Son günler, haftalar hatta aylar bile demeyeceğim, son yıllarda; bu ülkenin yöneticilerinden başlamak üzere, Kamu kurum yetkililerinden aşağı inerek vatandaşlar bile öfkelerine hakim olamaz hale geldi.
Yaşadıklarımızı takip ediyorum, aynı takibi ülkeyi yönetenlerden de bekliyorum.
En küçük bir olayda insanların birbirleri karşısında kavga çıkarması sonunda işlenen cinayetlere bakıyorum. En önemlisi de kadın cinayetleri en çok dikkatimi çeken ülkemde yaşanan olumsuz olaylar olarak belleğime kaydediyorum.
Ülkemizdeki en korkunç kadın cinayetinin yaşandığı olay, Lise öğrencisi Münevver Karabulut’un 3 Mart 2009 günü işadamının oğlu Cem Gariboğlu tarafından testere ile öldürülmesiydi.
Lokanta işleten bir babanın kızı ile ünlü bir işadamının oğlu arasındaki arkadaşlık sonrasında, kentin lüks semtlerinden birinde işlenen cinayetin ardından, cinayet zanlısı Cem Gariboğlu 6 ay aranmasına rağmen bulunamamış, olaydan 197 gün sonra temsil olmuştu.
Kamuoyu ve ailenin tepkisi üzerine dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İstanbul polisine talimat verirken, İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, yaptığı bir konuşmada; “Kızlarına sahip çıksalardı” sözleri kamuoyunda yoğun tepki almıştı.
Bu tepki üzerine Cerrah’ın yerine Hüseyin Çapkın İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevine getirilmişti.
Emniyet Müdürü olarak zanlıyı yakalayamadığı konusundaki eksikliğini kabullenme yerine; “kızlarına sahip çıksalardı”dediği için görevden alınan Celalettin Cerrah, 11 Haziran 2009 tarihinde Osmaniye Valiliği görevine atanarak göreve başladı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevinde iken görevli olduğu kentte işlenen vahşi cinayet karşısında; “Kızlarına sahip çıksalardı”dediği için görevden alınan Cerrah’ın, cinayetin ardından 3, 5 ay gibi bir süre sonrasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin memleketine Vali olarak atanması tesadüf olabilir miydi?
Üstelik, Osmaniye Valiliğine atanan Celalettin Cerrah, 11 Haziran 2009 tarihinde başladığı görevini 16 08. 2013 tarihinde Merkez valiliğine atanması ile tamamlarken, Osmaniye’de en uzun süreli valilik yaptığı kayıtlara geçiyordu.
24 yıla mahkum edilen, cinayet zanlısı Cem Garipoğlu 10 Ekim 2014 tarihinde Silivri Cezaevindeki 5 Nolu L Tipi koğuşunda kendisini asarak intihar etmişti.
Kadın cinayetlerinin artışları, nüfus artışı gibi çoğalıyor. Devletin en üst yöneticinden başlamak üzere, Bakanlık düzeyinde kadın cinayetlerinin önlenmesi ile bir çalışma yapılıp yapıldığı haberini görememiş olmanın üzüntüsünü yaşıyorum.
Bundan birkaç önceki kadın cinayetlerini anlak istedim aslında. İnternetten aldığı “samuray kılıcı”ile sokakta görüp, tanımadığı bir kadına katleden insanın ruh halinin; Sağlık Bakanlığı tarafından araştırılması ve sokaklarda böyle insanların dolaşıp dolaşmadığı araştırılmalıdır.
İçişleri Bakanlığı’nın Türkiye’de, 2021 yılında; aylara göre terör ölümleri ve kadın cinayetleri konusunda bir rapor hazırlayarak açıklamasını bekliyorum.
2021 yılının son ayına giriyoruz, Türkiye’de yıl içiresinde; teröristler tarafından kaç şehit verdiğimiz ile aile ilişkileri nedeniyle kaç kadının öldürüldüğü raporunun yayınlanmasını kamuoyu adına; İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü veya en yetkili sözcülerden kamuoyu ile paylaşılmasını bekliyoruz.
Bu ülkede, huzur ve barış içerisinde yaşanabilmesi için, İçişleri Bakanı başka olmak üzere, diğer yetkililer kullandıkları sözlere dikkat ederek, toplumda huzur ve barışı zedeleyici sözler kullanmamalıdır!
Yorum Yazın