Komşu ülke Suriye’deki iç savaştan kaçarak ülkemize sığınan ‘misafirlerimizi’ elimizden geldiği kadar rahat ettirmeye özen gösteriyoruz.
Onlar ki, ülkemize gelmeden önce, bizlerin ülkemizde nasıl yaşadıklarını ne gibi yorumladıklarını birçoğunun bildiğini sanmıyorum.
Dün bir yaygın basında okuduğum haber dikkatimi çekti. Haberin başlığı “Gezdi diye yaktılar”şeklindeydi. “Yemen’in Taiz kentinde 15 yaşındaki bir kız, nişanlı olduğu gençle daha nikahlanmadan gezdiği gerekçesi ile ailesi tarafından ölüme mahkum edildi. Baba, aile namusunu temizleme gerekçesi ile kızının üzerine benzin dökerek diri diri yaktı. Genç kız ölürken baba gözaltına alındı.”
Haber böyle yansıyordu kamuoyuna. Yine geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa’dan yansıyan bir haberi izlemiş olmalısınız. Suriyeli iki genç 13 yaşında, evlendirilmişler. Sonrası ise aileler hakkında soruşturma açılırken, çocukların yaşlarının küçük olması nedeniyle koruma altına alınmış. Suriyeli ailelerin savunmaları ile “Bizim ülkemizde böyle sıkıntı yaşanmıyor”şeklinde olmuş.
Osmaniye’ye gelerek ağırladığımız Suriyeli misafirlerimizden kentin değişik mahallelerinde yaşayanlar, akşamları parklarımızda, AVM’lerde dolaşarak ‘özgürlüğün tadını çıkarıyorlar’
Ülkelerinde bir erkekle veya kızla yan yana yürümekten kaçınan gençler, bizim memlekette yan yana değil, kolkola dolaşmanın tadını çıkarıyorlar. Osmaniye’nin yerli insanları akşamları saat: 21.00’den sonra evlerine giderken, misafirlerimizin genç kadın ve kızları yanlarında erkek bile olmadığı halde parklarımızda satın 24.00’e kadar rahatlıkla oturup çekirdek çitliyorlar.
Geçtiğimiz günlerde, saat:17.30 sıralarıydı. Rahime Hatun Meydanında 16 yaşlarında olduğunu sandığım misafirlerimizin gençleri oturuyordu. Erkek gayet sakindi, ancak kız o kadar sakin ve sabırlı değildi. Oturdukları bankın üzerinde genç kız erkeği öpmeye çalışırken, erken yanaklarını kaçırıyordu. Sonrasında ne oldu biliyor musunuz, yanağını kaçıran erkeğe genç kız bir tokat atarak, kendi dilleriyle bir şeyler söyleyip oradan uzaklaşmaya başladı.
Bunları neden mi anlatıyorum? Kendi ülkelerinde yapamadıklarını ve içlerinden gelen istek ve arzuları sığındıkları ülkede rahatlıkla doğal olarak yapan gençler ile bizim ülkemizin gençlerinin üzerinden yapılmak istenen veya yapılan siyasetin araştırılmasını anımsatmak istiyorum.
Ahlak değerleri, gelenek ve göreneklerimizi yaşatırken, bizim gençlerimizin hareketlerinde kabullenmediklerimizden dolayı eleştirir, uyarırız. Misafirlerimizin gençlerinin inançları ve ahlak değerleri gereği böylesi hareketlerden uzak durduklarını sanıyorduk. Oysa hiç te öyle olmadığını, önemli olan hareketlerin beyin ve yürek arasındaki değerlendirmenin ve çevredekilerin ‘tahrit edilmemesi olayı’ olarak bilinmesinden geçtiği yönünde düşünülmesi olarak gerektiğidir.
Osmaniye’nin cadde ve sokaklarında misafirlerimizin genç kız ve kadınlarının, yerli insanlardan daha rahat şekilde dolaştıklarını, bazılarının ise gençlerimizi ve esnafımızı farklı şekillerde ‘tahrik ettiklerini’ son zamanlarda sık duymaya başladık. Hatta, bazılarının ‘kuma’ isteklerinin olduğu, ülkemizde yerleşebilmek için ‘ikinci eş olmayı’ teklif edenlerin sayılarının çoğaldığını da duymaktayız.
Misafir diyerek sahip çıktığımız komşumuzun insanlarının Osmaniye’deki yaşantılarına ‘çeki-düzen’ vermelerinin yetkililerce sağlanmasının kentin geleceği açısından doğru olacağını düşünüyorum. Saygılarımla…
