Demokrasi, Cumhuriyet ve halkın iradesine yönelik olarak 15 Temmuz akşamı başlatılan “Faşist darbe” girişiminin ardından olayla ilgili bulunanlar ile işbirliği içerisinde olanların gözaltına alınmaları sürüyor.
Yakalanan, gözaltına alınan ve tutuklananların sayıları her geçen gün artarken, bu kadar kişinin yıllardır kamu kurumlarında palazlanmalarının nasıl görülmediği insanı düşündürüyor.
Gözaltına alınan Mülki ve idari amirlerin sayısı 8 bin 777 kişi olarak açıklanırken, Osmaniye Vali yardımcısı Süleyman Yılmaz ile eski Valilerden Mehmet Oduncu’nun isimleri de bu rakamın içinde yer alıyor.
Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında; 5 Hakim, 3 Savcı, Bir 4. Sınıf Emniyet Müdürü, 1 komiser çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklandılar.
Osmaniye’de 1 Vali yardımcısı, 7 Şube Müdürü, 1 Emniyet Amiri, 5 Komiser yardımcısı 1 Baş polis memuru, 30 polis memuru ile 1 Hemşire olmak üzere toplam 51 personelin “Bakanlık oluru” ile açığa alındığı açıklandı.
Türkiye geneline yeniden bakmak gerekirse edindiğimiz son bilgilere göre; MİT’te 180 personel, Danıştay Üyesi 48 kişi, Diyanet İşleri Başkanlığında 492 personel, Başbakanlık’ta 257 personel, TTK’de 5 memur, Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığında 393 personel, 118 General ve Amiral, 2 bin 745 Hakim ve Savcı, Milli Eğitim’de 15 bin 200 personel görevden alındılar.
YÖK ise Türkiye genelinde 1577 Dekanın istifasını istedi.
Dünkü bilgilere göre kamuda görevli 49 bin 321 kişinin görevden alındığı belirtiliyor.
Operasyonlar aralıksız olarak sürerken, “Darbe girişimdeki sanıklar” itiraflarda bulunurken, bazılarının sözleri ciddi anlamda önem taşıyor. Pişman olmadıklarını söyleyen isimlerin sözlerine bakıldığında, kendilerini sanki “canlı bomba” olarak bu eylemin içine atmışlar görüntüsü ortaya çıkıyor.
Gelişmeler her geçen gün farklılıklar gösterirken, yıllar öncesinden bu sütunlarda yazdıklarımızın öngörülerde haklı çıkıyoruz.
Fettullah Gülen’in din adına bir takım planlar peşinde bulunduğunu, yaptıkları hareketlerle “İslamiyet’e leke sürdüğünü” bunun Müslüman olamayacağını, hatta Amerikan ajanı bile olacağını yazdığım yılları anımsıyorum.
O zamanlar gazetemizin sahibini arayarak verdikleri reklamları çekmek isteyenler, benim böylesi yazı yazmamı istemeyen bazı esnafların şimdi başlarını deve kuşu gibi kuma gördüklerini düşünüyorum.
Bağımsızlık, Demokrasi ve halkın özgür iradeleri ile ülkemizin yönetilmesi uğraşını verirken, yıllar öncesinden kafaları “inanç tümceleri” ile karıştırıp zehirleyen zihniyet, gün oldu özel kurumlarında palazlanmaya başladılar. O günlerde seyredenler veya ticari amaçları uğruna göz yumanlar bugün gerçekleri sanırım anlamışlardır.
Şu anki yaşananların asla olmasını kimse istemiyor, ama her geçen yıl örgütlenen bu zihniyetin gelecekte böylesi bir kalkışma içerisinde bulunabileceğinin tahmin edilmesi ve bu noktaya kadar seyredilmemesi gerektiğine inanıyorum.
Halkın kamu kurumlarındaki işlerinin bitirilmemesi veya ertelenmesi, okullardaki eğitimcilerin davranışları, Adli makamlarda verilen kararları anımsıyorum. O hainler dün bu hareketleri yaparken, uyuşturulmuş beyinleri ile kendilerine yer etmeye çalışıyorlardı.
