Sevgi; aklın aklığında, yürekten gelen duyguların karşısındaki olan güzel davranış biçimidir.
Sevgi’nin ötesine gelince, sevginin kendisini gösterebilmesi için gerçekleştirdiği, yaşattığı eylemlerdir.
Tüm canlıların kendilerine özgü, bir başka canlıya karşı sevgisini gösteren eylemlerine rastlarız. Aklın sadece insanlarda olduğunu anımsarsak, hayvanlarda akıl olmadığı halde, içgüdüleri ile hareket ettiklerini de düşünürsek bunlarda da sevgi eylemlerini görebiliyoruz.
Bir kedi veya köpeğin sevildiğini anladığı anda bir başka türdeki hayvana veya insana karşı yaklaşımlarını gözlemlemiş olmalısınız.
Bir köpeğin kedi yavrusunu emzirdiği yönündeki haberleri okumuş veya izlemiş olmalısınız. Sahibine zarar veren birini koruma adına karşısındakine tepki veren bir köpeğin davranışlarını düşünün.
Yavrularını başka canlılardan koruma adına çevreden gelen tepkilere karşı tepki gösteren hayvanlarını düşünün.
Hayvanlar içgüdüleri ile hareket ettikleri için doğal yaşam sürdürürler, ancak bazı hayvanlar da vardır ki, tehlikeyi sezinleme duyularına sahip oldukları için hareketleri farklı olabilir.
İnsan aklı ile hareket eder. Akıllı canlı varlık olan insanların tepkilerindeki olumsuzluklar ve davranışlarındaki bozuklukların psikolojik durumlarından kaynaklandığı belirtilir.
Ormanda yaşayan yırtıcı hayvanlar, diğer hayvanlara saldırmak suretiyle karınlarını doyurma ve yaşama mücadelesi içerisindedir.
Oysa insanlar, akılları ile hareket ettikleri halde, kavgacı, başka insanları öteleyici, küçümseyici, çeşitli yöntemlerle kullanıcı, ekonomik olarak sömürücü ve benzeri davranışları ile yaşamayı Yaşamak olarak görmeleri düşündürücüdür.
İnsanoğlu kendi ürettiği teknolojik aygıtların esiri haline gelirken, aklı ile ürettiğinin bazı anlarda önüne geçemeyebiliyor. Bir aklın ürettiğini bir başka aklın üstün gelmesi ile aygıtların kontrollerini kaybedebiliyor.
Bakın dünyanın değişik ülkelerindeki savaşlara. İnsanların ürettiği silahlar ve diğer öldürücü ürünler canlar alıyor, üzücü olayları yaşatıyor. Oysa tek dünya üzerinde hep birlikte yaşıyoruz, aynı yerküre üzerinde konuşup, tartışıp, sonunda da anlaşarak yaşamak varken gün geçmiyor ki, bombalar, silahlar ve yüzlerce, binlerce insanların öldürülmesi olayını görmeyelim!
TV’deki belgesellerde izliyoruz. Değişik türdeki hayvanlar sürüler halinde dolaşırken, gücü yeten gücü yetene saldırıp vahşice parçalayarak yiyorlar. O anda parçalanmakta olan bir hayvanın can çekişmesi, çevresinden yardım istercesine direnmesi olayını izlerken, duygulanıyoruz. İçgüdüleri ile hareket eden hayvanlar, doğanın bir kuralı olarak yaşamak için bunları yaparken, Aklını kullanın insanları düşünüyoruz.
Petrol, Su, üretilen silahların satılması, inançların daha geniş kıtalara yayılması, fikir ve görüşlere karşı saygı gösterilmemesi, ırkçılık ve benzeri davranışlarla çıkarılan katliamlar, kıyımlar karşısında aklın bunu mu gerektirdiğini hiç düşüneniz oluyor mu?
Hangi koşulda olursa olsun, insanoğlu aklını yokladığında; bir başka canlıyı, hele de kendi cinsinde olan bir başka insanı hiçbir şekilde öteleme hakkına sahip değildir. Hiç kimse kendi isteği ile bulunduğu koşullarda dünyaya gelmemiş, bulunduğu ortam atalarından kendisine miras kalmıştır.
Bayramlar; dostluk, kardeşlik, yakınlaşma, samimiyet, karşılıklı anlayış ve barış içerisinde yaşama günü olmalıdır. Sağlıklı ve huzurla bayramlar dilerim.
