Kütüphaneler Haftası nedeniyle dün Park 328 AVM’de bir kampanya gerçekleşti.
Kitaplar masaların üzerlerine dizildi, kitapseverler sandalyelerine oturup beğendikleri kitapları okumaya başladı. Kitap okuma kampanyası için 30 dakika ayrılmıştı, ama kitabı bitirip bitirmemek önemli değildi. Hangi kitabı okumaya başlamışsanız o kitap ücretsiz olarak sizin oluyordu.
Kitap okuma kampanyasına bir okulun minik öğrencileri katılırken, sivil vatandaşlardan gereken ilgi olmadı. Ancak, Toprakkale açık cezaevinden gelen mahkumlar birer kitap kurduydu sanki. Sandalyelerine oturup kitapların sayfalarını çevirirken yürekten ve içten bir katılım sergiliyorlardı.
Kitaplar okundu, dakikalar ilerliyordu ve süre dolduğunda herkes okuduğu kitabını alarak gittiler.
Kitap okuma kampanyası nedeniyle cezaevindeki mahkumlarda nefes alma olanağını bulmuşlardı. Cezaevi müdürü ve öğretmenin nezaretinde kitap okuma kampanyasına katılan mahkumların kitaplara karşı duygularını oturuşlarından ve kitapların sayfalarını karıştırmalarından belli oluyordu.
Öğrenciler ve yetişkinler neden ilgisizdi diye düşündüm. İnternetin gelişmesi ile birlikte insanlar aradıkları bilgileri internetten öğrenebiliyorlardı. İstenilen filmleri izleyebilen, fotoğrafları alabilen, müzik indirilebilen bir internet sistemin kullanımında insanlar kitap okumaktan ve araştırma yapmaktan kaçınmaya başladı.
Ben bunun adına uyuşukluk diyorum. İnsanlar kitap okumaktan uzaklaşırken, günlük gazeteleri de okumaz duruma geldiler. Haberleri internet sitelerinden takip eden insanlar gazeteleri de okumuyorlar.
Kütüphaneler Haftası’nda yılda bir hafta kitaplar insanlara anımsatılmak isteniyor. Oysa insanların kitap okuma alışkanlıklarını kendi düşünceleriyle birilerinin anımsatmaları ile değil, kendiliğinden uygulamaları gerekir.
Cezaevlerinde kitap okuma ve bilgi yarışmaları yapılır. Okudukları kitaplardan öğretmenler sorular hazırlarlar ve soruların yanıtlarının alınması sırasında yüzde 80 doğruları söyleyen mahkumlara rastlandığına tanık olunur.
kitap okuyanların bilgi birikimleri, dünyanın değişik kültürlerinden haberlerinin olabileceklerini de akıllardan çıkarmamak gerekir.
İnsan ilişkilerinde kavgalar, tartışmalar yoğunlaştığı bir süreçten geçiyoruz. Okumayanlar, tartışmasını da bilemeyeceği gibi, tartışmaları kavgaya götürmeye meyilli duruma gelirler.
İnsanlar okumaktan uzaklaştıkları için konuşmalarındaki sözcük kümeleri de yetersiz kalıyor, bir çok insan sözcük hazinesinin yetersizliği nedeniyle aynı sözcüklerle iletişim kurmaya çalışıyorlar.
Demek oluyor ki; bol kitap okuyan ile az kitap okuyanlar arasında sözcük hazinesi ve tümce kurabilmenin önemi kadar, hiç kitap okumayanların da sözcük hazinesindeki yetersizlik nedeniyle hal ve hareketleri önem taşımaktadır. Bol kitaplı günler dileğimle, saygılar…
