuruluşunun Başkanının sözlerine göre, bir ziyaretteki sohbet sırasında, Osmaniye ilinin geri kaldığından sözetmeye başlayan kişi, trafikteki karmaşadan, çarpık kentleşmeden, insan ilişkilerinden sözedip Osmaniye’yi beğenmeyen ve küçümseyen bir tavır içerisinde konuşması ciddi anlamda önemsenmelidir.
Bu kişinin sözleri karşısından tepesinden ayaklarına kadar kaynar sular dökülmüşcesine sinirlenen sivil toplum kuruluşunun başkanı, orada birkaç söz söylemekten kendini alamaz.
Konuşulanlar ve gösterilen tepkilerdeki sözleri dinlerken bir anda orada olmak istediğimi belirttim.
Bu kenti beğenmediğini söylen kişi, iyileşmesi için kendisinin hangi olayın neresinde olduğunu da göstermesi gerekir.
Kentteki trafik keşmekeşinden şikayetçi olan kişi, öncelikle kendisi Kırmızı ışıkta durulacağını kuralını yerine getirmelidir. Bu kentte sağlıklı insan ilişkilerinin yaşanmadığından şikayetçi olan kişi, öncelikle çevresindeki insanlara karşı güler yüzlü olmayı denemelidir.
Bu kentte olumsuzluklar yaşanıyorsa, bu olumsuzlukların düzelebilmesi için öncelikle “Sen ne yapıyorsun?”diye sorarlar adama.
Bizler de bu sütunlarda tepkilerimizi anlatıyoruz, eksik ve aksaklıkları yazıyoruz. Ancak, bunların çözüm yollarının bulunması yönünde bazı anlarda önerilerimizi de söylüyoruz.
Kurum veya kuruluşların eksik veya aksaklıkları olabilir, düzeltmeleri için uyarı ve önerilerle onlara olayları anlatmak gerekiyor. Bizde biliyoruz ki Osmaniye’de trafik önemli ölçüde sorunlu, otopark sıkıntısı yaşanıyor.
Bu konuda yerel yönetimin çalışma yapmasını, katlı otoparklar yapmasını, çok katlı binalardan alınan otopark bedelleri yerine ortak otoparkların hayata geçirilmesini istiyor ve öneriyoruz.
Osmaniye’deki yaşamı sevmediğini söyleyen o kişi, madem ki kendisi daha farklı bir insan, öyleyse çevresinden başlamak üzere sağlıklı ve yaşanabilir bir çevreden başlamak üzere bu kente katkıda bulunmayı denesin.
Öncelikle otomobili ile giderken Kırmızı ışıkta geçilmemesi gerektiğini hayata geçirsin, sonrasında da ekmeğini yediği bu kent için tepkilerini ona göre konuşsun. Saygılarımla…
Olumlu tepkiler karşısında insanlar sevinir ve mutlu olur. Ancak olumsuz tepkiler karşısında öyle anlar yaşanabilir ki, karşı tepkileri de görebilirsiniz.
Tepkilerin olumsuz yönlerine baktığımızda, dozunu kaçırmadan yapılması, öneriler ve çözüm yollarının da beraberinde gösterilmesi en iyi olan tepki olsa gerek.
Geçtiğimiz günlerde bir sivil toplum kuruluşunun başkanı ile konuşuyoruz. Anlattıkları arasında bir olay çok ciddi anlamda dikkat çekici geldi bana. Anlatılan olaydaki verilen tepki yerinde olabilir mi diye düşündüğümde ise, tepki gösterenin sözleri bence çok önemliydi.
Sivil toplum kuruluşunun başkanı da zaten aldığı tepki karşısında gereken yanıtı verdiğini söylüyordu.
Olayın ne olduğunu sizlerle paylaşmam gerekirse, yaşanan olayın hangi kurumda ve kiminle geçtiğini belirtmeden, isimleri bende kalması koşulu ile yaşanan olaydan sözedeyim.
Bana anlatan sivil toplum kuruluşunun Başkanının sözlerine göre, bir ziyaretteki sohbet sırasında, Osmaniye ilinin geri kaldığından sözetmeye başlayan kişi, trafikteki karmaşadan, çarpık kentleşmeden, insan ilişkilerinden sözedip Osmaniye’yi beğenmeyen ve küçümseyen bir tavır içerisinde konuşması ciddi anlamda önemsenmelidir.
Bu kişinin sözleri karşısından tepesinden ayaklarına kadar kaynar sular dökülmüşcesine sinirlenen sivil toplum kuruluşunun başkanı, orada birkaç söz söylemekten kendini alamaz.
Konuşulanlar ve gösterilen tepkilerdeki sözleri dinlerken bir anda orada olmak istediğimi belirttim.
Bu kenti beğenmediğini söylen kişi, iyileşmesi için kendisinin hangi olayın neresinde olduğunu da göstermesi gerekir.
Kentteki trafik keşmekeşinden şikayetçi olan kişi, öncelikle kendisi Kırmızı ışıkta durulacağını kuralını yerine getirmelidir. Bu kentte sağlıklı insan ilişkilerinin yaşanmadığından şikayetçi olan kişi, öncelikle çevresindeki insanlara karşı güler yüzlü olmayı denemelidir.
Bu kentte olumsuzluklar yaşanıyorsa, bu olumsuzlukların düzelebilmesi için öncelikle “Sen ne yapıyorsun?”diye sorarlar adama.
Bizler de bu sütunlarda tepkilerimizi anlatıyoruz, eksik ve aksaklıkları yazıyoruz. Ancak, bunların çözüm yollarının bulunması yönünde bazı anlarda önerilerimizi de söylüyoruz.
Kurum veya kuruluşların eksik veya aksaklıkları olabilir, düzeltmeleri için uyarı ve önerilerle onlara olayları anlatmak gerekiyor. Bizde biliyoruz ki Osmaniye’de trafik önemli ölçüde sorunlu, otopark sıkıntısı yaşanıyor.
Bu konuda yerel yönetimin çalışma yapmasını, katlı otoparklar yapmasını, çok katlı binalardan alınan otopark bedelleri yerine ortak otoparkların hayata geçirilmesini istiyor ve öneriyoruz.
Osmaniye’deki yaşamı sevmediğini söyleyen o kişi, madem ki kendisi daha farklı bir insan, öyleyse çevresinden başlamak üzere sağlıklı ve yaşanabilir bir çevreden başlamak üzere bu kente katkıda bulunmayı denesin.
Öncelikle otomobili ile giderken Kırmızı ışıkta geçilmemesi gerektiğini hayata geçirsin, sonrasında da ekmeğini yediği bu kent için tepkilerini ona göre konuşsun. Saygılarımla…
