Bir halk hikmetini duymuş olmalısınız; “Kuyuya biri taş atmış, 40 kişi çıkaramamış!”diye.
Kuyuya atılan taş nasıldı, ağırlığı ve büyüklüğü ne kadardı, çıkarmak isteyenler hangi yöntemleri kullandılar?
İşte asıl bilinmesi gereken yanıtlar, üstteki sorularda yatmaktadır.
Bu arada, benim kuyuya taş atma olayı ile ilgili sözümü, farklı şekilde duyanlarınız olabilir, ben biraz böyle yumuşatarak yazmak istedim.
Eski yıllar, geçmişteki Hükümetler eleştirilir. Tüpgaz, şeker, yağ ve ekmek kuyruklarından sözedilir.
O yıllarda yaşayanlar bilirler; “Türk Parası’nı koruma kanunu” yürürlükteydi. Ülkede Dolar veya Mark dolaşımına izin verilmiyor, Türk Lirası geçerliliğini sürdürüyordu.
Dünya’daki ülkelerin Jandarması olduğunu göstermek isteyen ve birbirleriyle yarışan ülkeler, sadece Türkiye değil, geri kalmış veya kalkınmakta olan ülkeler üzerindeki “yönetime hakim olma” eylemleri için projelerini hayata geçirmeye çalışıyorlardı.
İkna edebildikleri ülkelerin yöneticileri sayesinde istedikleri gibi yönlendirme yaparken, yabancı sermayenin-yerli sermaye ile ortaklığını oluşturarak sıkıntılar oluşturulması sağlanıyordu.
Son tümcemi inkar eden kişinin yurtsever olmasından kuşku duyduğumu vurgulamak isterim.
Yabancı para biriminin Türkiye’de dolaşımı, alış verişlerde kullanımı Anavatan Hükümeti döneminde başlatılarak genişlemeye başladığını görmekteyiz.
Cebinde yabancı markalı sigara taşımanın bile suç sayıldığı, Dolar ve o zaman yürürlükte olan Mark para birimlerini Ziraat Bankasında Tl’ye çevirebilmek için de bir takım koşulların gerektiği süreçten geçerek bu günlere geldik.
Yabancı para biriminin Türkiye’de rahatça dolaşımı serbest olmadan önce TL’mizin değeri ve ağırlığı yaşanıyordu.
Vatandaşların tüketim ürünlerine zam yapılırken bugünkü gibi Liralarla değil, kuruşlarla zam yapılıyor, o da 6 ayda veya yılda bir yapılıyordu.
Günümüzde ise sabaha kalktığımızda gece yarısı hangi ürüne zam gelip gelmediğini Tv’lerin sabah haber bültenlerinden öğreniyoruz.
Yaşadığı ülkenin tarihini bilmeyen veya öğrenmeyen, ülkesinin geleceğini de bilmekten yoksun kalır!
Günümüzde, ülkemizde yaşayan vatandaşların sağlıklı ve huzurlu yaşayabilmeleri için, “ekonomik alanda adalet” olmadığını söylüyorum.
Bu söylemimle, ülkeyi yönetenlerin gidişatta nerede hata veya eksikliklerinin olup olmadığını kendilerine sorgulamaları bekliyorum.
Muhalefette olan siyasi partilerin, kendi iç hesaplaşması yaptığı, iktidardaki siyasi partinin ise 21 yılın verdiği rahatlıkla, yönetiminin “iyi gittiği” yönündeki vatandaşa karşı söylemleri ile yönetilmekteyiz.
Daha birkaç gün önce, Zonguldak’taki maden ocağındaki göçükte bir kişinin ölümü, 6 kişinin yaralanması ile yaşanan olaylar! Bu ocakla ilgili daha önce hazırlanan raporlar! Çorlu Tren kazası’nın üzerinden yıllar geçti, sonuç!...
İktidar; üzerine elbette ki toz kondurmayacaktır! Ya Muhalefet partileri nelerle uğraşıyor!?
Hayatın bir gerçeği vardır, bunu kimse yadsıyamaz! İktidarda olabilirsiniz ama, iktidarı iyi yönetemiyorsanız, halkın yöneticilerine karşı tepki gösterebileceğini bilmelisiniz!
Bir Türk Lirası karşısında Dolar’ın 28 Tl’nin üzerinde değer gördüğünü bir kenara bırakalım. Motorin fiyatına baktığımızda Türk Lirası karşısında ve Dolar bazında 40 Tl’yi geçmesinin bir açıklamasının olması gerektiğini düşünüyorum.
Son aylarda, mevcut iktidarın Arap ülkeleri ile yaptığı ziyaret ve görüşmelerin ardından, petrol ülkesi olan bu ülkelerin bize ucuz akaryakıt vereceği umudunu bekliyorduk.
Tahminlerimiz hiç te öyle olmadığı gibi, akaryakıt fiyatları kimlerin istekleriyle olduysa, her hafta artmaya başlar oldu!
Dünyadaki başka ülkeler ve Türkiye’miz!... Hani söyleriz ya; “Can Azerbaycan!” Bu ülkenin bile para biriminin TL’den yüksek olduğunu anımsatmak isterim!
Okumayan, öğrenmeyen veya bilmek istemeyenlere daha ne diyelim ki!..
Yorum Yazın