Sevgi’nin ötesine gelince, sevginin kendisini gösterebilmesi için gerçekleştirdiği, yaşattığı eylemlerdir.
Tüm canlıların kendilerine özgü, bir başka canlıya karşı sevgisini gösteren eylemlerine rastlarız. Aklın sadece insanlarda olduğunu anımsarsak, hayvanlarda akıl olmadığı halde, içgüdüleri ile hareket ettiklerini de düşünürsek bunlarda da sevgi eylemlerini görebiliyoruz.
Bir kedi veya köpeğin sevildiğini anladığı anda bir başka türdeki hayvana veya insana karşı yaklaşımlarını gözlemlemiş olmalısınız.
Bir köpeğin kedi yavrusunu emzirdiği yönündeki haberleri okumuş veya izlemiş olmalısınız. Sahibine zarar veren birini koruma adına karşısındakine tepki veren bir köpeğin davranışlarını düşünün.
Yavrularını başka canlılardan koruma adına çevreden gelen tepkilere karşı tepki gösteren hayvanlarını düşünün.
Hayvanlar içgüdüleri ile hareket ettikleri için doğal yaşam sürdürürler, ancak bazı hayvanlar da vardır ki, tehlikeyi sezinleme duyularına sahip oldukları için hareketleri farklı olabilir.
İnsan aklı ile hareket eder. Akıllı canlı varlık olan insanların tepkilerindeki olumsuzluklar ve davranışlarındaki bozuklukların psikolojik durumlarından kaynaklandığı belirtilir.
Ormanda yaşayan yırtıcı hayvanlar, diğer hayvanlara saldırmak suretiyle karınlarını doyurma ve yaşama mücadelesi içerisindedir.
Oysa insanlar, akılları ile hareket ettikleri halde, kavgacı, başka insanları öteleyici, küçümseyici, çeşitli yöntemlerle kullanıcı, ekonomik olarak sömürücü ve benzeri davranışları ile yaşamayı Yaşamak olarak görmeleri düşündürücüdür.
İnsanoğlu kendi ürettiği teknolojik aygıtların esiri haline gelirken, aklı ile ürettiğinin bazı anlarda önüne geçemeyebiliyor. Bir aklın ürettiğini bir başka aklın üstün gelmesi ile aygıtların kontrollerini kaybedebiliyor.
Bakın dünyanın değişik ülkelerindeki savaşlara. İnsanların ürettiği silahlar ve diğer öldürücü ürünler canlar alıyor, üzücü olayları yaşatıyor. Oysa tek dünya üzerinde hep birlikte yaşıyoruz, aynı yerküre üzerinde konuşup, tartışıp, sonunda da anlaşarak yaşamak varken gün geçmiyor ki, bombalar, silahlar ve yüzlerce, binlerce insanların öldürülmesi olayını görmeyelim!
TV’deki belgesellerde izliyoruz. Değişik türdeki hayvanlar sürüler halinde dolaşırken, gücü yeten gücü yetene saldırıp vahşice parçalayarak yiyorlar. O anda parçalanmakta olan bir hayvanın can çekişmesi, çevresinden yardım istercesine direnmesi olayını izlerken, duygulanıyoruz. İçgüdüleri ile hareket eden hayvanlar, doğanın bir kuralı olarak yaşamak için bunları yaparken, Aklını kullanın insanları düşünüyoruz.
Petrol, Su, üretilen silahların satılması, inançların daha geniş kıtalara yayılması, fikir ve görüşlere karşı saygı gösterilmemesi, ırkçılık ve benzeri davranışlarla çıkarılan katliamlar, kıyımlar karşısında aklın bunu mu gerektirdiğini hiç düşüneniz oluyor mu?
Hangi koşulda olursa olsun, insanoğlu aklını yokladığında; bir başka canlıyı, hele de kendi cinsinde olan bir başka insanı hiçbir şekilde öteleme hakkına sahip değildir. Hiç kimse kendi isteği ile bulunduğu koşullarda dünyaya gelmemiş, bulunduğu ortam atalarından kendisine miras kalmıştır.
Bayramlar; dostluk, kardeşlik, yakınlaşma, samimiyet, karşılıklı anlayış ve barış içerisinde yaşama günü olmalıdır. Sağlıklı ve huzurla bayramlar dilerim.
