Nereden çıktı şimdi Mehmet Akif Ersoy ile ilgili başlık yaparak köşeye yazı yazmak, diye düşünebilirsiniz!?
Bilmem, bilmem isterim aslında; bunu siz okurlarımdan öğrenmek daha sağlıklı olabilir diye düşünenlerdenim.
Kitap veya günde bir gazete okumuyorsanız; sizlere neleri anlatabilirim diye kendi aklımı zorluyorum.
Ben burada aklımı zorlarken sizlerin neler yaptığınızı düşünmek yerine; kendi görevimi yapabilme adına uykularım kaçıyor, akşam yemeğimi evime hangi saatte gelirsem o zaman yiyebiliyorum.
Bundan da dert yanmıyorum! Kaldı ki; birileri gibi görüşlerini halkın arasında konuşurken, yaşantılarındakileri olmayan öylesine zatlarla karşılaştığımda, aynanın karşısında saçlarımı tarıyorum.
İstiklal Marşı’nın söz yazarı; Mehmet Akif Ersoy, “ Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen Alsancak”diye başlayan dizelerinin anlamını bilmeyen ve kendilerini, ülke için adadıklarını söyleyerek konuşma yapanlara inanamadım!
İstiklal Marşı’nı okumak demek, söylerken oradaki anlatılanları kulak ardı etmek değil, uygulamak anlamını taşır.
Ekonomik olarak yaşantıları zor duruma düşenlerin, iktidar partisine sırtına dayayarak yaşamını “bedavadan” sürdürmesi kadar iktidar başarısızlığı olabilir mi?
İnsanlar çalışmalı, üretime katkıda bulunmalı ve emeklerinin karşılığında aldığı parayı evine getirdiğinde alnı ak olabilmelidir.
AKP iktidarı’nın insanları kendisine bağlarcasına, sanki partisine verilen “Hazine yardımı” parasından verir gibi halka verilen yardımları siyasi malzeme olarak kullanmasını doğru bulmuyorum.
Görüşüp, sohbet ettiğim iktidar yanlıları ve destekleyen siyasi parti yandaşları bile bu günkü gidişattan şikayetçi oluyor.
Tepki verilmesi olayı ile ilgili görüşlerini sorduğumda, çoğunlukla; “Tepki verirken, yorumlarını istediğimde konuşmaktan kaçınıyorlar.
Mehmet Akif Ersoy’un söylediği gibi, “Korkma sönmez, bu şafaklarda yüzen Alsancak” dizelerini anımsayın ve bu vatanın bütünlüğü için kimseden korkmadan, çekinmeden ve biat etmeden düşüncelerinizdeki tepkileri olumlu veya olumsuz şekilde dile getirmelisiniz.
Hafta başında tırmanışa geçen doların hafta sonuna geldiğinde 11 lira 15 kuruşa kadar yükselmesinin ardında kimlerin kaybedip, kimlerin kazandığını düşünelim.
Ay sonuna doğru dolar 11 lira bandında seyrederse eğer, ay sonu garanti geçiş ücretlerinde ne kadar fazladan para ödeyebileceğimizi de düşünelim.
Hafta başında bin dolar alan bir kişi hafta sonuna geldiğinde bir haftada doların yükselmesi nedeniyle oturduğu yerden parasına yeni para eklenmesini sağlamış oluyor.
Dolar yükselmesi sabit maaş alanların cebinden giderken, dolar kuru ile işlem yapanlar kazanıyor.
Türkiye’de dolar kuru ile işlem yapanların sayıları da ortalama olarak belli olduğuna göre, kur dalgalanmasının kimlerin işine geldiğini de anlayabilmek mümkün olabiliyor.
Yorum Yazın