En çok bahar ve yaz aylarındaki yağmurlara sevinir canlılar. Kış aylarının özelliğidir yağmur, kar, tipi ve soğuk havalar.
Alışılmışın dışındaki mevsimler ve aylarda yağışlı günler daha başka gelir canlılara. Susamış dudakları ıslatır gibi mutluluk verir, sevgi ve özlemle izlenir yağmur damlaları.
İki gündür yağan yağmur altında insanların ıslanmak için kendilerini sokaklara salıverdiğine tanık oldum. Nisan yağmurlarının güzelliğini tatmak istiyorlardı sanki insanlar. Bu günlerdeki yağmurların en çok ta toprağa yaradığını biliyoruz.
Her ne kadar otların yeşermesi ve gelişmesine önemli etken olsa da, çiftçi otların temizlenmesi için çalışmayı göze alıyor. Yeter ki yağmur yağsın, toprak su alsın, ürünler sevinsin diye seviniyor.
Zeytin bahçesinde toprağı havalandırmaya çalışan bir arkadaşım geldi dün yanıma. Kazmayı toprağa vurduğunda batırmakta zorlandığını anlatıyordu. Son yağışların toprağa iyi gelmesinden ve bu yağışların toprağın yüzünü güldürdüğünden sözediyordu.
Yağmurla birlikte otların ürünlerin çevresini sarması olayından sözetmeye çalıştım. Arkadaşım; “otların ürünlerimizin çevresini sarmasına razıyım. Ağaçlar, bitkiler ve tarladaki tüm ürünler yağmura hasret kalmışlardı. Ben razıyım yeni çıkan otları temizlemeye!”diye konuşmaya başladı.
Çocukluk yıllarımızda büyüklerimiz; “Nisan yağmurlarında ıslanmak insanı güzelleştirir, günahlarını yıkar!”diye konuştuklarını anımsıyorum. Gerçekten büyüklerimizin o söyledikleri sözler ne derece doğruydu? Nisan yağmurları insanları güzelleştir miydi, günahlarını temizler miydi?
Soğuk su ile sabahları yüz yıkamanın, ciltlere iyi geldiğini uzmanlardan duyuyoruz. Ancak çocukluk yıllarımızda büyüklerimizin söylediği; “Nisan yağmurlarının günahları temizlediği” sözlerinin doğruluk payını da düşünmek gerekebilir mi?
Günahların temizlenmesi için Nisan yağmurları altında ıslanmak gerçekten iyi gelecekse, bir çok insanın Nisan yağmurları altında ıslanması gerektiğini düşünüyorum.
Kıskanç, fesat, hak yiyen, haksızlık yapan, yalan söyleyen, algıları ile hareket eden, dolandıran kişilerin sayılarına ve türlerini düşündüğümde; Nisan yağmurları altında ıslanması gerekenlerin sokaklara çıkmalarının doğru olabileceğini aklıma getiriyorum.
Bu yağmurun ardından tarlalarda renga renk çiçeklerin gülümsemelerini göreceğiz, filiz veren ağaçlar, yeşile dönüşen yapraklar, kokuları ile çevresini güzelleştiren bitkiler yüreklere rahatlık verecektir.
Doğanın güzelliklere baharın gelmesi ile birlikte yürekleri rahatlatırken, Nisan yağmurları altında ıslanıp günahlarından arınması gerekenlerin sayılarının azalması ile birlikte insanların huzurları, mutlulukları da artacaktır.
Eğer büyüklerimizin sözleri doğru ise, doğru olarak kabul etmesek bile Nisan yağmurları altında ıslanalım, cisil cisil damlalar başımızdan aşağıya yüzümüze, oradan yanaklarımıza, çenemizden aşağıya yüreğimize doğru akıp ıslatırken yürüyelim yollarda. Yağmurun yağdığı sokaklar sel sularından temizlenirken, insanların da yüreğindeki kirlilikler tıpkı yüzlerini yıkmadıklarında temizlendiği gibi düşünelim.
Şimdi Nisan yağmurları altında ıslanmaya ne dersiniz? Saygılarımla…
