30 Mart yerel seçimleri ile ilgili tahminlerdeki şekillenmeler her geçen gün netlik kazanmaya başlıyor.
Bugün Başbakan Erdoğan Osmaniye’ye gelecek. Siyasi partiler seçim bürolarının açılışlarını yaptılar. Ak Parti, MHP, CHP, HDP ve SP seçim bürolarını açtılar.
Seçim bürolarının açılması ile birlikte yerel seçim çalışmalarında da hareketlilik başlamış oldu.
Seçim bürolarında yapılan toplantılar, mahalle ve esnaf gezileri ile daha da yoğunlaşan seçim çalışmalarına bugün Başbakan’ın gelecek olması bu hareketliliğe bir yenisini daha ekleyecek.
Ak parti il başkanı Emir Hasan Arslantaş’ın yaptığı bir açıklamaya göre, 30 Mart yerel seçimlerine kadar Osmaniye’ye 10 Bakan’ın geleceği belirtiliyordu.
Buradan da anlaşılıyor ki, Ak parti ve Başbakan Erdoğan Bahçeli’nin memleketinde seçimi alabilmek için yoğun uğraş vereceği anlaşılıyor.
Halkın arasında konuşulanlar, kazanabilecek adaylar ve iktidar adayı, muhalefet adayı görüşlerini izliyoruz. Adayların da bir de söylediklerine bakıyoruz; “Allah kime hayırlısı ise ona nasip etsin!”
Bizim her zaman söylediğimiz ise, Osmaniye’mizin geleceği, burada yaşayan insanların geleceği için kim en güzel hizmetler yapacaksa ona Belediye başkanlığı nasip olsun diyoruz.
Vatandaşlar arasında konuşulan bir görüşü sizlerle paylaşmak istiyorum. Geçmiş ve günümüz Belediyesindeki hizmetler eleştirilirken, Belediyeye gelen paradan sözediliyor. Gelen para ile yapılabilecek hizmetler anlatılıyor. İnsanlar kendi aralarında konuşuyorlar; “… başkan döneminde gelen para, …başkan döneminde gelmiş olsa idi, Osmaniye bugün iki kat daha gelişirdi.”
Ben bu sözlerin eleştiri boyutuna böyle bakmıyorum. Para ile bunu kullanabilecek yeteneği birleştirmenin gerektiğine inanıyorum.
Para olabilir, çok para da gelebilir. Ancak bu parayı kullanabilmenin ve yerine, yeterinde kullanabilmenin çalışması da önemlidir.
Yerel yönetimlerin gelirlerinden sözediliyor. Gelirler arasında sadece İller Bankası’ndan kişi başına gelen para ile hizmet verilmesi yerine, yereldeki gelir kaynaklarını artırmak ve yerinde değerlendirmek te önemlidir. Burada iş Başkana düşüyor. Gelen parayı önemine ve yerine göre kullanabilmeyi başarabilmek te önemlidir.
Yereldeki gelir kaynaklarını yandaşlara peşkeş çekmeden, hakkı ve yerine göre hizmet alımı için ihale yapabilmek, halkın kullanımına açılacak yeni hizmet alanları oluşturabilmek, gelir kaynaklarından elde edilecek geliri zamanında alabilmek gibi olaylar da önemlidir.
İller Bankası gelirleri nüfus sayısına ve kişi başı gelen bir gelirdir. Bu da her yerleşim birimine adil olarak dağıtılır. Bunun aksi oluyorsa, yani hükümetten yapa olan partinin belediye başkanına fazla, muhalefetten yana olan partinin belediye başkanına sadece hakkı ödeniyorsa burada adaletsizlik olduğu söylenir ve yakışık almaz.
O zaman adaletli hizmet, adil para gönderilmesi olacaksa, geresi belediye başkanlarının yeteneklerine kalıyor.
Para mı, yetenek mi yönetir? Diye düşünmek zorundayız. Saygılarımla…
