Halka karşı yapılan veya yapılmak istenilen hiçbir haksızlığı, dayatmaya, zorlamayı, baskı ve zulmü, son deyimlerle de “darbeyi” hiçbir zaman benimsedim.
Yukarıda yazdığım sözcükleri virgülleri ile birlikte ayrıştırarak açılımını yapmak istersem; Dil, inanç, din, siyasi görüş, cemaat, siyasi lider de buna dahil olmak üzere halkın üzerinde zorla benimsetme baskısı bulunulması halinde farklı sonuçlara da katlanmanın gerektiğini akıllı insan düşünmelidir.
İnançlar üzerinde insanları ayrıştırarak değişik “cemaatler adı ile topluluklar oluşturanların” günün birinde yaptıklarının söyledikleri gibi olmadığını yaşadıklarından öğrenenler tepki gösterdiklerinde sonuçlara da katlanmaları gerektiğini akıllı cemaat yetkilileri düşünmelidir.
15 Temmuz 2016 tarihinin yatsı namazı sonrasında gerçekleştirilmek istenilen darbe girişimi ile ilgili daha önce görüşlerimi bu sütunlarda yazmıştım. O gecenin ardından yaşanan olayları halkın ‘net’ olarak izleyememesi için acaba birilerinin farklı yöntemlerinin olup olmadığını da düşünenleriniz oldu mu?
O gece halkımız sokağa çıkarken ellerinde sadece Türk bayrakları vardı, herhangi bir siyasi partinin simgesini veya bayrağını taşımadılar. Ertesi gün ise yaşanan olayların ve gelişmelerin bir başka yöne dönüştürülmesi gibi şekillenmeye başlanıldığını gözlemler olduk!
15 Temmuz darbe girişiminden zarar görenlerden birisi de ben oldum. Nasıl derseniz; her sabah bu sütunlarda Osmaniye’mizin sorunlarını, eksiklerini ve hataları gündeme taşıyor, sorunların çözümlenmesi için yetkilileri göreve davet ediyordum.
O talihsiz gecenin ardından; köşemdeki yazıları da ulusal anlamda yazmaya başladım.
Allah, Allah!.. diyerek ağlayarak inanç sömürüsü yaparak oluşturduğu örgüt üyelerini Türkiye’de yerleştirmediği bir kamu kurumu bulunmayan, ancak kendisi Amerika’da yaşayan Fetullah Gülen’in adını duyduğum ilk günden bu yana gıcık kapan biriyim. Çünkü ben Kur’an-ı Kerim’i ve onun elçisi Hz. Muhammed’in dışında yol gösterici tanımayan, inançlara saygılı (ama kullanılmaması koşulu ile) doğru bildiğimden sapmadan kalemimdeki mürekkebi kullanan, siyasetin kirliliğine alet olmadan yaşamaya çalışan, paraya boyun eğmeden yaşama mücadelesi veren biriyim.
Olduğum gibi görünen, göründüğüm gibi yaşayan biri olarak; Kişilerin yaşamlarının kendilerini çok bilmiş gibi gösteren bazı başına bir şeyler takanlar tarafından ortamdaki insanları etkileme adına yapılan yorumlu konuşmalara izin verilmesi sayesinde bu günlere geldiğimizi söylemek istiyorum.
İstanbul Yenikapı’da “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” yapıldı. TV kanalları sadece ülkemize değil, dünyanın dört bir köşesine böylesine bir birliktelikte yaşanan olayları, mitingdeki konuşmaları canlı yayında verdi.
Yenikapı’daki Mitinge, Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’de katılmış. Cübbeli Ahmet Hoca, miting alanı girişinde; Genel Kurmay Başkanı ve Diyanet İşleri Başkanı ile tokalaşıp, Türk bayrağı ile poz vermiş.
Miting sonrasında ise Başbakan Binali Yıldırım, Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünt ile fotoğraf çektirmiş.
Aklımı geriye sayıyorum; 24 Ekim 1996 tarihinde İstanbul Altunizade’de Bank Asya’nın ilk şubesinin açılış törenini yapıldığı günü anımsıyorum.
Dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, Devlet Bakanı Abdullah Gül, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Asya Finans Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Kalkavan, Fethullah Gülen ve beraberindekiler katılmıştı.
Bu açılıştaki kurdele kesimindeki fotoğraf karesinin içerisindeki Fetullah Gülen’in o anda hangi sıfatla katıldığını bugün merak ediyoruz?
Bank Asya’nın Osmaniye’de de şubesi bulunmaktadır. 2 Şubat 2015 tarihinde TMSF Bank Asya’nın yönetim kurulunu belirleyen imtiyazlı payın yüzde 63’lük kısmına el koydu. Osmaniye Şubesi şu anda kapalı bulunuyor.
Bazı ulusal gazetelerde yayınlanan tam sayfa ilanların “yalakalık koktuğunu!” sezmekteyim!
Bazı gazeteci geçinenlerin günü kurtarma adına yazdıkları köşelerindeki yazılarda da, “Döngellik!” yattığımı sezinliyorum.
Cumhurbaşkanımızın 6 Yaveri’nden 5’inin FETÖ’cü, yani ‘hain’ olması nedeni ile gözaltına alınması olayı beni çok düşündürdü!
Bir başka olay ise; Osmaniye Cumhuriyet Meydanı’nda (Bu güne kadar) “Cumhuriyet ve Atatürk karşıtları” olarak kendilerini göstermeye çalışan bazı kişilerin, “Demokrasi Nöbeti” sırasında ön saflarda bayrak salladıklarını, herkesten daha çok Cumhuriyetçi geçinerek, şov yaparak acaba “günah çıkarmaya mı” çalıştıklarını merak ediyorum!
Allah aşkına! Atatürk’e; “Dinsiz ve Ataist diyenler” Cumhuriyet Meydanı’ndaki Demokrasi Nöbeti sırasında şov yaparak, sahneye çıkanlar arasında olduklarını gördüğümde onların yüzlerinin ar damarlarının nasıl olduğunu düşünüyorum.
Bu kişiler yoksa, yılardır destekledikleri kurumların ne pislik olduklarını yeni öğrendikleri için “hata yapmışız!” demek mi istiyor!? Saygılarımla…
Yukarıda yazdığım sözcükleri virgülleri ile birlikte ayrıştırarak açılımını yapmak istersem; Dil, inanç, din, siyasi görüş, cemaat, siyasi lider de buna dahil olmak üzere halkın üzerinde zorla benimsetme baskısı bulunulması halinde farklı sonuçlara da katlanmanın gerektiğini akıllı insan düşünmelidir.
İnançlar üzerinde insanları ayrıştırarak değişik “cemaatler adı ile topluluklar oluşturanların” günün birinde yaptıklarının söyledikleri gibi olmadığını yaşadıklarından öğrenenler tepki gösterdiklerinde sonuçlara da katlanmaları gerektiğini akıllı cemaat yetkilileri düşünmelidir.
15 Temmuz 2016 tarihinin yatsı namazı sonrasında gerçekleştirilmek istenilen darbe girişimi ile ilgili daha önce görüşlerimi bu sütunlarda yazmıştım. O gecenin ardından yaşanan olayları halkın ‘net’ olarak izleyememesi için acaba birilerinin farklı yöntemlerinin olup olmadığını da düşünenleriniz oldu mu?
O gece halkımız sokağa çıkarken ellerinde sadece Türk bayrakları vardı, herhangi bir siyasi partinin simgesini veya bayrağını taşımadılar. Ertesi gün ise yaşanan olayların ve gelişmelerin bir başka yöne dönüştürülmesi gibi şekillenmeye başlanıldığını gözlemler olduk!
15 Temmuz darbe girişiminden zarar görenlerden birisi de ben oldum. Nasıl derseniz; her sabah bu sütunlarda Osmaniye’mizin sorunlarını, eksiklerini ve hataları gündeme taşıyor, sorunların çözümlenmesi için yetkilileri göreve davet ediyordum.
O talihsiz gecenin ardından; köşemdeki yazıları da ulusal anlamda yazmaya başladım.
