İzindeyiz…

Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 81. yılında dün o’nu saygı ile anarken, emanetine sahip çıkma adına Cumhuriyet ve demokrasiye inanan insanlar “İzinde” yürüdüklerini bir kez daha dile getirdiler.

Dün Pazar günüydü, çalışanların çoğu izindeydi, aynı zamanda Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün ölüm günüydü.

Bazı insanlar dün Atatürk’ün izinde oldukları için Anıtkabir ziyaretinde olurken, bazı insanlar ise farklı izin kullanarak piknik alanlarını veya eğlence yerlerini tercih etmişlerdi.

Bir ülke düşünün liderini unutmadığı, unutamadığı için unutturmama uğraşı içerisinde uğraşı veriyor ve onu yokluğunun 81. yılında saygı ile anmaya çalışıyor.

Demokrasi ile yönetilmeyen ülkeleri düşünün, böylesi ülkelerdeki yöneticiler bazı olaylarda halkı yönlendirmeye çalışıyor.

Ülkenin kolluk kuvvetleri cadde ve sokaklardaki insanları bazı olayların kutlanması için zorla yönlendirmeye çalışıyor.

Bir başka deyimle “diktatörce” bir hareketle halkı belli yönlere çekmeye çalışan böylesi devlet yöneticileri doğal olarak demokrasiyi yaşayamıyorlar.

Ülkelerindeki yazar-çizerler ile vatandaşlar ülke yöneticilerini eleştiremiyor. Kadınlarının ise bir çok haklardan yoksun yaşadığı ülkeleri düşünün.

Bir de Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ve demokrasi yönetimini düşünün. Ülkemizdeki yazar-çizerler, vatandaşlar, hatta o’nun kurduğu yönetimin belli yerinde bulunan siyasiler bile Atatürk’ü yeri geldiğinde eleştiriyor, hatta portrelerini odalarından kaldırabiliyorlar.

Bu olumsuz olaylar karşısında çeşitli tepkiler oluşsa da, kendileri için yapılmasını istemeyenler, başkaları için farklı eylem içerisinde bulunabiliyorlar.

Onlar ki farklı şekilde “izinde” olurken, Atatürk’ün eserini korumak ve yaşatmak isteyenler ise  daha farklı “İzinde” olmayı tercih ediyorlar.

İnsanoğlu, insanoğlunu severken ne için sevdiğini veya sevmesi gerektiğini bilmeli ve unutmamalıdır. İnsanların farklı görüş ve düşünceleri olabilir, kimse bir başkası ile aynı düşünmek zorunda değildir, bu konuda zorlanamaz da!

İslam dininde bile “zorlama” olayının olmadığını bildiğimiz halde, kendilerini inançlı olarak gören bazı kişilerin kendilerinden olmayanlara farklı gözle bakmaları doğru bir davranış olmasa gerek.

Önemli değerlere sahip çıkmak, saygı duymak ve eserlerini korumak doğru yolda giden her insanın görevidir.

İnançlar üzerinde bakıldığında Peygamberlere duyulan saygının, ülke yönetiminde liderlik yapan insanlara da gösterilmesi önemlidir.

Emperyalizmin dümen suyuna gidildiği zaman, o anlayış önce inançlar üzerinde halkın arasını açmaya başlar.

Bununla birlikte ülkenin liderleri üzerinde çeşitli oyunları sahneye koyarak ülke içerisinde yaşayan halkın bölünüp parçalanması ile daha rahat sömürmeyi amaçladıklarını bilmek zorundayız.

Okuduklarını anlamadan yaşayanlar, başkalarının okudukları ve yaptıkları yorumlarla hareket ettikleri zaman, insanlar arasındaki ayrışma ve bölünmeler kolayca gerçekleştirilir. 

İsrail ile Filistin arasında yıllardır yaşanan olumsuzluklar, ölümler ve değişik olayları izliyoruz.

Komşularımızda yaşananlar, Irak, Suriye ve diğer ülkelerdeki kargaşanın oluşmasındaki senaryoları iyi okuyamayan o ülkelerin halkı, kendi özgür iradeleri yerine ABD’nin oyunları ile huzursuzluklar yaşıyorlar.

Bizler liderimize sahip çıkmadığımız zaman, bağımsızlığımızı da elimizden kaybedebiliriz. Atatürk’ü,yokluğunun 81. yılında özlemle  ve saygıyla anıyorum…