Osmaniye Valiliği İl Özel İdaresi katkıları ve Belediye’nin de katkıları ile Karaçay vadisi üzerindeki gölette yapılan çalışmalar, kentimize güzellik kazandırdı.
Karaçay vadisindeki bu göletin çevresinde yürüyüş yolları ve ailelerin dinlenebilmeleri için kamelyalar yapıldı.
İnsanlar buralara gelerek dinlenmeye başlarken, bildik geleneklerini de aynı ortamda yaşadılar. Yaptıkları piknik sonrası atıklarını toplamadıkları gibi oturdukları yerde bıraktılar.
Allah aşkına! Sizler evlerinizin bahçesinde kebap yaptığınızda atıklarınızı temizlemeden bırakıyor musunuz?
Oturup piknik yaptığınız yeri neden bu kadar kirli bırakıyorsunuz? Diye sorduğumda, yıllardan bu yana yeni gelişmelerin olduğunu görememek beni üzüyor!
Karaçay göleti olarak düzenlenen yerin güzelliğini görenler bilirler. Burada parasal olarak masraf yapılmıştır, bunu biliyorsunuz. Bu paraların halkın belli ödemelerinden yapıldığını bilemeyecek kadar cahil olduğunuzu sanmıyorum!
Burada yaptığınız piknik sonrası atıklarınızı oracıkta bırakmak yerine birkaç metre ilerideki belediye’nin çöp konteynırlarına atmak çok mu zor geliyor?
Bir diğer olay ise, gölün çevresine binlerce lira masraf edilerek kaya parçaları döşenmiş ve suyun belli düzeyde durmasına çalışılmış. Böylesine bir ortamda arkadaşlarınızla eğlenme adına “içme gereği duydunuz!”
Allah aşkına getirdiğiniz şişeleri boşalttığınızda getirdiğiniz poşetlerine yeniden koyarak bir çöp konteynıra koymak yerine, bulunduğunuz ortamdaki taşlara atıp kırma terbiyesizliğini kendinize yakıştırabiliyor musunuz?
Kent merkezinden alıp getirdiğiniz birkaç alkol şişesini arkadaşlarınızla birlikte içerek boşalttınız diyelim. Bu şişeleri size satan esnaf mutlaka bir poşete koyarak vermiş olmalı. İştiniz ve sonunda şişeler boşaldığında aynı poşete koyarak en yakın çöp konteynırına koymayı denemelisiniz.
Bu olay alkol alan gençlerimizle ilgiliydi, piknik yapan orta yaşlı veya ile yaşlı insanlara da sözlerim olacak.
Piknik alanına eşi, çocukları ve torunları ile gelen bir insanı izliyorum. Otomobilin direksiyonu başında otururken bile göbeğini yerleştirmekte zorlanan, bıyıklarının uzunluğu ile dudakları görünmeyen, sakalının göğüslerine kadar indiği birinin piknik sefasını Zorkun yayla yolundaki bir piknik alanında izledim.
Önce bir çul serdiler orta yere, yan taraflarında alkol şişelerine baktılar ama onları kaldırmak yerine bir iki tekme atarak oturdukları yerden uzaklaştırmaya çalıştılar.
Çalılar topladır, kömürler yaktılar ve kebaplarını yaparak oturup ailecek yediler-içtiler. İkindi Namazı saatinde bir erkek, Kadın, iki çocuk birlikte namazlarını da kıldılar.
Akşam saatlerinde toparlanmaya başladılar. Oturdukları çulu silkeleyip otomobilin bağajına koydular. Mangalı, maşayı, kaşık ve tabakları da alarak etraflarında bıraktıkları atıklara bakmadan otomobillerine bindiler.
Geride neler kalmıştı dersiniz; iki adet pet şişe, yemek atıkları, sönmemiş ve köz halindeki kömür, içilmiş sigaraların boş paketleri.
Soğan ve salatalık kabuklarını ormandaki hayvanlara bırakalım ve bunu yazmayalım!
