Önce diyerek başlanılan sözcükleri anımsayın; “Önce hizmet”, “Önce sağlık”, “Önce emniyet”, “Önce güven” diye bu sözcükleri sıralayabiliriz.
Bu sözlerin hayata geçiriliş alanları farklı farklı da olsa, önemini kavramak zorundayız.
Günümüzde insanları tedirgin eden korona virüs salgını karşısında, değişik ülkelerden gelen can kayıpları ile virüse yakalananların sayılarını duyduğumuzda insan olarak üzülüyoruz.
İlk kez Çin’de görülen bu ölümcül virüs dünyanın dört bir yanına dağılması ile ülkelerde önlemler üst düzeylerde alınmaya başlandı.
Bazı ülkelerde alınan önlemlerin kısır olması veya gerektiği şekilde ciddiye alınmadığı yönündeki haberleri de alıyoruz.
Virüsün ilk yaşandığı Çin’de tehlike uzaklaşır gibi oldu, son öğrendiğim bilgiye göre bir gün bir kişi hayatını kaybetmiş.
Türkiye’de ise virüse yakalananların sayıları günden güne artıyor, ölü sayısı dünkü bilgilere göre 2’ye çıktı.
Uzmanları ve Sağlık Bakanlığı’nın “bilim kurulu” uyarılarına önem vermemiz burada bir kez daha ortaya çıkıyor.
İnsanlarımız evlerine kapandı, özellikle bizim kültürümüzde önemli yeri olan, “tokalaşma ve sarılma” olaylarından bu tehlike geçinceye değin uzak durmamız gerekiyor.
Bazı kişilerin bu tehlikeyi ciddiye almadıklarını gördüğümde, giden canlar adına üzülüyorum.
Sadece korona değil, diğer virüslerin de bulunduğunu belirtenler oluyor. Doğrudur, griple başlayan diğerlerini de gözardı etmemek gerekiyor. Ancak, belli rahatsızlıkları bulunan ve vücut dirençleri virüslere karşı gerekli direnci göstermeyenler için yeni gelen virüsü kapma riskini iyi düşünmek zorundayız.
İnsan vücudu elbette bazı virüslere karşı direnç gösteriyor olabilir, ama gelen tehlikenin gücünü ve nerelerde dirençsiz bırakabileceğini bilemeyiz.
Alınan önlemlere uyulması halinde en az zararla bu tehlikeyi atlatabiliriz.
Kendilerini garanti gibi gören ve bir şey olmayacağını sananlara şunu söylemek isterim; bu ülkede birlikte yaşıyoruz. Evimiz, Mahallemiz, ilçemiz, işimiz ve çevremizle birlikte yaşamaktayız. Kendinizi garantili görebilirsiniz ama, salgının getireceği farklı zor koşulları da düşünmelisiniz.
Bu salgın öncesinde, kolonya ve maske fiyatı başta olmak üzere bazı gıda ürünlerinde fırsatçıların yaptıklarını anımsayın.
Bu tür fırsatçıların çoğalması ile ekonomik anlamda herkesin etkilenebileceğini unutmayınız.
Önceliklerimizi bilmemiz ve hayata geçirmek zorundayız. Yaşanan olumsuzlukları görüyoruz. Eğitime ara verildi, etkinlikler iptal edildi. Eğlencelerden uzak kalınıyor, orta yaş üstü insanlar işlerine gidemiyor, toplu taşıma araçlarında az sayıda yolcu görebiliyoruz. Şehirlerdeki cadde ve sokaklar boşalmış durumda, bu örnekleri çoğaltmak olası.
Ancak, alınan önlemlere uyarak, gerekli hijyeni sağlayarak tehlikenin zamanını kısaltmak yine biz insanların elinde olduğunu unutmamak gerekiyor.
Özellikle; fırıncılar, tatlı türü esnaf, açıkta satılan gıda ürünleri ile içecekleri satanların hijyen kurallarına önem vermeleri, yetkililerin de bu konuda gerekli denetimlerini yapmaları önem taşıyor. Sağlıklı yaşayabilmek dileğiyle, saygılar…
