Bir yerel seçimleri daha gerilerde bırakırken, dünkü yazımda bundan sonrasının düşünülmesi gerektiğini gündeme getirmiştim.
Bir seçim süreci yaşadık, sonuçlar çoğu yerleşim birimlerinde belli olurken, kazanan adaylar için bir sözüm olacak; “Kazandım diye sevinme, kaybettim diye de döğünme!” demek istiyorum.
Asıl sorun bundan sonra başlıyor, aslında kazanan adayların işleri bugünden itibaren başlıyor.
Hemen ve zaman geçirmeden kolları sıvayarak siyasi parti rozetlerini bırakarak işe başlamaları gerekiyor.
5 yıllık süre o uzun sanılmamalı, göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçtiğinde, yeniden aday olmayı düşündüğünüzde ektiklerinizi biçebileceğinizi aklınızdan çıkarmamalısınız.
Kazanmanın sevinci ile başkalarını küçümseme yerine, aklı selim düşünerek hareket etme erdemliliği bekler insanlarımız.
Kaybetmenin üzüntüsü ile de başkalarına kızmanın ve can sıkmanın gereğinin gerilerde kalması gerekir.
Elbetteki kazanan kişi sevinecektir ama, aşırıya kaçmadan sevincini taşkınlık yaparak değil, yüreğinde saklamalıdır.
Kaybeden aday da yine üzülecektir ama, kaybetmek ömrün sonu olmadığını düşünebilmelidir.
Haberleri izliyoruz, bazı adayların gösterileri ile sevinçlerinin birbirlerine karışması olayları ile kaybeden adayların hırçın sözleri veya kabullenememe olaylarını gözlemliyoruz.
Hizmet yarışı noktasında insanlarımızı ve çevremizi kırıp dökmeden sağlıklı şekilde yola devam edilmesi gerekiyor.
Her aday kendisinin daha iyi yönetebileceği ve hizmet getirebileceğine inanarak yola çıkmıştır. Bu amaçla çıkılan yolda ise seçmenin tercihine saygı duymak en doğal davranış olmalıdır.
Eksiklikler, aksaklıklar belirlenmeli ve ivedi şekilde giderilmesine çalışılmalıdır. Gazete olarak günlük yazılarımda ve diğer gazetelerdeki meslektaşların kendi sütunlarında sorunları dile getiriyorlar.
Sorunsuz bir kent olabilme adına yapılan haber ve yazılan köşe yazıları yöneticilerimizin dikkatini çekmeli ve çözüm yollarını bulmaları içindir.
Olumsuzlukların giderilmesi ve yaşanmaması için yapılan haberleri art niyetli veya kişisel eleştiri olarak görmemek gerekir.
Hep birlikte yaşanılan kentin daha güzel olması adına gündeme getirilen sorunların bilinmesini sağlamak ve çözümlenmesini istemek aslında yönetici için de önem taşıması gerekir.
Görmek, gördükleri olumsuzlukları dile getiriyor diye farklı düşüncelerle tepki gösterilmesi yerine görülen sorunları çözmek en güzel hizmet hareketidir.
Taraf olmanın en güzel yanı halktan yana, yani yönetilenlerden yana olabilmektir.
Yöneticilerin görev süreleri günün birinde sona erer. Ancak vatandaşlar kalıcı evsahipleridir.
Günün birinde yeniden yönetici olmak isteyenler vatandaşın kapısını çalarlar, hizmet edebilme adına tercihlerini isterler.
Vatandaşın tercihi aldıktan sonra göreve başlanılmasının ardından vatandaşa sırt dönmek, sorunlarına kulak tıkamak ve halktan uzak yaşam sürdürmek gibi davranışlar içerisinde bulunmak günün birinde olumsuz tepkilere neden olabilir.
Dostun sözleri acı gelebilir, asıl acı olanı dost gibi görünüp te; olumsuz olayları bile olumlu gibi yöneticinin yanında sırt sıvazlayanların gelecek için tehlikelere davetiye çıkardığının anlaşılması önem taşır. Saygılarımla…
