Normal günlerde yaşanan olaylar ile seçim sürecinde yaşanan olaylar arasında farklılıklar dikkatlerden kaçmıyor.
Yerel seçimlere sayılı günler kaldı, bu ayın sonunda vatandaşlar sandığa gidip gönüllerinden geçen adaylara oy tercihlerini yapacaklar.
Adaylar ise cadde, sokak ve mahallelerde ziyaretlerini sürdürüp, bu güne kadar hal ve hatırını sormadıkları, yolda gördüklerinde selam bile vermedikleri insanlarla kucaklaşıyorlar, oylarına talip olduklarını söylüyorlar.
30 mart sonrasında ise tüm bu yaşananlar aniden unutulacak, eski günlere geri dönülmüş olacak. Ne olursa olsun, seçim sürecinde de olsa insanlar siyasiler tarafından anımsanmayı, hal-hatır sorulmayı ve el sıkılmasından hoşlanıyorlar.
Seçim sürecinde daha neler yaşanıyor şöyle bir başka yöne doğru bakalım. Adayların veya yandaşlarının araçlarının plakaları kapatılmış ve parti ismi yazılmış olarak trafikte seyrediliyor.
Burası önemli işte! Plakaları kapalı araçlara trafik polisleri nasıl izin veriyorlar, bunu merak ediyoruz? Veya bu araçlar özel plaka mı çıkardılar veya izin mi aldılar bunu da merak ediyoruz?
Plakasız araçların trafikte seyretmesi yasal mı? Osmaniye’de plakası kapatılıp üzerine parti ismi yazılarak dolaşılması yasal mı? Bu araçlardan izin alarak plakalarını kapatanlar var mı?
Plakasız araçların bir kazaya karıştığında nasıl belirleneceğini merak ediyoruz. Bu araçların plakalarını kapatmaları ‘yasaklar’ kapsamında mı değil mi?
Bu tür soruları çoğaltabiliriz. Osmaniye’de şu anda plakaları kapatılarak dolaşan araçların halktan neyi gizlediklerini merak ediyorum. Hangi partinin adayı olursa olsun, aracının plakasını kapatarak halktan plakalarını gizleyenler trafikte suç işlemiş olmaları bir kenara, böyle araçların plaka yerlerinde parti ismi gördüğümde siyasetin böyle yapılmaması gerektiğini düşünüyorum.
Adayların afişlerini yapıştırdıkları yerlerden de sözetmek istiyorum. Trafik işaret levhalarına, elektrik trafolarına afişler yapıştırıldığını görüyorum. Bunun adı kendilerini tanıtmak değil, siyasi yaymaca yaparken çevre kirliliğidir ve o afişlerin yapıştırıldığı yerlere saygıda kusur işlemektir.
Tamamlanmamış inşaatların duvarlarına, binaların çatılarına asılan büyük boy afişler rüzgarlı günlerde yoldan gidenlerin başına düşecek gibi oluyor.
Bu seçimlerde siyasiler basın yoluyle kendilerini tanıtmak yerine; araçları giydirmeyi, büyük boy afişleri çok katlı binalardan salındırmayı tercih ediyorlar.
Gazetelere önem vermeyen adaylar, kendilerinden haber yayınlanmadığı zaman veya eleştirildikleri zamanlarda da kırılıp, küsmeyi tercih ediyorlar. Oysa siyasetle uğraşanlar hoşgörülü ve eleştiriye açık olmalı.
Bugün eleştiriye açık olmayan bir aday, yarın başkanlık koltuğuna oturduğunda, kentin eksik ve aksaklıklarını yazan gazetelere bakış açıları da hoş olmayacak gibi geliyor bana.
“ben bilirim, ben yaptım oldu” gibi zihniyetle hareket eden siyasilerin ömrünün pek uzun olabileceğini sanmıyorum.
Bir de, bir aday karşısındaki kişinin elini sıkarken onun yüzene bakmıyorsa, yanındaki kişiyle konuşup, elini uzatması ile geri çekmesi anlık oluyorsa, böylesi siyasilerin samimi olmadıklarını anlarım.
Samimiyetsiz siyasetçilerden çevresine de, partisine de, halka da yarar yerine zarar gelir. Ben merkezci değil, biz diyebilenlerin siyasetle uğraşmalarını istiyoruz. Tüm adaylara Osmaniye’mizin geleceği için başarılar, saygılar…
