Yılın üçüncü ayının da ilk haftasını gerilerde bırakıyoruz.
Bazı illerimizin kırmızı noktalı olarak, pandemi salgınında yüksek risk taşıması endişesini yaşıyoruz.
Riskli iller veya bölgelerde yaşayan insanlar tedbirlere daha sıkı uymaları gerektiği konusunda uyarılar devam ediyor.
Mart ayının ilk hafta sonunda sokağa çıkma kısıtlamalarına gevşeme getirildi. Bugün kısıtlama yok ama, yarın var. Riskli bölgelerdeki bu uygulamalar sonunda yüksek risk taşıyan illerimizde, cafe ve lokantalar yine kapalı kalacak.
Kısıtlamalar elbette halkın sağlığına yönelik uygulamalar olsa da, doğalgaz, elektrik gibi faturaların ödenmemesi halinde kesintiler yapıldığını öğrendiğimizde üzülüyoruz.
İşsizlikle uğraşan gençlerimiz, okullarına gidemeyen öğrenciler evlerinde yaşadıkları sıkıntıdan iyice bunalmış durumdalar.
Salgına karşı alınan önlemlere sıkı sıkıya uyulması ve olayın ciddiye alınmasını önerseler de, bazı alanlarda uyulmadığını görmek insanları çileden çıkarıyor.
Geçtiğimiz Pazar günü vergi daireleri açık tutulmuştu. Ödeme yapmak isteyen vatandaşlar sokağa çıkma kısıtlamasına rağmen, Vergi daireleri önünde kuyruklar oluşturdular. Bu ödeme günü Pazartesi gününe çekilebilirdi, ama yapılmadı.
Denetimler sıkılaştırılıyor, tedbirlere uymayanlara yazılan para cezaları ise bazı anlarda tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Bugünden itibaren Cumartesi sokağa çıkma kısıtlaması kaldırıldı, ama yüksek risk taşıyan illerdeki esnafın durumunda bir değişiklik olmayacak. Onlar yine işyerlerini açamayacak, kiralarını ödemekte çektikleri zorluklar sona ermeyecek.
Mart ayının ilk haftasını bitirirken, son haftasında durumun nasıl olabileceğini tartışıyor insanlar. Evlerinde sıkılanlar, işyerleri açık olanların siftah edememiş olmaları, arkadaşlarını, okul ve öğretmenlerini özleyen öğrenciler bu bekleyişlerin ne zaman sona ereceğini umutla bekliyorlar.
Halkın yaşantısı böylesi sıkıntılar içerisinde geçerken, tüketim ürünlerine yapılan zamlar eksilmiyor. Market vitrinlerindeki etiketler ile kasa arasındaki fiyat farklılıkları karşısında vatandaş tedirginlik yaşıyor.
Evdeki hesabın çarşıya uymadığı sözü, market vitrini ile kasası arasında müşteriler tarafından yaşanır oldu.
İktidar sözcüleri ise Anayasa değişikliği, Milletvekilleri için fezleke verilmesi gibi gündem oluşturmaya çalışıyor.
İktidar sözcüleri muhalefetin oylarına ihtiyaç duyduğunda destek verilmesini istiyor, verilmemesi halinde halka şikayet edercesine konuşmalar yapıyor.
Muhalefet partileri ise Meclis’e verdikleri önergeler karşısında halkın yararına sağlıklı sonuç çıkmasını beklerken, iktidar ile destekçisi Milletvekillerinin oyları ile ya gündeme alınmıyor, ya da red ediliyor.
Böylesine karmaşık ve inatlaşma yapılırcasına oturumlar yaşanırken, bu süreçte halkın yararına olan önergelerin sağlıklı şekilde ne zaman sonuçlanacağını merak ederek yaşıyor vatandaşlarımız.
Yorum Yazın