Ne gidenin ardından ‘kötü’, ne de gelenin ardından ‘iyi’ demek istemem. Sadece gidene ‘uğurlar olsun’, gelene de ‘hoş geldiniz’ demek yakışır alır.
Ülke olarak, “Zor günler geçiriyoruz” diye konuşanlara tepki gösteriliyor, iktidar yanlıları tarafından da böylesine bir tepki doğal olsa gerek!
Vatandaşın görevi, seçimlerde oyunu kullanır ve ülkeyi yönetmesi için bir siyasi partiye desteğini verir. Tek parti iktidar olamaz ise yanına bir başka parti veya partileri de alarak birileri Hükümeti kurar ve yönetimin başına geçer.
Oy sonuçlarının açıklanmasından sonra vatandaşın görevi tamamlanmıştır, bundan sonrası Meclis’e gönderilen Milletvekillerinin tutum ve davranışlarına kalmıştır.
Hükümet kurulur, Bakanlıklar açıklanır ama bu kez küskün ve kırgın Milletvekilleri’nin sızlanmalarını duyabilirsiniz. Bunlar her dönemde yaşanan olaylar arasında yeralır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazine ve Maliye Bakanı, Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 82. Yıldönümüne iki gün kala görevinden istifa ettiğini sosyal medya hesabından açıklıyor. İnsanın aklına; “Sayın Bakan, başka günler çuvala mı girdi!?” diyesimiz geliyor.
Elbette bu günlerdeki gelişmeleri de gözardı edemeyiz. Cumhurbaşkanlığı YİK Üyesi Bülent Arınç bir TV kanalındaki konuşmasında ekonomiyi değerlendirirken; “Sıkıntı küçük müdür, büyük müdür derseniz elbette büyüktür. Sıkıntıyı inkar etmemek gerekir” diye konuşmasını anımsıyorum. Ardından Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın görevden alınarak, yerine Maliye eski Bakanı Naci Ağbal’ın atanması gelişmesini izliyorum. Sonrasında ABD seçim sonuçlarında Joe Biden’in, Mevcut Başkan Trump karşısında 214’e karşı, 290 delege çıkarmış olması dünyanın tüm ülkelerinde gündem oluşturmaya başladı.
8 Kasım Pazar günü akşam saatlerinde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, sosyal medya hesabından ‘istifa ettiği’ yönünde açıklama yapıyordu.
Bakan’ın istifa etmesi, bazı siyasi çevrelerce kabul edilemiyor ve inanılmıyordu. Oysa, bir insanın görevinden istifa etme isteği gayet doğal olduğu kadar, bir erdemlilik göstergesiydi. Bunu anlayamayan veya anlamak istemeyenlerin yine sosyal medya hesaplarında; “Yapma, etme, geri dön!...” gibi paylaşımları dolaşmaya başladı.
Bakan Albayrak’ın mutlaka düşündüklerinin olduğunu ve bu kararı verirken ülkesinin geleceğini düşünerek; “Başaramadım, daha fazla zarar vermek istemeden çekilmem gerek!” diyerek istifasını duyurduğunu düşünüyorum.
Ben buna, başarısız olmayı kabul edip görevinden onurluca ayrılmayı istemek olarak değerlendiririm.
Bir yöneticiyi dışarıdan görüp eleştirmekle olmaz. Hani bir hak deyimi vardır; “Bekara eş dövmek kolay olur!”diye.
Bir kurumun başında olmayanlar, yönetim sırasında yaşananları bilemeyenler, kendilerine göre eksik veya aksaklıkları eleştirebilirler.
Sizlerin nasıl düşündüğünüzü bilemem ama, göreve geldiğinde 1 Doların 4,53 Tl olduğu günden, doların 8.53 Tl’ye çıktığı bir süreci frenleyemediği için Bakan Albayrak’ın istifa etmesi olayını yerinde buluyorum.