Allah, Allah!.. diyerek ağlayarak inanç sömürüsü yaparak oluşturduğu örgüt üyelerini Türkiye’de yerleştirmediği bir kamu kurumu bulunmayan, ancak kendisi Amerika’da yaşayan Fetullah Gülen’in adını duyduğum ilk günden bu yana gıcık kapan biriyim. Çünkü ben Kur’an-ı Kerim’i ve onun elçisi Hz. Muhammed’in dışında yol gösterici tanımayan, inançlara saygılı (ama kullanılmaması koşulu ile) doğru bildiğimden sapmadan kalemimdeki mürekkebi kullanan, siyasetin kirliliğine alet olmadan yaşamaya çalışan, paraya boyun eğmeden yaşama mücadelesi veren biriyim.
Olduğum gibi görünen, göründüğüm gibi yaşayan biri olarak; Kişilerin yaşamlarının kendilerini çok bilmiş gibi gösteren bazı başına bir şeyler takanlar tarafından ortamdaki insanları etkileme adına yapılan yorumlu konuşmalara izin verilmesi sayesinde bu günlere geldiğimizi söylemek istiyorum.
İstanbul Yenikapı’da “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” yapıldı. TV kanalları sadece ülkemize değil, dünyanın dört bir köşesine böylesine bir birliktelikte yaşanan olayları, mitingdeki konuşmaları canlı yayında verdi.
Yenikapı’daki Mitinge, Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’de katılmış. Cübbeli Ahmet Hoca, miting alanı girişinde; Genel Kurmay Başkanı ve Diyanet İşleri Başkanı ile tokalaşıp, Türk bayrağı ile poz vermiş.
Miting sonrasında ise Başbakan Binali Yıldırım, Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünt ile fotoğraf çektirmiş.
Aklımı geriye sayıyorum; 24 Ekim 1996 tarihinde İstanbul Altunizade’de Bank Asya’nın ilk şubesinin açılış törenini yapıldığı günü anımsıyorum.
Dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, Devlet Bakanı Abdullah Gül, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Asya Finans Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Kalkavan, Fethullah Gülen ve beraberindekiler katılmıştı.
Bu açılıştaki kurdele kesimindeki fotoğraf karesinin içerisindeki Fetullah Gülen’in o anda hangi sıfatla katıldığını bugün merak ediyoruz?
Bank Asya’nın Osmaniye’de de şubesi bulunmaktadır. 2 Şubat 2015 tarihinde TMSF Bank Asya’nın yönetim kurulunu belirleyen imtiyazlı payın yüzde 63’lük kısmına el koydu. Osmaniye Şubesi şu anda kapalı bulunuyor.
Bazı ulusal gazetelerde yayınlanan tam sayfa ilanların “yalakalık koktuğunu!” sezmekteyim!
Bazı gazeteci geçinenlerin günü kurtarma adına yazdıkları köşelerindeki yazılarda da, “Döngellik!” yattığımı sezinliyorum.
Cumhurbaşkanımızın 6 Yaveri’nden 5’inin FETÖ’cü, yani ‘hain’ olması nedeni ile gözaltına alınması olayı beni çok düşündürdü!
Bir başka olay ise; Osmaniye Cumhuriyet Meydanı’nda (Bu güne kadar) “Cumhuriyet ve Atatürk karşıtları” olarak kendilerini göstermeye çalışan bazı kişilerin, “Demokrasi Nöbeti” sırasında ön saflarda bayrak salladıklarını, herkesten daha çok Cumhuriyetçi geçinerek, şov yaparak acaba “günah çıkarmaya mı” çalıştıklarını merak ediyorum!
Allah aşkına! Atatürk’e; “Dinsiz ve Ataist diyenler” Cumhuriyet Meydanı’ndaki Demokrasi Nöbeti sırasında şov yaparak, sahneye çıkanlar arasında olduklarını gördüğümde onların yüzlerinin ar damarlarının nasıl olduğunu düşünüyorum.
Bu kişiler yoksa, yılardır destekledikleri kurumların ne pislik olduklarını yeni öğrendikleri için “hata yapmışız!” demek mi istiyor!? Saygılarımla…
