Bundan 23 yıl öncesinde Osmaniye merkezli olarak başlattığım, sonrasında uluslar arası olarak devam etmekte olan “Ekmek ödüllü Şiir yarışması”, önceleri tepkilere neden olmuştu.
Sözkonusu şiir yarışmamızda her katılımcıya birer ekmekle birlikte dereceye giren şairlere plaket ve değişik hediyeler veriyorduk, 23. Yılında da bunu gerçekleştirdik.
Katılımcılara verdiğimiz “Onur Belgesi”nin alt köşesinde her zaman; “Mideniz ekmeksiz, yaşamınız şiirsiz, yüreğiniz sevgisiz kalmasın” yazıyor.
Emeğin ve ekmeğin önemine vurgu yapma adına başlattığımız bu yarışma, yıllar sonrasında sözleriyle gündem oluşturmaya başladı.
Ucuz ekmek kuyrukları, yerel yönetimlerin Halk ekmek fırınları, fırınlar ve bakkallar arasındaki ekmek fiyatlarındaki rekabetler yaşanmaya başladı.
Ramazan öncesinde bazı bakkallarda 200 gram ekmek, 1,5 Tl yerine 1 Tl’den satılıyordu. Yoksul vatandaşlar böylesi bakkallardaki ucuz ekmekleri kısa sürede bitiriyorlardı.
Ramazan ayının ilk günü aynı bakkallarda ekmekler 1,5 liradan satılmaya başlandı, çiftelik pideler ise 3 Tl’den satılıyordu. Asıl ucuz satılması gereken Ramazan ayında ekmekteki indirimin artırılması doğal olarak tepki gördü.
Bu arada salgın kısıtlamaları nedeniyle, fırınlar sahurda açık olmayınca vatandaşlar sahur ekmeklerini akşam saatlerinde alarak bayat ekmek yemek zorunda kaldılar.
Tunceli’nin Pertek ilçesinde fırın işletmecisi Jeoloji Mühendisi 29 yaşındaki Barış Palancı, insanları kitap okumaya özendirmek amacı ile ekmek alanlara kitap hediye etmeye başladı.
Fırınından ekmek alana kitap hediye ettiğini söyleyen Palancı; “Midenin ekmeğe, zihnin ise kitaba ihtiyacı var” derken, aklıma “Ekmek ödüllü şiir yarışması”nda verdiğimiz onur belgesindeki yazının özü geliverdi.
Adana’da 51 yaşındaki Mustafa A. Geçirdiği bunalım sonucu, 4 yaşındaki kızı Ela’yı evinin damından sarkıtarak, gündeme düşmüştü. Çıldırdığı düşünülen baba ile çocuğu polis tarafından kurtarılmış, sonuçta mahkeme tarafından baba tutuklanmıştı.
Bu olumsuz olayın arkasında; “Neden, niçin, nasıl?” gibi sorulara yanıt aranmış mıdır? Ekonomik veya sosyal sorunları varsa, bunların çözümü için çare aranmış mıdır? Tutuklamak kolay, ama çaresini bulmak ta bir o kadar kolay olabilmeli!..
İzmir’in Bergama ilçesinin AKP’li Belediye Başkanı Hakan Koştu’nun, depremzedeler için gönderilen yardımları saklayıp, Ramazan ayında da üzerine kendi ismini yazarak yardım ediyormuş gibi vatandaşlara dağıtması olayı yine gündeme yerleşti. 6 aydır saklanan bu yardımları kendi satın almışçasına vatandaşlara dağıtan Belediye Başkanı ile ilgili “vicdan” sorgusu yapması gerektiği yönünde tepkiler başladı.
Adana’nın Çukurova ilçesinin CHP’li Belediye Başkanı Soner Çetin’in de uygulamalarının yanlış olduğunu vurgulamak isterim. Çukurova Belediyesi’nde; “işe gelmeden maaş alanlar” bir yana, akraba saltanatının Belediye’de sürdüğü bilgilerini alıyorum. Amcaoğlu, kuzeni, kayınbiraderi, Ablasının oğlu ve benzeri yakınlarının Belediye bünyesinde çalıştırdığı belirtilen Soner Çetin ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerel yönetimleri için söylediklerinin örtüşmesini bekliyoruz.
Devlet eliyle, yani Vali Yardımcısının TV mikrofonları karşısına geçerek, Kaymakam’ın ise yoksul bir kadına kucağında patates çuvalını verirken çekilen görüntüleri yakışık bulmuyorum.
Rahmetli Aşık Mahsuni Şerif ne diyordu; “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana/ Bilmem söylesem mi, söylemesem mi!?”….
Yorum Yazın