İnsanoğlunun konuşan, düşünen ve anlayan canlı varlık olduğunu olayından yola çıkarsak, sözü söyleyen kişi ile değerlendirmek, ya da yorumlamak ta yine insanlarda görülebilir.
Her insan, bir başkası ile yüzde yüz oranında aynı görüşte olamaz. İki kişi arasındaki eşleşen görüşlerin bir noktaya geldiğinde farklılık olayına tanık oluruz. Burada yapılması gereken ise, ortak akılda birleşerek karşılıklı saygı duyma eyleminde buluşmak gerekir.
İsrail ile Filistin arasındaki gerginliklerin ardından bir ayı geçen süredir yaşanan İsrail’in katliamları ile ilgili farklı görüşler ortaya atılıyor. İnsan aklının kendi gözü ile değerlendirip yorumladığı görüşlerinin dışa vurulması olayında; tepki veren kişilerin dini, dili, ırkı, milliyet veya cinsiyeti bir kenara bırakıp ortak akılla hareket ettiklerini görmekteyiz.
İsrail’in Filistin halkı üzerindeki katliamlarına tepki gösterenlerin arasında; Müslüman olmayan bireylerinde eylemler yaptıklarına tanık oluyoruz. Hatta, İsrail’de yaşayan duyarlı insanların Başkan Netanyahu’nun evinin önüne giderek direniş gösterip, eylem yaptıklarını görmekteyiz.
Çocuk ve kadınlar, kısacası siviller üzerindeki katliamlara karşı gelmek her bireyin insanlık görevi olduğunu düşünüyorum.
Bizim ülkemizdeki tepkilerde, “Müslüman’lara karşı yapılan katliam” olarak sloganlar atılıyor. Oysa İsrail’in Gazze ve diğer yerleşim yerlerinde katlettikleri; 36 gazeteci ile halktan insanların dinleri ve milliyetlerini de hesaplamak gerekiyor. Özcesi, İsrail’in orantısız ve çılgınca bir savaş yaptığı aklı fazla konuşulmuyor.
Yöneticilerin kendilerine karşı tepki verici eylem yapmalarını anlamakta zorlanıyorum. Sürücü aracı iyi süremiyorsa, muavini veya yolcularını araçtan aşağıya indirip; “bu aracı iyi süremiyorum!”diyerek eylem yaptırmasını anlamakta zorlanıyorum.
Bugünkü iktidara destek veren Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın Giresun’daki konuşmasındaki sözlere katılıyorum. Katılmadığım bir olay varsa; o da babası rahmetli Necmettin Erbakan’ın ismini kullanarak bazı konuşmalarında “babasının oğlu” olduğunu vurgulamasıdır.
Rahmetli Necmettin Erbakan’ı Osmaniye ziyareti sırasında tanıyan, gazeteci olarak sohbet eden ve teknik alanda icatları, siyasi alandaki dünya görüşü ile bilen biri olarak, oğlu Fatih Erbakan’ın söylediklerinde örtüşmeyen sözleri okuyorum.
Babasının oğlu, Fatih Erbakan’ın Giresun’daki konuşmasında; iki milyarlık Müslüman dünyasının Filistin’e kefen göndermekten başka bir şey yapamadığını belirterek, 57 Müslüman ülkenin ortak hareket ederek Batı dünyasını boykot etmesi gerektiğini söyledi.
Fatih Erbakan, babasının sözlerini anımsatarak; “Erbakan hocamız, ‘ ‘Amerika kurulduğu günden beri siyonizmin emrindedir, Amerikan yönetiminden asla dost olmaz, İslam alemine bir hayır gelmez’ demişti. Şimdi Amerika’nın tavrından bu sözlerin ne kadar doğru olduğunu görüyoruz”diye konuşmasını sürdürdü.
Fatih Erbakan’ın konuşması arasında; “Amerika’nın İsrail’e verdiği desteğe karşı Adana İncirlik ve Malatya Kürecik üslerinin de kapatılması gerekir, tüm Müslüman ülkeleri caydırıcı adımlar atmaya çağırıyorum!” sözlerine de düşünce olarak altına imza attığımı belirtmek isterim.
Yeri gelmişken söyleyim; ABD’nin 6. Filosu Türkiye deniz sahasına konuşlanmak istendiğinde, rahmetli Deniz Gezmiş ve arkadaşları; “Kahrolsun Amerika!” tepkisini verirken, on gençlerin öngörülerine inanmayanlar ve idam edilmesini “onaylayanlar” hakkında da keşke birkaç söz etseydin diye Fatih Erbakan’a sözüm olduğunu düşünüyorum.
Yorum Yazın