Bu sütunlarda çok kez okumanın önemine değinmiş, okumak ve çevrenizde olup bitenlerden haberlerinizin olması önermişimdir.
Sizin yerine başkalarının okuduklarına inandığınızda, olayların size aktarılması sırasında araya farklı yorumların katılabileceğini inkar edebilir misiniz? Öyleyse, siz okuyun ve siz yorumlayın!
Benim yazdıklarımı okuyan birileri, bir başka kişiye aktarırken kendince yorumladığı için, bazı anlarda yazılarımla ilgili farklı telefonlar alıyorum. Beni arayan kişiye yazımı okuduğumda, olayın kendisine öyle aktarılmadığını söyleyebiliyor.
Ülke olarak, bazı sıkıntıları gerilerde bırakmaya, hainlerin oyunlarının bozulması için uğraş verirken, yeni sıkıntıları oluşturmama adına da ince eleyip sıkı dokumak zorundayız.
Benim yazdıklarıma inanın demiyorum, ama araştırın; belki ben de farklı yorumlar getiriyorum. Siz kendiniz olun ve kendi aklınıza göre değerlendirme yapın istiyorum. Sadece sizlere olayları aktarıyor, kendi yorumlarımı kattığım oluyorsa bile sizler de kendi görüşlerinizle bir kararı ortaya koymanızı bekliyorum.
Milli Eğitim Bakanlığı ile Ensar Vakfı arasında imzalanan bir protokol tartışma konusu oldu. Protokole göre; Ensar Vakfı, 1000’e yakın Halk Eğitim Merkezleri’nde (HEM) her yaştan vatandaşa kurs verebilecek, üstelik kendi müfredatını da oluşturabilecek.
Ne var bunda karşı çıkılacak diyebilirsiniz? Yarın diğer Vakıflar’da farklı yerlerde protokol imzalamaya kalkışırsa ne olacak? Diğer gelişmesi olası olayları da sizlerin araştırmanıza bırakıyorum.
Turizm okullarında “içki servisi” dersi kaldırılmış. Milli Eğitim şurası’nda, Eğitim Bir-Sen’in talebiyle, Anadolu otelcilik ve turizm meslek liselerinin öğretim programları ve ders çizelgelerinden alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersinin çıkarılmasına karar verilmiş.
Bu karar 2 Aralık 2014 günkü 19. Milli Eğitim Şurası’nda görüşülüp karara bağlanırken, aradan geçen 2,5 yıl sonrasında gündeme getirilerek uygulanmasına, TÜROFED Başkan yardımcısı ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, “yabancı turist ayran mı içsin!?”diye tepki gösterirken; “Bu ders en azından seçmeli ders olarak kalabilirdi”diyor.
Bizi yönetenlerin gündem oluşturdukları böylesi olaylarla vatandaşlarımız oyalanırken; Adana’da yaşayan Demir çiftinin olayını paylaşmak istiyorum. Güneş Demir 32 yaşında 8 çocuk annesi, eşi Mehmet Demir ile birlikte 1 yaşındaki Yakup’u kentteki 4 hastaneye götürdükleri halde tedavisinin edilemediğini söylüyorlar.
Seyyar satıcı Mehmet Demir, Adana’da 25 gün içerisinde 4 ayrı hastaneye çocuğunu götürdüğü halde “doğum sancısı gibi” idrarını yapması olayına çare bulunamadığını söyledi.
Seyyar satıcı ve 8 çocuk babası Mehmet Demir; “ Oğlum idrarını yaparken büyük sancı çekiyor. Bize hastalığının tam olarak ne olduğunun söylenmesini istiyoruz. Maddi-manevi olarak kimseden beklentimiz yok, gerekirse evimi satar, oğlumun tedavisini yaptırırım. Bana oğlumun hastalığının ne olduğu ve çaresi için gerekenler söylensin!”diye konuşuyor.
“sevgili vatandaşlarım; sizlerden en az üç çocuk istiyorum, üç çocuk!”diyenlerin sözlerini anımsadığımda; Üç’ü üçe katlayan Demir ailesi bireylerinden birinin Toprak olmamasını umut ediyoruz! Mutlu günler dileklerimle…