Bu kent; böylesi kirlilik yaşayanların; sahte yaşantılarına layık değildir! Saygı ile…
Karaçay vadisindeki bu göletin çevresinde yürüyüş yolları ve ailelerin dinlenebilmeleri için kamelyalar yapıldı.
İnsanlar buralara gelerek dinlenmeye başlarken, bildik geleneklerini de aynı ortamda yaşadılar. Yaptıkları piknik sonrası atıklarını toplamadıkları gibi oturdukları yerde bıraktılar.
Allah aşkına! Sizler evlerinizin bahçesinde kebap yaptığınızda atıklarınızı temizlemeden bırakıyor musunuz?
Oturup piknik yaptığınız yeri neden bu kadar kirli bırakıyorsunuz? Diye sorduğumda, yıllardan bu yana yeni gelişmelerin olduğunu görememek beni üzüyor!
Karaçay göleti olarak düzenlenen yerin güzelliğini görenler bilirler. Burada parasal olarak masraf yapılmıştır, bunu biliyorsunuz. Bu paraların halkın belli ödemelerinden yapıldığını bilemeyecek kadar cahil olduğunuzu sanmıyorum!
Burada yaptığınız piknik sonrası atıklarınızı oracıkta bırakmak yerine birkaç metre ilerideki belediye’nin çöp konteynırlarına atmak çok mu zor geliyor?
Bir diğer olay ise, gölün çevresine binlerce lira masraf edilerek kaya parçaları döşenmiş ve suyun belli düzeyde durmasına çalışılmış. Böylesine bir ortamda arkadaşlarınızla eğlenme adına “içme gereği duydunuz!”
Allah aşkına getirdiğiniz şişeleri boşalttığınızda getirdiğiniz poşetlerine yeniden koyarak bir çöp konteynıra koymak yerine, bulunduğunuz ortamdaki taşlara atıp kırma terbiyesizliğini kendinize yakıştırabiliyor musunuz?
Kent merkezinden alıp getirdiğiniz birkaç alkol şişesini arkadaşlarınızla birlikte içerek boşalttınız diyelim. Bu şişeleri size satan esnaf mutlaka bir poşete koyarak vermiş olmalı. İştiniz ve sonunda şişeler boşaldığında aynı poşete koyarak en yakın çöp konteynırına koymayı denemelisiniz.
Bu olay alkol alan gençlerimizle ilgiliydi, piknik yapan orta yaşlı veya ile yaşlı insanlara da sözlerim olacak.
Piknik alanına eşi, çocukları ve torunları ile gelen bir insanı izliyorum. Otomobilin direksiyonu başında otururken bile göbeğini yerleştirmekte zorlanan, bıyıklarının uzunluğu ile dudakları görünmeyen, sakalının göğüslerine kadar indiği birinin piknik sefasını Zorkun yayla yolundaki bir piknik alanında izledim.
Önce bir çul serdiler orta yere, yan taraflarında alkol şişelerine baktılar ama onları kaldırmak yerine bir iki tekme atarak oturdukları yerden uzaklaştırmaya çalıştılar.
Çalılar topladır, kömürler yaktılar ve kebaplarını yaparak oturup ailecek yediler-içtiler. İkindi Namazı saatinde bir erkek, Kadın, iki çocuk birlikte namazlarını da kıldılar.
Akşam saatlerinde toparlanmaya başladılar. Oturdukları çulu silkeleyip otomobilin bağajına koydular. Mangalı, maşayı, kaşık ve tabakları da alarak etraflarında bıraktıkları atıklara bakmadan otomobillerine bindiler.
Geride neler kalmıştı dersiniz; iki adet pet şişe, yemek atıkları, sönmemiş ve köz halindeki kömür, içilmiş sigaraların boş paketleri.
Soğan ve salatalık kabuklarını ormandaki hayvanlara bırakalım ve bunu yazmayalım!
Bu kent; böylesi kirlilik yaşayanların; sahte yaşantılarına layık değildir! Saygı ile…
