Hayatın sevince güzel olduğunu söylemek ile hayatı severek yaşayabilmek farklı olaylar olsa gerek.
Sevebilmek ya da sevmek o kadar kolay olmasa gerek. İlk bakışta sevmenin kolay olduğu sanılsa da, gözlerinizin önünde yaşanan olumsuz olaylar karşısında sevmekten çekindiğiniz olabiliyor.
Dünü anımsayın, sevme ile başlayan “Sevgililer günü”nde sevdiklerinize çeşitli hediyeler alanlarınız olduğu kadar, alamayanlarınız da olmuştur.
Sevmek, sevgiliye hediye almakla mı olur? Güler bir yüzle tebessüm etmek, hal ve hatırını sormak, yüreğini hoş tutabilecek sözcükleri kullanmak sevdiğiniz insana böylesi davranışın da en güzel hediyeler arasında olabileceğini düşünenlerdenim.
Sırtında okul çantası ile birlikte kaldırımın bir kenarına oturup insanları tartarak okul harçlığını kazanmaya çalışan küçük bir çocuğun saçlarını okşamak ta bir sevgi göstergesidir.
Sabahleyin evinden çıkıp akşama kadar iş arayan, akşam saatlerinde evine dönüşte çocuklarına bir ekmek bile alamayan babanın aile bireyleri karşısında yüzünde gülücük görebilir misiniz!?
Ektiğinden zarar eden üreticinin, sattığının parasını alamayan esnafın, maaşını aldığı gün borçlarını ödeyerek, gelecek maaşına kadar yeniden borçla yaşamakta olan bir çalışanın yüzünden tebessüm, gözlerinden gülümseme bekleyebilir misiniz!?
Sevmek elbette güzel, hayatın anlamı sevgiden geçer ve mutlu yaşamın farkına varırsınız.
İnsan ilişkilerinde yaşananlar ile ekonomik yaşamın sosyal yaşamın üzerindeki etkileri karşısında kişiler günü kurtarmaya çalışır olmuşlar.
İki kişi karşılaştıklarında selamlaşmayı bile unutur hale gelmişler, yine de umutlarını yitirmeden yaşamaya çalışılırken, bazı anlarda insanların yüreğindeki birikintinin patladığına tanık olmaktayız.
Bugün hafta sonu, isterdim ki sizleri güldürebilen olayları köşemde yazayım. İsterdim ki bizi yönetenlerin kavgalı, gürültülü atışmalı sözlerinden uzak, sağlıklı ve mutlu yaşanabilir uygulamalarından anlatayım.
Sevebilmenin ön koşulu huzurlu olabilmekten geçer. Huzur içerisinde yaşamadan uzak kalan kişilerin bırakın sevmeyi, çevresinde gördükleri çiçeklerin bile farkına varamayacağı gerçektir.
Haber bültenlerini izlerken, yönetim yetkileri ellerinde olanları izliyoruz; saltanatlarını düşünmekten, toplumun sağlıklı yaşayabilmelerine yeterinde önemi vermedikleri görülüyor.
İnsanlar kendi hallerinde başlarının çaresine bakar duruma gelirken, dış politikada Amerika ile Rusya arasındaki atışmalar karşısında arada kalışımız ayrı perişanlığı ortaya koyuyor.
İç politikada ise siyasilerin hırslı davranışları ve birbirlerine karşı söyledikleri sözler karşısında insanlarımızın kafalarında huzur ortamı her geçen gün azalıyor.
Kendi içimizde ülkenin kurucusu ve önemli liderlerinin isimlerini silmeye kalktığınızı gören dış dünya yöneticileri, bunu fırsat bilip sizi daha kolay bölüp-parçalama olayında başarıya yaklaşacaktır.
Önce, Anlayabilmekle sevginin başlayabileceğini unutmamak dileği ile, saygılar..