Bundan sonraki sürecin sağlıklı, mantıklı ve akıl süzgecinden geçirilerek yürütülerek Atatürk’ün ilke ve devrimleri doğrultusunda hareket edilmesi noktasına özen gösterilmesi dileklerimle, saygılar…
Yakalanan, gözaltına alınan ve tutuklananların sayıları her geçen gün artarken, bu kadar kişinin yıllardır kamu kurumlarında palazlanmalarının nasıl görülmediği insanı düşündürüyor.
Gözaltına alınan Mülki ve idari amirlerin sayısı 8 bin 777 kişi olarak açıklanırken, Osmaniye Vali yardımcısı Süleyman Yılmaz ile eski Valilerden Mehmet Oduncu’nun isimleri de bu rakamın içinde yer alıyor.
Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında; 5 Hakim, 3 Savcı, Bir 4. Sınıf Emniyet Müdürü, 1 komiser çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklandılar.
Osmaniye’de 1 Vali yardımcısı, 7 Şube Müdürü, 1 Emniyet Amiri, 5 Komiser yardımcısı 1 Baş polis memuru, 30 polis memuru ile 1 Hemşire olmak üzere toplam 51 personelin “Bakanlık oluru” ile açığa alındığı açıklandı.
Türkiye geneline yeniden bakmak gerekirse edindiğimiz son bilgilere göre; MİT’te 180 personel, Danıştay Üyesi 48 kişi, Diyanet İşleri Başkanlığında 492 personel, Başbakanlık’ta 257 personel, TTK’de 5 memur, Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığında 393 personel, 118 General ve Amiral, 2 bin 745 Hakim ve Savcı, Milli Eğitim’de 15 bin 200 personel görevden alındılar.
YÖK ise Türkiye genelinde 1577 Dekanın istifasını istedi.
Dünkü bilgilere göre kamuda görevli 49 bin 321 kişinin görevden alındığı belirtiliyor.
Operasyonlar aralıksız olarak sürerken, “Darbe girişimdeki sanıklar” itiraflarda bulunurken, bazılarının sözleri ciddi anlamda önem taşıyor. Pişman olmadıklarını söyleyen isimlerin sözlerine bakıldığında, kendilerini sanki “canlı bomba” olarak bu eylemin içine atmışlar görüntüsü ortaya çıkıyor.
Gelişmeler her geçen gün farklılıklar gösterirken, yıllar öncesinden bu sütunlarda yazdıklarımızın öngörülerde haklı çıkıyoruz.
Fettullah Gülen’in din adına bir takım planlar peşinde bulunduğunu, yaptıkları hareketlerle “İslamiyet’e leke sürdüğünü” bunun Müslüman olamayacağını, hatta Amerikan ajanı bile olacağını yazdığım yılları anımsıyorum.
O zamanlar gazetemizin sahibini arayarak verdikleri reklamları çekmek isteyenler, benim böylesi yazı yazmamı istemeyen bazı esnafların şimdi başlarını deve kuşu gibi kuma gördüklerini düşünüyorum.
Bağımsızlık, Demokrasi ve halkın özgür iradeleri ile ülkemizin yönetilmesi uğraşını verirken, yıllar öncesinden kafaları “inanç tümceleri” ile karıştırıp zehirleyen zihniyet, gün oldu özel kurumlarında palazlanmaya başladılar. O günlerde seyredenler veya ticari amaçları uğruna göz yumanlar bugün gerçekleri sanırım anlamışlardır.
Şu anki yaşananların asla olmasını kimse istemiyor, ama her geçen yıl örgütlenen bu zihniyetin gelecekte böylesi bir kalkışma içerisinde bulunabileceğinin tahmin edilmesi ve bu noktaya kadar seyredilmemesi gerektiğine inanıyorum.
Halkın kamu kurumlarındaki işlerinin bitirilmemesi veya ertelenmesi, okullardaki eğitimcilerin davranışları, Adli makamlarda verilen kararları anımsıyorum. O hainler dün bu hareketleri yaparken, uyuşturulmuş beyinleri ile kendilerine yer etmeye çalışıyorlardı.
Bundan sonraki sürecin sağlıklı, mantıklı ve akıl süzgecinden geçirilerek yürütülerek Atatürk’ün ilke ve devrimleri doğrultusunda hareket edilmesi noktasına özen gösterilmesi dileklerimle, saygılar…
