Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin gizli veya açık planlarını hayata geçirme çabaları nedeniyle ülke olarak meşguliyetlerimiz bir türlü azalmıyor.
Sadece dış dünyanın değil, içeride de bizleri meşgul etmek için çeşitli tezgahlarla uğraş verir halden bir türlü kurtulamıyoruz.
Dışarıdan gelen sinsi planları anlıyoruz, ama içeridekilerin neyi amaçladıkları ve kendilerine ne gibi çıkarlar sağlayacağını da iyi hesap etmek zorundayız.
Bilerek veya bilmeyerek, geleceği tahmin ederek veya etmeyerek yapılan eylemlerin sonrasında zarar görecek olan bu ülkenin gelecek kuşaklarındaki vatandaşlar olacağını bilmek zorundayız.
Sadece gelecekte torunlarımız değil, vatanımızdaki taşından toprağına, canlı ve cansız tüm varlıkların da etkileneceğinin hesabını yapamaz isek, aklı olmayan canlılardan ses çıkmayabilir ama, insanlarımızdan yoğun tepki göreceğimiz bir gerçek olacaktır.
Günü kurtarma veya birilerine ekonomik çıkar sağlama, ya da destek verenlerin sayılarını artırma adına olsun, hangi amaçla olursa olsun; “Önce ülkem ve ülkemde yaşayan vatandaşlarım!”diyerek düşünceleri hayata geçirmek önem taşır.
Sözleri slogan olarak kullanmakla bir yere varılmaz! Tepkilere kulak tıkayıp karşılığında “algı yürütmekle” sağlıklı sonuç alınamaz.
Eleştirenlerin üzerine farklı şekilde baskı unsurunu yaşatmakla doğru yapıldığı sanılamaz.
Son aylarda ülkemizde yaşanan olumsuz olayları öğrendiğimizde üzüntü duyuyor, olmamasını umut ediyoruz.
Orman yangınları; son yıllarda yaz aylarının başlangıcında ülkenin değişik bölgelerinde sıkça yaşanır oldu.
Bundan 5-10 yıl öncesindeki Yaz aylarında çıkan yangın sayısı ile bugünlerde yaşanan yangın sayılarını karşılaştırdığımızda, artışlar görebiliyoruz.
Orman yangınlarının yüzde 90’ının insan kaynaklı olduğu söyleniyor.
Teknolojinin bu kadar geliştiği dönemde, takip ve kamera sistemlerinin yoğun olduğu çağımızda; orman yangınlarını çıkaranlardan kaç kişi yakalanabiliyor veya anında belirlenebiliyor?
Bazı orman yangınları dışında, çoğunlukta bölge ve yöresine göre yangın yerlerinde inceleme yapılıp; neden, nasıl, niçin ve ne amaçla çıkıp (çıkarılıp) olabileceği sanırım ilgililer tarafından araştırılıyordur.
Geçmiş yıllarda orman yangınları “Terör örgütleri” tarafından çıkarıldığı yönünde haberler verilirdi.
Son günlerde fabrika yangınları ile de karşı karşıyayız. TMO’deki patlama ve çıkan yangın, değişik illerimizdeki Sanayi bölgelerindeki fabrika yangınları, ölen veya yaralanan vatandaşlarımızın haberlerine üzülüyoruz.
Bir yandan Ormanlarımızdaki, diğer yandan da fabrikalarımızdaki yangınlar bizleri meşgul ederken; Akbelen ormanındaki ağaç kesimleri ve kömür çıkarılması gibi gerekçeler karşısında, Köy sakinlerinin tepkileri karşısında; bazı insanların olaya bakış açılarını okumaya çalışıyorum!
Çevre ve ormanların korunması isteyen vatandaşlara, gösterdikleri tepkiden dolayı; “Terörist!” veya “Marjinal grup!” denilmesi yerine o insanları anlamak gerektiğini düşünüyorum.
Unutulmasın ki; bu vatanı işgal kuvvetlerine direnerek kurtaran Anadolu insanıdır. İşgalcilerle işbirliği içinde olan ve vatanın bölünmesinde yardımcı olanların ise kimler olduğunu tarih kitaplarından öğrenebilirsiniz!
Not: Ben marjinal gruptan değilim; gelecekte torunlarımın beni nefretle değil, rahmetle anmasını isteyen bir vatanseverim.
Yorum Yazın